SAMİ DAYANGAÇ


HAKEM

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Süper Lig temsilcimiz ne yazık ki hakemlerce kıyılmaya, doğranmaya devam ediyor. Süper Lig maçlarının konuşulduğu ve bizim paramızla yayın yapan TRT Spor’a bir bakınız. Üç büyüklerin sıradan maçlarını bile 2 gün önceden, şöyle oynamalı vs diye saatlerce konuşup, maçtan sonra da, hatta 2 gün sonra bile aynı konu farklı isimlerle konuşulduğunu hayretle görürsünüz. Özel kanalların spor bölümlerini asgariye indirip maç özetleri yayınlamayınca işsiz kalanlar TRT’de yorumculuk yapıyor. Rize maçından sonra TRT Spor’da takımımızı bekleyenler zaman bitti denilerek hüsranla TV’lerini kapattılar.

Özellikle Süper Lig’de hakemlerin genel profili eskiden subay ve astsubaylardan oluşurdu. Maçtan günler önceden idari izinli sayılırlardı. Ağır eleştiriler alınınca Genel Kurmay Başkanlığı personeline yasak getirdi. Şimdi bakıyoruz Süper Lig olsun alt ligler olsun, salon sporlarında hep beden eğitimi öğretmenleri görevli. Buna kim dur diyecek? Diyelim pazar günü beden eğitimi öğretmenine maç verildi. Perşembeden izinli. Ama maaşı ve ders ücreti aynen alınıyor, spor müsabakalarından da hatırı sayılır gelir elde ediliyor. Bu nasıl çelişki?

Maçlarda görevli bu hakemlere, yani beden eğitimi öğretmenlerine devletimiz neden kaç sporcu yetiştirdin diye sormuyor? Madem bu spor branşında başarılısın, hadi o branşta sporcu yetiştir demesi gerekmez mi?

İlginç olan şudur, bu hakem beden eğitimi öğretmenleri sadece devlet okullarında görevliler. Özel okullar girmediği dersin maaşını da öder mi?

Hakem adalet dağıtandır, adalet dağıtmak için de adil olmak gerekir. Yani ‘hak’. Haketmek gerekir. Haketmek için de aldığını helal ettirmek gerekir.

Süper Lig’de hakemlerin başına getirilen kişi federasyon başkanının emekli ettirilen kayın pederi paşanın en yakın adamı. Hakem atamalarını yapan şahıs federasyon başkanının tedarikçisi. Fazla söze gerek var mı?

Bu hakemlerle ancak bu kadar. Hem de her branşta...