VELİ ALTINKAYA


İLK MECLİS VE İLK VEKİLLERİMİZ (3)

Gündem - Veli Altınkaya


Yazımızın üçüncü bölümünde de ilk mecliste görev yapan milletvekillerimizi tanıtmaya devam ediyoruz. İlk iki günde Mehmet Alim Çınar ve Ahmet Hilmi Kalaç´ın biyografilerini aktardık. Bugünde tarihçi Sabit Okuyan´ın ?Birinci Büyük Millet?Meclisi´nde Kayseri Mebusları ve Milli Mücadele´deki Etkinlikleri´ başlıklı bir doktora çalışmasından Ahmet Remzi Akgöztürk ve Mehmet Atıf Tüzün biyografilerini aktarıyoruz.

Ahmet Remzi Bey

(Akgöztürk)

1871 tarihinde Kayseri ili Melikgazi ilçesinde doğmuştur. Ulemadan Nuh Necati Efendi´nin oğludur. Medrese eğitimini tamamladıktan sonra 1898´de önce müderris ve aynı yıl içerisinde Terakki Mektebi Başöğretmeni oldu. 21 Ağustos 1911 tarihinde Kayseri Müftüsü olarak göreve getirildi. İstanbul´un işgali sonrasında Hürriyet ve İtilaf Fırkası iktidara geldi ve Şeyhülislam Mustafa Sabri´nin Kayseri´deki propaganda faaliyetlerine imkân tanımadığı için 2 Nisan 1919 tarihinde müftülük görevinden alındı. Ahmet Remzi Bey, Kayseri Müftülüğü´nden azledildikten sonra Kayseri Sultanisi´nde (Kayseri Lisesi) Farsça Öğretmenliği yaptı. Mustafa Kemal ve maiyetinin Kayseri´ye ulaştığı 19 Aralık Ahmet Hilmi Kalaç ile ilgili olarak Ahmet Nedim Kilci´nin hazırlamış olduğu 2005 yılına ait Yüksek Lisans Tezi içerisinde, Kalaç´ın 1920?1946 yılları arasında meclis dâhilindeki etkinlikleri konusunda detaylı bir inceleme yer almaktadır. 1919 tarihinde onu karşılayanlar arasında, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı olarak görev yapan Ahmet Remzi Bey de yer aldı. 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul´un işgali üzerine, Kayseri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Ahmet Remzi Bey ve birkaç arkadaşı Ankara´da bulunan Heyet-i Temsiliye´ye bir telgraf göndermişler ve işgalin yarattığı üzüntü ve bu andan itibaren üzerlerine yüklenen ağır yükten bahsetmişlerdir. Telgrafın bir bölümünde: ?Bu gün üç yüz milyon Müslüman´ın ilahi dayanağı olan ve altı yüz senelik şanlı bir maziye sahip olan Osmanlı Hükümeti´nin taksimi cihetine gidilmesini bütün mevcudiyetimizle reddederiz.? ifadeleri yer almaktadır.

Şeyhülislam Dürrizade Abdullah´ın Milli Mücadele karşıtı olarak yayınladığı fetvaya karşı, Ankara Müftüsü Rifat Börekçi´nin yayınlamış olduğu 22 Nisan 1920 tarihli fetvayı, Kayseri Sabık Müftüsü olarak imzalamıştır. Son Osmanlı Mebusan Meclisi´ne Kayseri Mebusu olarak seçilse de istifa ederek meclise dâhil olmamıştır. Ankara´da toplanacak olan meclis için yapılan seçimde de Kayseri Mebusu olarak seçilmiş ve 23 Nisan 1920 tarihindeki meclis açılışında hazır bulunmuştur. İrşad ve Şer´iye- Evkaf Komisyonları´nda görev almış, 10 Mayıs 1920 tarihinde Kayseri Müftülüğü´ne yeniden atanmıştır. Nisab-ı Müzakere Kanunu ile birlikte iki görevi bir arada götürmesi kanunen yasak olunca, mebusluğunu sona erdirerek Kayseri Müftülüğü´ne devam kararını vermiştir.

