ASIM CENGİZ GÜR


İYİ ve TEMİZ OLANLARDAN -3

İYİ ve TEMİZ OLANLARDAN -3


Mâide suresinde :

“Ölü hayvan (leş), (çıkmış) kan, domuz eti, Allah’dan başkası adına boğazlanan; henüz canı çıkmadan yetişilip (şartlarına uygun tarzda) kesilenler dışındaki boğulmuş, (taş veya sopa vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, (başka bir hayvan tarafından) boynuzlanma neticesinde (ölmüş) ve yırtıcı hayvanlarca parçalanmış; bir de dikili (putlaştırılmış) taşlar için boğazlanmış (hayvanların etlerini yemeniz) ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. İşte bunları yapmak, (Allah’a) itaatsizliktir” buyurulmaktadır. Bu ayet-i kerimeyi iki günkü notlarımızda da tekrar ettik. Ayet-i kerimede, Ölü hayvan (leş) ve kan’dan bahsedilmektedir.

Ölü eti, kesimi yapılmadan ölmüş ve kanı dışarı akıtılmamış bir hayvanın etidir. Kan yeme, sadece cahiliye devrinde Arabistan’da veya hatta Afrika’da yaygın olan kan içme değildir. Fakat, hayvanın usule uygun öldürülmemesinden dolayı içerde kalmış kan da aynı durumdadır. Bütün hormonlar ve antikorlar kanda tutulur. Virüsler de dahil bütün bulaşıcı organizmalar, kanda gelişme imkânı bulur. Bu sebeple bu tür şeylerin yenmesi tehlikelidir. Köpek, kedi ve aslanlar gibi etobur hayvanlarda bulunan hayvan içgüdülerine de neden olabilir.

Bunlardan ayrıca günümüzde “katkı maddeleri” olarak anılan “şeyler”in de hormonlar ve davranışlar üzerindeki etkileri vardır. Eğer, domuz, domuz yağı, alkol, kakoin gibi yasaklanmış Katkı maddeler tüketilmiş ise, etkisi erkenden ortaya çıkmayacaktır. Buna karşılık, küçük miktarlarda kullanılması sebebi ile etkileri de yavaş yavaş ve birikerek olacaktır. Esasında, düşük kan şekerine neden olan şeker gibi, hipertansiyona neden olan sodyum gibi, et ve unlu gıdalarda kullanılan ve kanserle bağlantılı nitritler, nitratlar, sülfitler, sülfatlar gibi kobay farelerde mesane kanserine neden olan sakkarinler, beyin hasarı ile ilgili olduğu söylenen aspartam yapay tatlandırıcılar gibi ve kadında vajinal ve rahim kanserine neden olabilen DES(dietylstilbestrol, yağ ve kas kitlesini artırmak için sığırlara verilen kadınlık hormonu) gibi şeyler daha büyük önem taşımaktadırlar.

Burada inananlar için önem arz eden bu hususla ilgili olarak Prof. Dr. İbrahim Kürtül beyin seminerinden notlar aktarmak istiyorum..

“İyi, temiz gıdalarla sağlıklı beslenmenin önemi, beslenme alışkanlıkları ile hastalıklar arasındaki ilişkilerin ortaya çıkmasına paralel olarak, gün geçtikçe artmaktadır. Sağlıklı beslenmede üreticiden tüketiciye, araştırmacılardan klinik doktorlarına kadar geniş kitlelerin ilgi odağı haline gelmiştir. Bu süreçte gıda katkı maddeleri önemli yer tutmaktadır.

Gıda katkı maddeleri, üzerinde barındırdığı sağlık endişelerinin yanında, tüketicilerin inançları ve bireysel tercihleri bakımından da ilgi çekmektedir. Tüketicilerin bu hassasiyetine yönelik çalışmalar yürüten gıda sertifikasyonu kurumları, gıda katkı maddeleri konusunda fen, sağlık ve İslam Hukuku uzmanlarının görüşlerine ihtiyaç duymaktadırlar.

Kongre sunularından ortaya çıkan sonuçları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

Yediğimiz-içtiğimiz gıdalar bizim fiziksel yapımıza tesir ettiği gibi, manevi yapımızı da etkilemektedir. Dolayısıyla helal gıdalarla beslenmek isteyen Müslüman tüketici yapacağı alışverişte aldığı gıdalara dikkat etmeli, şüphelendiği bir konu varsa bunu sormalıdır.

Bir katkı maddesinin tabiatını veya kökenini öğrenmek için en iyi yol, üreticiye sormaktır. Etiket üzerindeki anlaşılmayan noktalar böylece öğrenilmiş olur.

Ambalajın üzerindeki içindekiler listesi dikkatli okunmalıdır. Özellikle ufak yazılara dikkat edilmelidir.

Şüpheli gıda katkı maddelerini üretici firmaya sormalıyız.

Restoran, lokanta, büfe, uçakta, işyeri kantininde ve fırın gibi yerlerden ambalajsız olarak satılan yemek ve tatlı çeşitlerinin içinde ne olduğunu özellikle hayvansal bir gıda veya hayvansal katkı maddeleri ve alkol içerip içermediği sorulmalıdır. Eğer bu yerlerde helal yemek yoksa gelecekte dikkate almalarını rica etmeliyiz.

Yemekte kullanılan et ve katkı maddelerinin İslâmi usulle kesimden sağlanıp sağlanmadığı ve domuz ürünleri ve alkolden arınmış olup olmadığı bilinmediğinde yani açıkça emin olmadığımız ve şüphelendiğimiz gıdaları yemekten kaçınmalıyız.

Çocukların gittiği yuvalarda ve okullarında neler yendiğini öğretmenleriyle konuşup öğrenmeliyiz ve yetkilileri helal-haram ve çocukların neler yiyebileceği konularında bilgilendirmeliyiz.

“Gıdalarda domuz yağı ve domuzdan elde edilen hiçbir katkı maddesi yoktur” ifade etikete konmuş olabilir. Fakat kesimi İslamî usule göre yapılmamış hayvanlardan elde edilmiş katkı maddesi var mı yok mu, bunu da öğrenmek gerekir.

Kosher (Koşer: Yahudi dinine göre helal) damgalı ürünler (bizim açımızdan) helal anlamına gelmemektedir. Bu tip ürünler her zaman garantili olmadığından, dikkat etmeliyiz.

Müslüman gıda tüketicisi, bilinçli olmalı ve hakkını aramalıdır.”

Yüce Allah, yediklerimizi, içtiklerimizi, kazandıklarımızı iyi ve temiz olanlardan seçebilme yetenek ve azmini bizlere nasib eylesin.