VELİ ALTINKAYA


İDDİANAMEDEKİ İBRETLİK CÜMLELER

Gündem - Veli Altınkaya


71  kişilik FETÖ iddianamesinde yer alan aşağıdaki tespitleri akıl, vicdan, inanç ve ilimin ışığında değerlendirin lütfen...

Bu ?ihanet şebekesi?nin  inançlarımızı, değerlerimizi nasıl istismar ettiğini görürsünüz.

FETÖ´den halen firari olan Mehmet Doğançay, iddianamede bilgisine başvurulan bir hemşerimize bakın ne diyor:

?Hoca (Fetullah Gülen denen alçağı kastediyor) gerçekten çok muhterem biri. Asla Peygamberimizden izinsiz bir iş yapmaz diye savunuyordu. Ben de ?sizin Hocanız bir numaralı vatan hainidir, İsrail´in ajanıdır´ dedim. Böyle deyince Mehmet DOĞANÇAY bana Abi düzgün konuş, çarpılacaksın? dedi.

Gördünüz mü istismarı... Yeraltı çarşısında küçük bir dükkanla ticarete başlayan?Doğançay´ın nasıl büyüdüğünü anladınız mı? CIA´in kucağındaki alçağın ?Hz?Peygamber´den izin iş yapmaz? algısını nasıl hakim kıldığının yorumunu takdirinize bırakıyorum.

Tutuklu şüphelilerden Kumtel´in sahibi Ahmet?Köseoğlu ile ilgili olarak Gizli Tanık Umut, bakın neler demiş..

 ?...2015 yılı itibariyle Kayseri´den FETÖ örgütüne aylık toplanan himmet miktarının 8.000.000- TL olduğunu duydum. Paralar parça parça toplanmaktaydı. Toplanan paranın kurye ile baş tahsildarla Ankara iline götürüldüğünü biliyorum...?

Gizli Tanık Umut ayda 8 milyon lira himmet toplandığını söylemiş. 15 Temmuz´dan 5 ay önce yazdığım bir yazı da FETÖ´nün Kayseri´deki para sirkülasyonunun 700 milyon dolar  olduğunu duyduğumu yazmıştım. Gizli tanık Umut sadece kendi çevresindeki himmet meblağını biliyor. Daha büyük rakamları bilmesi mümkün değil.

Yine aynı Gizli Tanık Umut diyor ki:

?...Sami Delikan´ın organizasyonunda Iğdır, Ağrı, Mersin, Antep´ten kaçak akaryakıt gelmeye başladı. Aynı zaman içerisinde bu hususun ortaya çıkmaması için bayiliklerini yaptığı dağıtım şirketlerinde mal almıyordu. Malların hiç birisi istasyonlara gelmedi, sadece faturaları geldi. Mallar ise faturasız olarak başka bayilere, firmalara ve kurumlara satıldı. Kaçak olarak Kayseri´ye getirilen akaryakıt, istasyonlarda satışa sunuldu. Bu şekilde yüksek kâr marjı elde edildi. Aynı süre içerisinde FETÖ ile irtibatlı bazı kurum ve kuruluşlara da açıktan bağışlar yapıldı.

Para yine Mehmet FINDIK´ta toplanıyordu, Mehmet FINDIK da bu parayı yukarıda anlattığım şekilde örgüte kurye vasıtasıyla aktarıyordu.  Bu şekilde şirket korkunç bir şekilde para kazanmaya başladı. Aynı şekilde, Somyürekler de 2006 yılından itibaren akaryakıt satışı konusunda çok büyük atılım yaptılar. 2011 yılında DK Grup´la ilgili olarak vergisel inceleme yapılması amacıyla şikayet yapıldı. Herhangi bir inceleme tutanak dahi tanzim edilmeksizin şirketin mali müşaviri Seyfi SAVAŞER, Mevlüt YOLDAŞ´ın yanına gitti, ortam ayarlandı. Mevlüt YOLDAŞ, Suat SOMYÜREK, Sami DELİKAN ve Murat KARSLI bir araya geldiler. Herhangi bir inceleme başlatılmaksızın şikayet konusu kapatıldı. Bunun karşılığında Mevlüt YOLDAŞ´a 200.000 TL nakit elden para verildi. Bu süreçte düzenli olarak arabasına yakıt verildi, lastikleri değiştirildi. Diğer ihtiyaçları karşılandı. Bu işlemler yapılırken Mevlüt YOLDAŞ´ın plakası yerine başka şirkete ait plakalar getirilerek gerçekleştirildi. Eğer işleme konulsaydı şirketin minimum ödeyeceği ceza o gün için 3.000.000-4.000.000 TL idi. Şikayet konusu işlem "sahte fatura" satılması VHK´nın 359.maddesine muhalefet eylemiydi.

