VELİ ALTINKAYA


İYİ Kİ HÂKİMLER VAR

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA - Tekrar Yazıları


Sıkıştığınız bir zamanda adalet imdadınıza yetişir... Bu bir hâkim kararıdır, ya da ilahi bir hükümdür. Gerçi her hâkim kararı da bir ilahi hükmün sonucudur ya...

 

“Kahrolsun İsrail” dedikleri için Savcı’nın haklarında Sporda Şiddet Yasası ve TCK’ya bağlı olarak ceza istediği protestocu gençler ilk duruşmada beraat ettiler.

İyi ki hâkimler var...

İsrail uluslararası sularda, yine uluslararası hukuku hiçe sayarak senin insanını şehit etmiş... Sen bu acı ve öfkeyle “Kahrolsun İsrail” diyen insanlara ceza verilmesini istiyorsun...

Kanunlar bazen uygulanmaz. Hukuk adayları ve kamu otoritesini kullanan güçler bazı kanunları görmezden gelir... Devrin kanunların bir bölümünün görmezden gelindiği gibi... Kılık, kıyafet, tekke, zaviye vs onları bir kenara bırakın bu ülkede generale “Paşa” demek suç... Allah aşkına hangimiz bu ülkenin generallerimize “Paşam” diye hitap etmiyoruz... Niye savcılar işlem yapmıyor... Anayasada var olup da kanunu olmayan nice hükümler var. Kanunlarda olup da anayasaya aykırı olanlar da öyle...

“Canım bana ne. O Yasama’nın görevi” diyemezsiniz... Dememeliyiz... Bazen kamu yararının olduğu yerde kamuyu dizayn eden kanunlar görmezden gelinebilir. Nice terör olaylarında, gösterilerde nice kanunlar ihlal ediliyor da kimse görmüyor...

Pazartesi günü mesleğimizle ilgili bir konu için Adalet Bakanı Sayın Ergin’i de ziyaret etmiştik. Aynı gün Kayseri’ye dönerken otobüste “Tarafsız Bölge” nin konuğu olan Bakan Ergin’i dinliyordum...

Bakan mealen “Savcılar iddianameleri ile değerlendiriyoruz. Bir savcının iddiası ne kadar çok mahkeme hükmü haline gelmişse o savcımız bu oranda takdir görür” dedi.

Bir savcı düşünün ki şüpheliye müebbet hapis istiyor. Mahkeme ise beraat veriyor. Bu o savcının hem hukuk bilgisi hem de özlük dosyası için eksidir. Aksi ise onun yükselmesini, daha önemli görevler almasını, saygın bur hukuk insanı olarak anılmasını temin eder...

“Kahrolsun İsrail” dedikleri için haklarında hazırlanan iddianameyi bir duruşmada çöpe atan hâkimlerimize hukuk, hak ve adalet adına teşekkür borçluyum.

 

ÖZEL İDARE’YE ELEŞTİRİLER

İl Özel İdaresi’nde çalışan bazı işçi kardeşlerimizin kanunda ve sözleşmede doğan haklarının ihlal edildiği yolunda sendika yöneticilerinin iddiaları var. İdare ise bu iddiaların doğru olmadığını söylüyor. Hatta konu o kadar büyüyor ki, Bakan Yıldız’ın huzurunda adeta bir Hakem Heyeti kuruluyor ve bakan, vali, milletvekilleri, sendikacıları ve idare yetkililerini tek tek dinliyor...

Bir sendikanın işçisinin hakkını savunmasından doğal ne olabilir. Ama bu yapılırken ölçü kaçmamalı. TÜRK-İŞ Temsilcisi Rifat Pekkan benim yıllardır tanıdığım yiğit ve mert insanlardan biridir. Meslektaşlarına destek vermesi de doğal. Ama son iki basın toplantısında İl Özel İdaresi’nin başında bulunan Genel Sekreter Mustafa Atsız’a yönelik kişisel açıklamaları eleştiri sınırlarının çok ötesinde... “Atsız gidecek, insan gelecek” ne demek. Atsız insan değil mi veya Atsız’a yönelik belden aşağı vuran cümleler yakışıyor mu? Atsız çıkıp da sendikacılarla ilgili aynı üslupta konuşsa ne olacak? Kaldı ki Atsız’a yönelik bazı suçlamalar ya yargıya intikal etti, ya da idari soruşturmaya tabi tutuldu. Bildiğim kadarı ile bir şey de çıkmadı...

Kamu yararı çerçevesinde işçinin kanundan ya da TİS’den kaynaklanan bir hakkı verilmiyorsa ben de o kardeşlerimle birlikte protestoya katılırım. Ama yetki, profesyonellik, sendikalar arası hesapla, hak arayışını karıştırmamak gerek.