İDDİASINI İSPATLAMAYAN ŞEREFSİZDİR!

Recep?Bulut, dünkü yazısında adımı da geçirerek bazı iddia ve ithamlarda bulunmuş.
Hukukta bir kural vardır, ?Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir.? Aksi ispat edilinceye kadar kimseyi suçlayamazsınız. Bu, hukukun en temel kurallarından biri olan masumiyet karinesidir.
Adını anmak istemiyorum; ama, bana bulaşmazsa duramıyor; bu zat, bakın dünkü yazısında benim ve DHA?Bölge Müdürü Oktay Ensari´nin adını verdikten sonra, ne yazmış.:
?...Bazı makamları arayarak, Metin?Kösedağ´ın ne denli efendi ve iyi biri olduğu yönünde dil dökerek, serbest bırakılması konusunda talep ve ricalarda bulundular...?
Bu yazıyı yazmadan önce Oktay Ensari ile görüşmüş değilim; ancak, o konuyla ilgili telefon görüşmesini benim yanımda yaptığı için şahidim, bu zatın iddia ve isnat ettiği gibi ?Metin?Kösedağ için dil döken, iyi ve efendi biri olduğunu söyleyen, serbest bırakılmasını talep ve rica eden? ŞEREFSİZDİR..
İddiasını ispatlamayan da öyle...
Avukatı değilim; ama, biraz sonra anlatacağım telefon görüşmesini yanımda yaptığı için aynı şeyi Oktay kardeşim içinde söylüyorum.
Metin Kösedağ´ın maruz kaldığı adli süreci yeniden anlatacak değilim.
Polisin, savcının talimatını yerine getirdiği esnada (16.00 gibi) genç bir meslektaşım aramış. Randevulu bir görüşmedeydim; ve telefona bakamadım. Arayan arkadaşıma saat 16.30 gibi döndüm. ?Abi duydun mu Cemiyet Başkanı ile ilgili FETÖ ve sahte diploma dolayısıyla operasyon yapılıyormuş? dedi. ?Hayır duymadım. Böyle bir şey varsa FETÖ değil; ama, daha önce sahte diploma işi dedikodu olarak konuşuluyordu, muhtemelki öyledir? dedim.
Sonra Mehmet?Sena Kösedağ´ı aradım. ?Abi polisler burada? dedi. Kısa süre sonrada gazete merkezine vardım.
O esnada Metin, polislerle gitmişti.
Sena ve bir meslektaşımızda vardı. Saat 18.00´de Emniyet?Müdürümüzü cep telefonundan aradım. Bende kayıtlı telefonun birine ulaşılamıyordu; diğerine koruması çıktı. ?Müdürüm makamdalar? dedi. Özel kalemin direk hattından Müdür Bey´i aradım, bir hanımefendi telefonu bağladı. Bir kaç saniyelik hal-hatırdan sonra, ?Müdürüm Metin´le ilgili durum ne; FETÖ?iddiası doğru mu???diye sordum. Bazıları gibi kayıt yapmış değilim. Müdür Bey´de mealen ?Hayır FETÖ?iddiası yok. Sahte diploma iddiası var. Milli Eğitim´den de yazı geldi. Arkadaşlarımız savcılık talimatı ile arama yaptı. Gözaltı kararı yok. İfadesi alınıyor; biraz sonrada serbest bırakılacak? dedi.
Ben bu konuşmayı yaptığımda oda da iki kişi vardı.
Kayıtlar nasıl olsa devlette, Telekom´da var. İsteyen çıkartabilir.
Kendisine her söyleneni yazmakla mahir bu zat, iddia ettiği gibi o konuşmada Emniyet Müdürümüze benim, ?Efendim?Metin iyi arkadaştır. Serbest bırakın talep ve ricasında? bulunduğumu ispatlasın, ben şerefsizliği, ahlaksızlığı kabul edecek; mesleği bırakacağım.
Ya O´nun yazdığı gibi değil de, benim yazdığım gibiyse... O aynı şeyi yapacak mı?
Gelelim bu zatın diğer iddiasına.
Saat 20.00 gibi ikametime yakın bir meslektaşımın işyerinde otururken, bir tanıdık aradı ve ?Veliciğim Cemiyet?Başkanı FETÖ?operasyonunda gözaltına alındı diye TRT?Haber´de altyazı geçiyor. Hayırdır? dedi.
