Hükümet ve AK Parti cenahından iki numaralı isimler haftasonu önemli açıklamalar yaptı.
Daha önce farklı telden çalan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile AK Parti’nin iki numaralı ismi Mehmet Ali Şahin ard arda yaptıkları açıklamada Cumhurbaşkanı Gül’ün Parti’nin başına dönmesi yolunda çağrıda bulundu.
Bu iki ismin Başbakan Erdoğan’dan habersiz böyle bir çağrı yapmaları mümkün değil.
Cumhurbaşkanı adaylığı artık herkes için malum olan Başbakan Erdoğan dilerim, adaylığını açıklamadan önce başbaşa yapacağı konuşmada Cumhurbaşkanı Gül’ü Parti’nin başına dönme noktasında ikna etsin...
Bu sadece AK Parti değil, ülkenin geleceği açısından da önemli...
Cumhurbaşkanı Gül’ün Kütahya’da yaptığı konuşmadan hareket edersek “siyasete girmeme” kararlığını tartışabiliriz. Ancak, o açıklamanın bir bölümünün “bugünkü şartlarda” sözcükleri ile başladığını hatırlarsak pekala başta Başbakan Erdoğan olmak üzere parti teşkilatları ve parti üzerindeki hakim çevrelerin Gül’ün Parti’ye dönüşünü sağlaması, ikna etmesi gerekir.
Abdullah Gül’ün 2.5 ay sonra tamamlayacağı cumhurbaşkanlığı görevini en iyi şekilde yaptığına olan inancımız tam. Ülkemizdeki hakim kanaatin de farklı olduğunu sanmam. Hatta siyasi angajmanları çıkarsanız sokaktaki insanların % 8’inin de aynı kanaatte olduğunu söyleyebilirim.
Cumhurbaşkanı Gül’ün görevini sürdürdüğü müddet içerisinde “Parti’ye döneceğini” çok aleni söylemesi belki şık düşmeyebilir. Ama, muhtelif mesajlardan bunu anlamak pekala mümkün.
Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olması halinde (ki kesin) ilk turda seçileceğini sanıyorum. Elbette bu hükmü erken bulabilirsiniz; ancak muhalefetin “çatı aday” arayışlarının bir isimde odaklanmaması halinde Erdoğan ilk turda % 52-53 oyla seçilecektir.
Gül’ün görevini devredeceği 28 Ağustos’tan sonra, siyasi geleceği ile ilgili kararını alenileştirmesi ve eylül sonu veya ekim ortalarında yapılacak parti genel kurulunda genel başkan adayı olarak şehirleri dolaşmaya başlaması gerekecek...
Dilerim bu olsun. Aslında birinci arzum, Gül ve Erdoğan’ın yerlerinde devam etmesi şeklinde. Ama, Başbakan’ın Köşk’ü istediğini artık sağır sultan dahi biliyor, bu durumda 2. formülün Türkiye’nin hayrına olduğunu düşünüyorum.
Bunu Türkiye’de ilk dillendiren isim, Başkan Özhaseki olmuştu. Özhaseki, Gazeteciler Cemiyeti’nin yayımladığı 2011 yılı Bayram Gazetesi’ne verdiği mülakatta “Erdoğan Köşk’e,Gül Parti’ye” demişti...
Bu Türkiye’nin hayrına olur. Gül’ün milletvekili seçilinceye kadar Başbakanlık da Bülent Arınç’a yakışır.
BAYRAK
Bir provakatörün güvenlikli bir bölgedeki direğe çıkarak Bayrağımızı indirmesi şüphesiz hepimizin yüreğini incitti... 77 milyon eminim ki bundan üzüldü. Zira, o provakatörün dedesi de o bayrağın bağımsız dalgalanması için can verip, kan akıtmıştır.
Elbette uyarı ateşi açan güvenlik birimleri o alçağı alnından vurarak indirebilirlerdi, indirmeliydi. KKTC’de bir süre önce bunun yapıldığına şahit olduk. Böyle bir hareket hepimizin “yüreğini soğuturdu.” Keşke böyle yapılsaydı...
Bundan sonra atılacak benzeri bir adım misli ile karşılık bulmalıdır. Bundan sonra devlet yol ve bel kesene karşı daha katı davranmalıdır.
Aslında yol kesmelerin altında yatan temel nedenlerden biri de bölgede uyuşturucu hasadının başlama vaktinin gelmesi.
Sağduyu... Aklıselim... Sabır...
00- Başkan Özhaseki yeni alınacak raylı sistem araçları ile ilgili Kayseri’nin geleceğini de ilgilendiren müthiş bir pazarlık peşindeymiş.
00-Vali Düzgün bazı bürokratlarla haftasonu Kapuzbaşı’ndaymış.
00- Milli eğitimde müdür atamaları başlamış.
00- Kayseri’deki güvenlik ve istihbarat birimleri Ankara’nın talimatı ile bugünlerde sessiz ve derinden bazı çalışmalar yürütüyormuş.
00- Kayseri kurumlar vergisi rekortmenleri bugün-yarın açıklanacakmış.
00- KCETAŞ, güneş enerjisi başta yeni elektrik üretim alanlarında çalışıyormuş.
KÜLTEPE
Dün bu sütunda Kültepe Kaniş-Karum’la ilgili bir değerlendirme yaparak bölgenin yeterince tanıtılmadığını, tanınmadığını söylemiştim. Valilik Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim Özçekiç kardeşim arayarak; Vali Orhan Düzgün’ün bu noktada oldukça hassas olduğunu, Kayseri’yi ziyarete gelen hemen her heyetin ya bölgeye götürüldüğünü ya da bölge ile ilgili bilgilendirildiğini söyledi. Sayın Vali, Kültür Turizm Bakanlığı’nda uzun süre görev yaptığı için tarihi ve turistik değerlerimiz noktasında hassas... Teşekkür ederim. Valiliğin ötesinde topyekün şehir, cümle değerlerine sahip çıkmalıdır.
