VELİ ALTINKAYA


GÜL, TORUN MU SEVECEK?

GÜL, TORUN MU SEVECEK?


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kütahya’da yaptığı “Bugünkü şartlar çerçevesinde benim gelecekle ilgili siyaset planım yok” sözlerini ve devamla kullandığı, Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasındaki değiş-tokuş sorusuna verdiği “Ben bunun demokrasiye yakışan bir uygulama olduğu kanaatinde değilim” sözlerini şaşkınlıkla, canlı yayında dinledim.

Bir cümleden oluşan uzunca bir paragrafla girdik yazıya.

Ailenin diğer fertlerini kardeş Macit Gül dolayısıyla daha önce tanımama rağmen, O’nu ilk defa 1991 seçimleri öncesinde gördüm.

Bu satırları yazdığım dakikada Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bursa’da konuşuyordu. Sorular üzerine mealen; “Sayın Başbakanımız Cumhurbaşkanı adayı olacaksa Sayın Cumhurbaşkanımızın buna ‘hayır’ diyeceğine ihtimal vermem” diyordu.

 Tanıdığım Abdullah Gül’ ün, bu günlerde gündemde olan “başbakanlığı” kabul etmeyeceğini biliyorum.

Başbakan’ın “Anayasal tüm yetkilerimi kullanırım” veya “Artık koşan, terleyen bir cumhurbaşkanı olacak” sözlerinin manasını hepimiz net olarak anladık.

Erdoğan Köşk’e çıkarsa 32 yıldır Özal’ın iki kez yaptığı gibi Bakanlar Kurulu’na gerekirse sürekli başkanlık edecek gibi. ”Halkın seçmiş olmasının” verdiği güçle, anayasanın bu yetkisinin örtüşeceğine inanıyor Başbakan Erdoğan...

Böyle bir durumda 62.  ve sonraki hükümeti kuracak isimler kim olursa olsun “başbakan gibi” değil, “başbakan yardımcısı gibi” bir konuma düşecek...

Başbakan Erdoğan; “Kimse darılmasın, halk beni seçerse ben böyle yönetirim” diyor.

Gül de bunun üzerine “Ben öyle başbakanlık yapmam” demeye getiriyor.

Kullandığı cümledeki “bugünkü şartlar çerçevesinde” sözcüğünden anlaşılan bu...

Bu cümlelerden Abdullah Gül’ün bir kez daha aday olma arzusunu taşıdığı kesin.

Başbakan Erdoğan’ın bunu anlamaması mümkün değil.

Kütahya açıklamasından sonra, Başbakan yakın çevresi ile kendisinin Köşk’e aday olup olmayacağından çok, “Abdullah Gül’ün 29 Ağustos’tan sonra ne yapacağı” sorusuna cevap arayacaktır.

Erbakan genel başkanken vefat etti. Türkeş de öyle... Keza Ecevit de... Özal Köşk’e umduğu huzuru bulmadığı için “Acaba ANAP’ın başına yeniden geçsem mi, yoksa yeni bir parti mi kursam” sorularına muhatap olurken rahmetli oldu. 90’ına merdiven dayamış Süleyman Demirel hala siyasete karşı ciddi manada duyarlı...

İhsan Sabri Çağlayangil, ”Siyasetin giriş kapısı var, çıkış kapısı yok. Çıkış kapısı mezar” demişti.

Elbette Abdullah Gül farklı bir isim. Farklı bir dünya görüşü var. Ama, o da diğerleri gibi insan. O’nun da nefsi var.

Yukarıda isimlerini zikrettiğim siyasi figürlerin tamamı 80’inden sonra aramızdan ayrıldı veya yaşıyor.

Gül, 64 yaşında bunca bilgi ve birikimi ile İstanbul-Kayseri arasında mekik  dokuyup torunları ve akrabaları ile sohbetle mi yetinecek?..

Yetinmemeli...

Gül, bu ülkenin son 20 yılında önemli görevlerde bulundu. Son 12 yılında fiilen devlet yönetiminin en etkin noktalarında görev yaptı. Hele hele 7 yıllık Cumhurbaşkanlığını çok iyi yaptığı kanaatindeyim. Bu ülke insanının % 80’den fazlasının da benim gibi düşündüğünü sanıyorum...

İnşallah aklıselim galip gelir ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir sıkıntı yaşanmaz.

Başbakanın işaret ettiği 2023 hedefi, Türkiye ve 77 milyon için çok önemli... Bu hedefin yakalanmasında ikilinin elele vermesi sonucun sağlıklı olmasına katkı sağlar.

Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri (Atatürk’ünki de dahil) sancılı geçmiştir. Belli ki bu da epeyce sancılı geçecek gibi... Biz pek fark etmesek de “küresel güçlerin” bu süreçte her manada etkili olduğunu sonradan öğreniyoruz...

 

00- AK Parti il başkanlığı için dört isim dün öğleden sonra Başbakan Erdoğan’la görüşmüş.

 00- Şevki Kulkuloğlu’nun Köşk seçimine dair tavrı Kayseri Örgütü’nün canını sıkıyormuş.

 00- MHP ve CHP adayı İhsanoğlu Kayseri’de de salon toplantısı yapacakmış.

 00- Prof.Dr. Metin Hülagü’ nün TTK başkanlığından istifaya zorlanması  üzmüş.

 00- Kayseri Şeker, zarar eden şeker fabrikalarına talip olmuş.

 00-    Nuh Naci Yazgan Üniversitesi tercihlerde beklenenin ötesinde ilgi görüyormuş...

 

 

EKMEL BEY VE KAYSERİ

  Ekmeleddin İhsanoğlu’nu CHP Lideri Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Bahçecioğlu’na önerdi. Yani İhsanoğlu öncelikle CHP’nin, sonra MHP ve diğer partilerin adayı... Bu durumda İhsanoğlu’nun yurtiçi gezilerinde  CHP’lilerin daha etkin ve önde olması gerekecek. Ancak Kayseri’de durum belli ki tersine işleyecek gibi. CHP Örgütü Kılıçdaroğlu’nun çizgisinde. Milletvekilinin İhsanoğlu’na karşı çıkmasını ve MHP’ nin Kayseri’de bir tabanının olması nedeniyle Hoca’nın Kay seri ziyaretini daha çok MHP cenahı organize edecek gibi. İhsanoğlu’na yakın 4 üniversitedeki akademisyenler de bu noktada MHP ile temastaymış.