Yukarıda söylemeyi unuttum. Bir tanker yakıt bedeli, zaman gazetesi faturası geldikten bir hafta sonra yapılırdı. İşareti zaman gazetesine ait faturanın gelmesidir. Sahte fatura satılmasından elde edilen para Kayseri´deki hesaplardan Ankara´daki hesaplara aktarılır. Ankara´daki hesaplardan ya Sami DELİKAN tarafından çekilerek bizatihi hoca lakaplı tahsildara elden verilir veya daha sonradan ayrılan bir çalışanı tarafından para Ankara´da bankadan çekilir. Kendisini Sami DELİKAN´ın gönderdiğini beyan eden hocalara bu şahıs tarafından elden teslim edilirdi...?

Erciyesspor eski Başkanı Ziya Eren kendisine Melikşah´a bir mühendislik fakültesi binası yapması için gelen gruba; ?Siz okuttuğunuz öğrencilerden para alıyorsunuz. Ben hayır yaparsam devlet okullarına yaparım? deyince bakın nasıl bir tepkiyle karşılaşıyor:

?... Şahıslar da benim sert tavrımı anlayınca ısrar etmediler, hatta Mustafa isimli hoca bana ?Cehennemlerde zebaniler senin mezarında tepişecek, sen Devlete okul yapıyorsun, Devlet o okullara Ateist hoca görevlendiriyor; o hocalar da Ateist öğrenci yetiştiriyor´ diyerek bir nevi benim yardım yaptığım yerleri tasvip etmediklerini, asıl yardımı kendilerine yapmamı söylüyorlardı...?

Devlet okullarında görev yapan öğretmen ve öğrencileri, ?ateist? gören bir zihniyet nasıl olurda Allah rızasından bahsedebilir?

Bilgisine başvurulan Muhittin Nalbantoğlu´nun ifadeleri de ilginç. Nalbantoğlu´nun özellikle eşini kaynak göstererek firari Mehmet?Doğançay´ın eşi odaklı verdiği bilgiler bir hayli ilginç.

Mehmet?Doğançay´ın eşi bakın hanım oturmalarında ne diyormuş:

?...Sizlerden topladığımız bu paralarla devletimize hizmet ediyoruz; okullar açıyoruz; öğrenci yetiştiriyoruz; fakir fukaraya yardım ediyoruz; gibi söylemlerde bulunarak, AKP (Adalet ve Kalkınma Partisine) ye oy vermeyin, eğer verirseniz cehenneme odun olursunuz diyerek hükümet aleyhinde propaganda yapıyorlardı...?

Demek ki bu alçakların inancına göre AK?Parti´ye son seçimlerde oy vermiş 22 milyon seçmen cehennemde ateş odunu olacak öyle mi?

Haddimi aşarak, bu iddianamedeki ifadelerin bir bölümünün sıkıntılı olduğunu yeri gelmişken belirtmek isterim. Hem bilgisine başvurulanlar, hem de şüphelilerin bir çok konuyu  17-25 Aralık öncesinde bitirdiğini gördüm. Devlet bu soruşturmalarda 17-25 Aralık tarihini baz aldığı için bu ifadelerle bu insanların hiçbirini mahkum edemezsiniz. Ederseniz de yarın yargıtaydan döner ve bu isimler devlet aleyhine malum davaları açarlar.

Sanki bunca alçaklığı yapan örgüt müntesipleri 17-25 Aralık sonrasında hiçbir eylem içine girmemiş gibi.

Bu hususun mahkeme heyetindeki değerli hakimlerimizin dikkatinden kaçmayacağına eminim.

Aslında MASAK´ın bir çok şahıs ve şirketin son yıllardaki büyümesi ile ilgili raporları Mahkeme Heyeti´nce ayrıntılı incelendiği zaman bu örgüt elemanlarının 15 Temmuz, hatta sonrasındaki dahi faaliyetlerini fütursuzca sürdürdükleri görülür.

Zira bu örgüt, boşalan her makama en kısa sürede yeni bir isim atayan içiçe girmiş kriptolu bir yapıya sahip.

Haksız kazanç, FETOŞ?denen alçağın Mehdi, hatta Peygamber gibi görülmesindeki sapıklık, insanlardan zorla veya baskıyla toplanan milyonlar, insanlara iftirada had tanımama, siyaseti istediğin gibi yorumlama bu ihanet şebekesinin en bariz özelliklerinden biri...