VELİ ALTINKAYA


İKİ ÇOCUK VE DERS

İKİ ÇOCUK VE DERS


   Önceki gün öğle saatleri...  İşyerinden yeni çıktım yolun karşı tarafındaki marketten çıkan  5-6 yaşlarında, üzerinde kırmızı bir mont olan bir  kız çocuğu benim seyir halinde olduğum şeridin adeta ortasında,  küçük kardeşi olduğunu zannettiğim 2-3 yaşlarında, üzerinde sarı bir kaban bulunan çocukla sarmaş dolaş oldu...

Araba gelip-gelmediğine bakmıyorlar bile... Sağda durup 2-3 dakika çocukları seyrettim.

Abla olan (yani  5-6 yaşındaki) küçük kızı adeta bir anne şefkati ile önce bağrına bastı, sonra sağ kolunun altına alarak yavaş yavaş  yürümeye başladılar... Hiçbir yana bakmıyorlar.  Sadece birbirlerine sevgi dolu gülücüklerle bakıp poşetten çıkarttıkları yiyeceği ikramla meşguller...

  Bu bir bisküvi...

   Küçük kız, bisküviden bir tanesini ağzına atıyor ve sonra kendisine bir abla-anne şefkatiyle sarılmış olan büyüğün yanağına, bir öpücük konduruyor.

   Fevkalade doğal ve samimiler... Sanki  etraflarında başka hiç kimse yok gibi...

 El ele tutuşup ilerdeki binaya doğru yürüdüler...

   Mesud  ve  güle oynaya...

   O kadar ve doğal ve samimiler ki bir kaç dakika gıpta ile izledim...

Çocukluğun verdiği  olanca samimiyet, saflık ve teslimiyetle el ele tutuşup gittiler...

     Bir kaç dakikalık bu gözlememi niye aktarıyorum dersiniz...

  Hepimizin etrafında hemen her gün bu tablonun onlarcası yaşanmıyor mu?..

Hepimiz çocukken elimizdeki bir lokmayı kardeşimizle, kardeş bildiğimiz komşu çocuğu ile paylaşmadık mı?.

   Peki ya bugün... Ya çoluk-çocuğa karışınca niye bu kadar değişiyoruz?..

   Niye hırsımız aklımızın önüne geçiyor? Niye gözümüzü kin bürür gibi bir yüz asıklığı yaşıyoruz.

  Bu hırs, bu garez, bu hiddet, hatta şiddet niye?

   Bugün hangi görevde olursak olalım, kaçımız çocukluğumuzu özlemiyoruz. Hatta yokluk-çile içinde geçen çocukluğumuzu...

 Bize çocukluğumuzu özleten sorumsuzluğumuz değil, saflığımız, doğallığımız, paylaşmayı bilişimizdir...

Ey! helal-haram ölçüsü kalmamış, inandığını söylediği ahiret için “veresiye muamelesi” yapan insan... Ne zamanki inandığın gibi yaşarsın, işte o zaman mutlu olursun. Aksi takdirde ne mal-mülk, ne makam ne saltanat sana huzur vermez...

İki çocuğun bisküvi samimiyeti ve sevgisinin altında  yatan bilelim ki, helal-haram ölçüsüyle  ve kendi lisanlarıyla şükredebilmeleridir. Çocuk saflığıdır, temizliğidir.

   Ne mutlu bunu yapabilenlere...

 

 

BİR KİTAP

Bugün aslında Büyükşehir Belediyesi’nin “Bir Nefeste Kayseri” başlığı ile “Şehir Kitapları”ndan oluşan  eserini yorumlamak istiyordum.

   Yarına kaldı...

   Belediyeler başta kamu kuruluşları ve bazı işletmelerin kitap ve kültürel odaklı etkinliklere katkı vermesinden müthiş haz duyuyorum.

   Büyükşehir’in şuana kadar kitap yayını 127’ye ulaşmış... Yarın detaylandıracağım, bu hizmet yol, kaldırım, park yapmaktan benim için çok daha önemli... Gelelim yazının konusu kitabımıza...

 ERÜ, İİBF ve KTO’nun ev sahipliğinde  geçtiğimiz nisanda  “3. Kayseri Ekonomisi Sempozyumu” düzenlenmişti. O sempozyumda  sunulan tebliğler Prof. Ekrem Erdem’in editörlüğünde kitap haline getirilmiş.

    Kalkınma, Büyüme ve Finans, Yerel Yönetimler ve Medya, Tarım ve Hayvancılık Sektörü, Hizmetler Sektörü, (Turizm, Mimari- İş Güvenliği, Vergi, Sağlık), Sanayi Sektörü, (Ar-Ge, Etkinlik ve Stratejik Sektörler) Üniversite ve Beşeri Sermaye, İşletmelerin Yapısı ve Sorunları, İlin İktisadi Tarihi ve Zihniyeti,  Kalkınma Ajansları ve Kümelenme, İlin İktisadi Tarihi, (15-19.yy) ve Sanayi Sektörü (Mobilya-OSB’ler)  başlıklarından oluşan 12 ayrı oturumda, yaklaşık 40 tebliğin yer aldığı gayet güzel bir kitap olmuş. Emeği geçenleri ve katkı verenleri kutluyorum.

 

UNUTTUĞUM İKİ GENEL BAŞKAN

    İdris Naim Şahin’in muhtemel partisi “Anayurt”a hemşehrimiz Mehmet Bozdemir’in “eş genel başkan” olacağı haberlerini yorumlarken, mealen “Turhan Feyzioğlu’ndan sonra bir siyasi partinin ilk genel başkanı Kayserili olacak” demiştim. Geçen TV’de aynı yorumu yapınca Ceyhun, “Ağabey Mehmet Yazar  var ya” dedi.  “Doğu” dedim. Yazar, Hür Demokrat Parti’nin genel başkanıydı. Dün de Alim Gerçel Ağabey “O yorumlarını dinledim. Hemşehrin Ahmet Özsoy’u unuttun” dedi.  Alim Ağabey’e “Ağabey haklısın. Demek ki yaşlanıyoruz” dedim. Ahmet Özsoy dostumuzda 1983’de  MHP’nin devamı olan MP (Muhafazakar Parti, sonra MÇP oldu) genel başkanıydı... Böylece bu şehirden çıkmış genel başkanları da anmış olduk.

 

00- Kayseri Büyükşehir Belediyesi adeta bir yayınevi gibi 128. kitabını kültür hayatımıza kazandırmış.

00- Büyükşehir’in “Şehir Kitapları” serisinden 28 eseri aynı anda yayımlaması takdir görmüş.

00- AK Parti’de bazı ilçelerde sürpriz olabilirmiş.

00- Ülkü Ocakları, İl Başkanı Mete Eke’ye her türlü desteği veriyormuş.

00-CHP önümüzdeki hafta,  Ali İsmail Korkmaz davası öncesi Kayseri’ye çıkarma yapacakmış.

00- OSB bir çok alanda sosyal sorumluluk projelerine destek veriyormuş.

00-Başkan Çelik, kanal boyunda trafik akışını kesintisiz sağlamada kararlıymış.