Bu şehirde bir grup, (aslında sayıları bir elin parmağını geçmez) yine bu şehrin namuslu, vergisini, zekatını veren, istihdam, ihracat ve istihsalle katma değer sağlayan insanlarını taciz ediyor. Tehdit ediyor, örtülü şantaj da yapıyor.
Eskiden bu tür işleri silahlı olanlar yapardı; şimdilerde bu tiplerin farklı mesleklerde olanları da türedi.
Hakkı, hukuku dillendirme kisvesi altında, ?iktidar, hukuk ve yönetim boşluğundan´ yararlanarak iffetsiz tavırları ile nemalanmak isteyen bir grup türedi bu şehirde... Yıllardır dönen ahlaksız çarklarına kimin çomak soktuğunu düşünüyorlarsa, Allah´tan korkmadan iftira atmaktan geri durmuyorlar.
Dünkü yazımda da bu tiplerin bir bölümünden bahsetmiştim; maalesef onların kim olduğunu bu şehirde ?herkes´ biliyor; ama o çevreler, ?Bana değmeyen yılan bin yaşasın´ veya ?Neme lazım çalıyı dolanayım´ mantığıyla hareket ediyorlar.
Böyle yapanlar unutmasın ki, bu ahlaksız, şerefsiz, namussuz, şantajcılar bir gün onların kapısını da çalar. Çünkü bunlarda Allah korkusu, utanma diye bir haslet yok.
Yine bunlar kafalarını kuma sokmuş halde yaptıklarından kimsenin haberdar olmadığını sanırlar. Sadece onlar değil; onları bu işlere azmettirenler, gaz verenler, vurgundan beraber nemalananlar da öyle...
Allah cümlemizi iffetsizin iftirasından korusun. Hele hele rahmetli Demirel´in ifadesiyle,?Yakışan iftiradan´ korusun.
Adam o kadar iffetsiz ki, (erkeğin iffetsizi kadının iffetsizinden daha beterdir) alenen FETÖ üzerinden nemalanıyor. Alenen insanlara aba altından sopa göstererek neredeyse haraç alıyor... Maalesef o insanlardan bir-ikisi çıkıp da Savcılığa, emniyete şikayette bulunamıyor. Niye, ?köpeğe dalaşmaktansa, çalıyı dolanayım´ mantığıyla hareket ediyor...
Zaman zaman devlet kapılarına girip-çıkanlardan bazıları da maalesef bunlara aracı oluyor.
Düne kadar Erkilet Yolu üzerinde bu şehre mal olması gereken bir yerden nemalananlar, bu müessesenin yıllardır bir kene gibi kanlarını emenler, geçimlerini, işyeri çarklarını ve gidon havuzlarını bu müessese odaklı kuranlar, yetmedi bazı yerel yönetimler ve fabrikalar dahil, şantajla buralardan ?babasına iş edinenler´ utanmadan sokağa çıkabiliyor, güya kanundan kaçmak adına isim vermeden insanları taciz edip, iftira atıyor.
Nerede tefeci varsa şerefsiz, namussuz, ahlaksız, alçaktır. Tefeci Kainatın?Sahibi´nin Mukaddes?Kitabı´ndaki ifadesiyle, ?Ateştedir? ve kıyamet koptuğu zaman, ?şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi (kabrinden) kalkacaktır.?
Peki tefeci alçak ve namussuzdur da, nemalanmak için, dönen çarkına çomak sokulduğunu düşündüğü için, böyle olmadığı halde, insanlara tefecilik yaftası yapıştırmaya çalışanlar alçak, namussuz, şerefsiz değil midir?
Onlar iffetsiz iftiracılardır. Alçaktırlar, namussuzdurlar, şefsizdirler.
Bu şehir milyonluk nüfusa sahip gibi gözükse de, herkesi tanır. Kimin tefeci olduğunu, kimin üç kuruşluk yaptığı işler için 30 kuruşluk fatura kestiğini, kimin bu şehre mal olması gereken Erkilet?Yolu üzerindeki malum Dernek´ten yıllardır ahlaksızca nemalandığını bilir. Kimin Ankara Yolundaki fabrikaya nasıl iş yaptığını da bilir.
Onlar pişkin pişkin sırıtarak, kafalarını kuma sokup bu şehirde gezseler de bizim sağduyu sahibi aklıselim insanımız bilir onların kim olduğunu...