Sakarya Savaşı´nda kazanılan başarılar sonrasında, 29 Ağustos 1921 tarihinde, Kayseri´de bulunan Saat Kulesi Meydanı´nda Ahmet Remzi Bey önderliğinde gerçekleştirilen miting ile halkın milli ve manevi duyguları harekete geçirilmiş, miting sonrasında yapılan dua ise yine Ahmet Remzi Bey tarafından gerçekleştirilmiştir. Ahmet Remzi Bey´in büyük gayretleriyle Kayseri´de Milli Mücadele havası yakalanmıştır. Silahlı birliklerin oluşturulması, çevre illerin teşkilatlandırılması, çekilen protesto telgraflarıyla halkın bilinçlendirilmesi konularında Remzi Bey´in büyük hizmetleri olmuştur. Milli Mücadele´nin savaş bölümü sona erdikten sonraki süreçte; başta Şapka Kanunu´na muhalif olma, Nakşibendî Tarikatı´nı yayma, inkılâplar aleyhinde vaaz verme suçlamalarıyla 29 Kasım 1925 tarihinde müftülük görevinden azledilmiştir. Kayseri Sultanisi´ndeki Farsça Öğretmenliği´ni 30 Eylül 1927 tarihine kadar sürdürmüş, hayatının kalan kısmında ise dini araştırma ve yazı faaliyetlerine devam etmiştir. 4 Kasım 1938´de Kayseri´de vefat etmiştir. Son görev yeri Üsküdar Selimağa Kütüphanesi Müdürlüğü olmuştur. Seyyid Burhaneddin Mezarlığı´na defnedilen Sabık Kayseri Müftüsü evli ve altı çocuk babasıydı. Meclis´te Müftü Ahmet Remzi Efendi ya da Müftü Remzi Efendi olarak tanınmıştır. Kayseri Raşit Efendi Kütüphanesi´ne kayıtlı İslam Dini´nin kuralları, Kur´an ve Hadis telif ve tercüme eserleri mevcuttur. Bu kütüphaneye kayıtlı sekiz adet eseri görülmektedir. Bu eserlerden Müştakü´l- Fuad Fi Şerhi´l ? Üstad ile İrşadü´l-kari Fi beyani´l-kaili´l- cari adlı eserleri basılmamıştır.

Mehmet Atıf Bey (Tüzün)

1885 yılında Arhavi İlçesi (Artvin İli´ne bağlı) Kemerköprü Köyü´nde dünyaya geldi. I. Dönem Lazistan Milletvekili İbrahim Şevki Bey´in oğludur. 1911 tarihinde Mülkiye Mektebi´ni bitirerek staj için Bağdat Vilayeti Maiyet Memurluğu´na atandı. Horasan ve Cezire´de Kaymakam Vekilliği yaptı. Birinci Dünya Savaşı sırasında yedek subay olarak görev aldı ve başarılarından dolayı savaş madalyasıyla ödüllendirildi. 1918 ve 1919 yıllarında Tafile, Bünyan, Boğazlıyan ve Develi Kaymakamlığı yaptı. Develi´de Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti´ni kurdu. Oluşturduğu milis kuvvetlerle Kozan Cephesi´nde Fransızlara karşı savaştı. BMM I. Dönem Kayseri Milletvekili olarak 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara´da hazır bulundu. Yenihan Ayaklanması üzerine, mebusluğu devam etmek kaydıyla, 15 Mayıs 1920 tarihinde Tokat Mutasarrıflığı´na atandı. Milletvekilliği ve memurluğun bir arada yürütülmesini yasaklayan Nisab-ı Müzakere Kanunu (5 Eylül 1920) dolayısıyla 5 Ekim 1920´de milletvekilliğine geri döndü. Meclis içerisinde değişik komisyon ve tetkik kurullarında çalıştı. 4 Ağustos 1923 tarihinde Kırşehir Mutasarrıflığı´na atandı ve II. Dönem vekil seçimine katılmadı. Kırşehir´in il olması ile 4 Ağustos 1923 tarihinde vali olarak görevine devam etti. 11 Ocak 1925 tarihinde Ankara Valisi oldu. 23 Haziran 1927 tarihinde Mülkiye Dairesi Başkanlığı´na getirildi. III. Dönem´de Rize Milletvekili seçilince 31 Ekim 1927 tarihinde görevinden ayrıldı ve vekillik yapmaya başladı. IV. Dönem Rize, V., VI., VII. ve VIII. dönemlerde Çoruh Milletvekili olarak vekillik görevini 1950 yılına kadar sürdürdü. Bu tarihten itibaren politikadan ayrıldı ve 3 Nisan 1970 tarihinde Ankara´da vefat etti. Evli ve dört çocuk babasıdır. Hem mecliste ve hem de cephedeki hizmetleri dolayısıyla 17 Mart 1924 tarihinde meclis kararı ile Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklal Madalyası´yla ödüllendirildi. Birinci Meclis içerisinde çok fazla aktif rolde göremediğimiz Mehmet Atıf Bey, 6 Mart 1923 tarihinde Büyük Millet Meclisi´nde düzenlenen ve Lozan Konferansı´nda sunulan sulh teklifiyle ilgili olarak, birleşimin üçüncü celsesinde Riyaseti Celile´ye verilen bir teklifin altına Kayseri mebusları Ahmet Hilmi Bey (Kalaç) ve Sabit Bey (Gözügeçgel) ile beraber imza atmıştır. Teklif içerisinde: İtilaf Devletleri´nin önerdiği sulh maddelerinin memleketin istiklalini tehdit ettiği, bu şartlar altında savaşmanın zaruri olduğu, memleketin mali, iktisadi ve idari meselelerinde milletin ve memleketin çıkarlarını gözetmek şartıyla sulh görüşmelerine devam edilmesi isteği dile getirilmiştir. Ayrıca, memleketin bir an önce boşaltılmasının İtilaf Devletleri tarafına acilen iletilmesi talep edilmiştir.