İDRİS YAVUZ


İNSAN VE HAYVAN


 

Değerli okurlarım, bu günkü konumuz hayvan ve insan arasındaki benzerlikler.

TDK’da hayvan sözcüğü, ‘Hay-canlı, van-diri varlık’ anlamında kullanılmış, bu kelime Arapça’dan Türkçe’ye geçmiştir.

Refik Halit Karay; “Emin olunuz, bütün bildiğimiz, hayvanların içinde en ihtiyatsızı ve en ibret alınması gereken insandır” ifadesini kullanıyor.

Hayvan kelimesini sıfat olarak alındığında; mecazen akılsız, duygusuz, kaba anlamına gelen kimsedir.

Halk ağzında ise; at, eşek, katır gibi hizmetlerde kullanılan yaratıktır.

Divan edebiyatımızda Fabl; hayvanları insan gibi konuşturmaktır. Bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve insanlar gibi davranır ve ortak özellikleri taşırlar.

Örneğin ayı, iri-yarı, kafası yavaş işleyen, ama kızdı mı da önünde durulamayan bir tipi canlandırır. Ayının gücü, savaşçılığı, büyüklüğü simgeler. Ayı tırnağının ve pençesinin gücüne güvenir. 

Günlük hayatımızda bir takım insanlar için ‘ayı gibi, densiz adam, adamlıkta nasibi olmayan’ ifadesini kullanmıyor muyuz?

Kurt ise vahşi, sabırlı, daima sürü ile hareket eden, kolay yılmayan bir gücü temsil eden, özgür yaşayan, kurnazlığı, hileyi kabul etmeyen, hiçbir baskıya boyun eğmeyen asil bir hayvandır.

Bozkurt, örnek alınabilecek, insanlar için birçok güzel hasletleri olan bir hayvandır.

Tilki; yırtıcı, kurnaz, sinsi, aldatıcı, çok iyi koku alan, gücüyle yenemezse her yolu mubah sayan bir hayvandır.

Bugün siyasi arenada boy gösterip rant peşinde olan, vergi kaçıranlar, haksız kazanç sağlayıp devleti, milleti dolandıran, kara para aklayanların tilki kurnazlığı ile bir benzerliği yok mudur?

Çakal; küçük, yırtıcı ve sinsi bir hayvandır. İşi başkasına yaptırıp parsaya konarlar, sürü halinde yaşayıp leş ile beslenirler.

Çakal kelimesinin bir diğer anlamı ise kurnaz, açıkgöz, huysuz ve görgüsüz olmasıdır. Bunlar hazıra konan tetikçi, kurnaz hayvanlardır.

Bu gün bazı siyasilerin çevresinde odaklanan, tetikçi ve gövde gösterisi yapan, insanlara korku salıp bundan kazanç temin etmeye çalışan sözüm ona çakallar yok mudur?

Yılan; Türk hikâyelerinde insanoğluna karşı hürmetkâr, sabırlı, affedici ve bilge bir mahlûktur. 

Yılanın kuyruğuna basıp ona zarar verdiğinizde aniden saldırır, af etmez, ısırır, zehrini boşaltır ve öldürürler. 

Yılanlar çatal dillidir, dedikoducu ve arabozucu insanlar gibidir. Bu gibi kimselere de ‘yılan dilli’ denir.

Deve kuşu; uçamaz, iri yapılı bir kuş türüdür. 

Bazen deve kuşu gibi kafasını kuma gömen, gövdesinin dışarıda kaldığının farkında olmayanlar için bu ifadeler kullanılır. Hâlbuki hiçbir suç gizli kalmaz. 

Son zamanlarda moda haline gelen, yerel yönetimlere hazırlanan bazı aday adayları, kendilerini güçlü göstermek için sürekli etrafına topladıkları şak şakçılarla, gerçekleri perdelemeye yönelik çalışmaları, yukarıdaki anlatılan hikâyelere uyumlu olduğunu söyleyebiliriz.