SAMİ DAYANGAÇ


HAZİNE YARDIMI

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Son yıllarda Meclis’te tartışılan en önemli konuların başında milletvekili dokunulmazlıkları geliyor. Pek çok demokratik ülkede dokunulmazlık sadece Meclis kürsüsünde olmaktayken bizde yaşamın her noktasında milletvekilleri dokunulmazdır. Bazı siyasi partilerin kapatılması için davalar açılıyor, deliller sunuluyor ve toplum geriliyor. Oysa yapılması gereken en önemli iş hazine yardımının tamamen ortadan kalkmasıdır. Siyasi partileri neden halk finanse etsin? Ediyor. Siyasi partilerin hangi şartlarda hazine yardımı aldıklarını irdeleyelim.

Demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerin faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için belli bir finansmana ihtiyaç duyduğu bir gerçek. Bu finansman bağış, aidat, mülk gelirleri veya çeşitli parti etkinliklerinden elde edilen gelirler ile halledilmeye çalışılsa da, bunun yetersiz kalması siyasi partilere devlet desteği yapılması sonucunu çıkarmış, bu yardım ilk kez 1965 yılında kanunlaşarak gerçekleşmiştir. Fakat bu yardımın toplumda ve siyasi partiler arasında birtakım eleştirel tutumlar ortaya çıkardığını söylemek de mümkün. Yardım alamayan partilerin yapılanma ve seçimlere hazırlık konularında sorun yaşayarak Meclis dışı kalması gibi sonuçlar ortaya çıkabiliyor.

Siyasi Partiler Kanunu’nun 1 numaralı ek maddesine göre, Yüksek Seçim Kurulu’nca en son milletvekili genel seçimlerine katılma hakkı tanınmış olan ve genel barajı aşan siyasi partilere her yıl Hazine’den ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirleri ‘(B) Cetveli’ toplamının 5 binde 2’si oranında ödenek ayrılıyor. Yine aynı kanuna göre, belirlenen bu mali yardım, devlet yardımı yapılacak siyasi partiler arasında, bu partilerin en son genel seçim sonrasında Yüksek Seçim Kurulu’nca ilan edilen toplam geçerli oy sayıları ile orantılı olarak bölüştürülmek suretiyle her yıl ödeniyor. Buna ek olarak, partilere yapılan yardım tutarı, milletvekili genel seçiminin yapılacağı yıl normal yardımın üç katı, mahalli idareler genel seçim yılı için ise iki katı kadar gerçekleşebiliyor. Milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların % 3’ünden fazlasını alan siyasi partiler de seçim yılı yapılan devlet yardımlarından faydalanabiliyor. Partiler kendilerine yapılan bu maddi yardımı yalnızca parti ihtiyaçları veya parti çalışmalarının finanse edilmesinde kullanabiliyor.

Hazır amirallerin yaptığı açıklama büyük tepki yaratmışken devletimizin yapması gereken, ömür boyu lojman, koruma, araç, kamp vs işini kökten temizlemek gerekir. Bu amiraller vatandaştan uzak lüks içinde görev yapıp emeklilik sonrası sanki görevdeymiş gibi yaşamamalı. Sivillerle iç içe olmalıdır. Ordu evlerinde paşalar ayrı, subaylar ayrı, astsubaylar ayrı. Deniz kenarlarında ultra lüks kamplar sudan ucuz, ömür boyu hem de. Erciyes’te bile sosyal tesisleri var. Hangi görevde olursa olsun, görev süresi dolan, emekli olan herkesin makam araçları, lojmanları, korumaları kesilmelidir. Bu millet neden bütün bunları finanse etsin?

Gelmiş geçmiş tüm Meclis başkanları, başbakanlar, bazı bakanlar, paşalar, daha pek çokları(seçim zamanlarında 3 ay bakanlık yapan bürokratlar)ömür boyu bu imkânları kullanıyorlar. Makam araçları, korumalar, lojman(Kısa süreli başbakanlık yapıp ayrı parti kuran bey tam 63 korumaya sahip). Kimi kimden koruyorlarsa artık...

Bize göre siyaset, parti kapatmayla değil hazine yardımını kesmekle işe başlamalıdır. Hazineden faydalanan partiler, ömür boyu ballı yaşayanların bu ödenekleri mutlaka kesilmelidir. Kimse sadece Allah rızası için çalışmıyor, karşılığını zaten alıyor...

 

Mış… Miş…

___Kayseri’de yurt sorunu var-yok tartışmasına birinci derece sorumlu Gençlik ve Spor İl Müdürü’nün girmemesi şaşkınlık yaratıyormuş.

___Kalın Bey’in torpili ile müdür olan kişilerin A sınıfı olduktan sonra bakanlıkta görev alacağı konuşuluyormuş.

___Samsun Öğretmenevi 46 oda, 94 yatakla yurt olarak öğrencilere tahsis edilmiş. Müdür Yardımcısı odası da yataklar konularak öğrenci odası yapılmış. Samsun Öğretmenevi’nin başta şehrimize sonra diğer şehirlere örnek olması bekleniyormuş.