Bu alçaklar kadar, onların şerlerinden korktukları için ?iş´ verenler, onlara ufaktan ufaktan kemik atarak kurtulacağını sananlar da bilsinler ki vebaldedirler. Ve bir gün o ?iş´ler kesildiği, o kemiğin daha etlisi verilmediği zaman, bu alçakların nasıl saldırdıklarına onlar da şahit olacaktır.
Bu iffetsiz iftiracılar, utanmadan emniyeti, savcılığı vs göreve çağırıyorlar; hodri meydan. İddialarınızın binde birini ispatlamazsanız şerefsizsiniz.
Algı yaratma, ürkütme, korkutma, tırsıtma çabalarınız beyhude...
Aslında siz hepimizin bildiği malum iktidar sahiplerine ?ne olur ne olmaz´ korkusuyla bir şey diyemediğiniz için, Erkilet?Yolu üzerindeki çarkınızı bozduğunu zannettiğiniz masum insanlara iffetsizce iftira ederek intikam aldığınızı zannediyorsunuz.
Elinizdeki son barutunuzla aslında kendi ayaklarınıza sıkmaktasınız.
Çok değil, yakın bir tarihte bu şehir, hem hukuk yoluyla, hem de yürekli insanların itiraf dolu başvuruları ile bu pisliklerden nasıl kurtulacak görürsünüz.
Bu mesleği 35 yıldır yapmaya çalışan biri olarak, böyle bir üslup kullandığım için okuyucularımın affına sığınıyorum. Maalesef zaman zaman insanı böyle cümleler kurmaya zorluyorlar. Müslüman´ın, ?Hayrını koruyacak kadar şerri´ olmalıdır. Ben bunu düstur edinmiş biriyim. Ve gerektiği zaman ?namuslular namussuzlar kadar yürekli olmalı´ ve onların anlayacağı lisandan konuşmalıdır. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
AV.FAİK IŞIK´IN
AÇIKLAMALARI
Av.Faik Işık aslen?Yozgatlı, tahsilinin bir bölümünü Kayseri´de tamamlamış;?İstanbul´da devam ettirdiği mesleğinde zamanında Cumhurbaşkanı Recep?Tayyip?Erdoğan´dan, FB?Başkanı Aziz?Yıldırım´a kadar bir çok ünlünün avukatlığını yapmış bir isim. Kendisini Yozgatlı olduğu kadar Kayserili de sayan bir isim olan Faik Işık, geçtiğimiz hafta yaptığı bazı değerlendirmelerde yaygın medyanın gündemindeydi. Daha doğrusu Türkiye´nin gündemini belirleyecek önemli açıklama ve iddialar ortaya attı Faik Işık. Işık, 25 Haziran tarihli Hürriyet Gazetesi´ne manşet olan açıklamaları ile 15 Temmuz darbe girişimine dair önemli tespit ve iddialarda bulunuyor. Yine aynı şekilde darbe girişiminin NATO?bağlantılı şehirlerden başlatılmasına dair müthiş tespitleri var. Hemşerimiz Işık´ın bu açıklama ve iddiaları geçtiğimiz haftanın gündemini belirleyen önemli konulardı.
Mış? Miş? Muş?
Z-Geçtiğimiz hafta FETÖ´den tutuklanan bir ünlü, dün kelepçeli halde yeniden hakim karşısına çıkmış.
>-Vedat Ali Özışık, Pancar?Kooperatifi defterini kapatmış gözüküyormuş.
00- Ankara´nın siyasi ve güvenlik kulislerinde sıkça konuşulan KÖZ´cülerle temasını kesmeyen siviller merak ediliyormuş.
>- Argıncık civarında kiraladığı işyerinde şartname ve sözleşme dışı iş yapanlar, hatta çevreyi kirletenler, yaptığından kimsenin haberi olmadığını sanıyormuş.
>-Erkilet?Yolundaki bir müesseseden yıllardır nemalananlar, ?tetikçi´ kullanıyormuş.
>- Kızıptepe´de küfül küfül oturanlar o mülke nasıl sahip olduğunun ve yaptıklarının bilinmediğini sananlar ?sabır taşı´nın çatlamak üzere olduğundan bihabermiş.