Şaşırmıştım. Konuşmayı hemen kesip işyerinde bulunduğum meslektaşıma; ?TRT´yi açar mısın? dedim. Üç-beş dakika bekledim alt yazı yoktu.
TRT?Muhabiri Necmettin?Çuhadaroğlu´nu aradım. ?Necmettin, böyle bir altyazı geçiyormuş. Evet cemiyet başkanı poliste ifade verdi. İşyerinde, evinde arama yapıldı. Ama bak, emniyet müdürümüzle de konuştum, olay FETÖ işi değil, sahte diploma iddiası... TRT devlet kuruluşu, cemiyet?başkanının sahte diploma iddiasıyla işyerinde ve evinde arama yapıldığını altyazı ve haber olarak geçebilir; ama FETÖ?yok? dedim.
Necmettin, tatilde olduğunu, kendisinin haber geçmediğini, hatta bundan dolayı yurt haberleri müdürüyle sıkıntı yaşadıklarını, kendisinin de olayla ilgili emniyet yetkilileri ile telefonla konuştuğunu ve detayları bildiğini söyledi. Hatta daha sonra arayarak, ?Abi altyazıyı kaldırdılar? dedi...
Beş dakika sonra Haber?Müdürümüz Ceyhun arayarak, ?Abi TRT´de cemiyet?başkanı ile ilgili böyle böyle altyazı geçiyor? dedi. Hemen TRT´yi açtım. TRT Haber ekranında, ?Son dakika´ diyerek en az beş kez, ?FETÖ?operasyonu... KGC?Başkanı Metin?Kösedağ FETÖ´den gözaltına alındı? diye altyazı geçti.
Necmettin´i tekrar aradım ve TRT´nin doğru haber vermek zorunda olduğunu söyledim. ?İddia sahte diploma ise onu yazsınlar. FETÖ olayı olmadığını sen de biliyorsun? dedim.
Oktay Ensari de Anadolu Haber Gazetesi´nde benim olduğum ortamda Emniyet?Müdürümüzle telefonla konuştu ve sadece ?bilgi aldı?? Kesinlikle bu zatın iddia ettiği gibi ?Metin iyi arkadaştır, serbest bırakın? ricasında bulunmadı.
O konuşmada kayıtlarda var.
Gelelim şu diploma işine.
Bu arkadaş yazısının bir yerinde soruşturmanın devam ettiğini söylüyor, bir başka yerde ise kendisini hakim yerine koyarak Metin´i sahte diplomadan mahkum etmiş bile...
Sahte diploma düzenlemek TCK´ya göre de, bizim geleneklerimize göre de, ?yüz kızartıcı bir suçtur.? Bu suçu işleyen bırakın cemiyet başkanlığını, apartman başkanı dahi olamaz. Sahte diploma düzenleyen hiç kimse bizim cemiyetimizin başkanı olarak kalamaz.
Bir bekle, hele bir iddianameyi görelim. Bırak mahkumiyeti, Savcı ne diyecek bir görelim...
Bu zat söyleneni, duyduğunu olduğu gibi yazar, araştırmaz.
Mesela benim?Necmettin´le yaptığım görüşmeyi Necmettin buna söylemez. Necmettin, bugünlerde camilerin etrafında çok dolaşan birine söyledi; o da, ?Abi duydun mu senin muhterem böyle yapmış? diyerek bu zatı aradı.
Bir şeyi unuttum. O´nu da yazayım. Emniyet?Müdürümüzle telefon görüşmemizde, ?Müdürüm içerden sızıntı var? dedim. Müdür Bey şaşırdı.
Bu bizim emniyet müdürlüğü maşallah ?kevgir gibi?. Polisler daha işyerinde arama yaparken bazı gazeteciler adeta canlı yayınlarcasına her olaydan haberdar. Dakika dakika tüm yapılanları, güzergahı hatta gizli kalması gereken dosya münderecatını dahi biliyorlar. Polisin sabah yapacağı operasyonu saatler öncesinden sosyal medya hesaplarından yazabiliyorlar. Maşallah bu meslektaşlarımız hep keramet(!) sahibi. Gazeteci elbette haber alır, almalı. Ama, o haberin verileceği ve alınacağı zamanı da iyi ayarlamak gerekmez mi?