VELİ ALTINKAYA


GÜL İLE GÜNDEME DAİR SOHBET

GÜL İLE GÜNDEME DAİR SOHBET


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 16-18 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilen Macaristan ziyaretine Köşk’ten gelen davet üzerine ben de katıldım.

Ziyaretle ilgili diğer tespit ve gözlemlerimi bu gazetede ayrıca okuyacaksınız. Bu sütunda Cumhurbaşkanının geziyi takip eden 9 köşe yazarı ve Kayseri’den iki arkadaşımızla yaptığı sohbet toplantısını özetlemek istiyorum.

Cumhurbaşkanının gezisini takip eden muhabirlerin ( daha çok da ajans muhabir-kameramanları) dışında ,9 yazar-yorumcu da davetliydi... Bu isimler günlük programdan çok iki akşam Gül’ün kaldığı otelde bir saat kadar süren sohbet toplantısında gündeme ilişkin sorular sordu.

Cumhurbaşkanı Gül’ün sohbet toplantısında gaziye katılan Başbakan Yardımcısı, Ekonomi Bakanı, 9 gazeteci ve Köşk görevlileri vardı.

Ziyareti Kayseri’den ben ve A.A. Bölge Müdürümüz İsmail İçer de takip ediyordu. Köşk’ün Basın Merkezi’ndeki bir görevli ismimiz olmadığı için “Basınla Sohbet toplantısı”na girmemizin doğru olmayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı veya herhangi bir kişiye de bunu aktarmadık. Muhtemelen Sayın Cumhurbaşkanı salonda bizi görmeyince Başdanışmanı Ahmet Sever’e talimat vermiş olmalı ki, bir görevli bizi lobide otururken salona davet etti.

Asma kattaki toplantı salonuna girdik. İki Bakan ve  geziye katılan Yeni Şafak’tan Ali Bayramoğlu, Cumhuriyet’ten Can Dündar, Akit’ten Ersoy Dede, Vatan’dan Okay Gönensin, Sabah’tan Yavuz Donat, Hürriyet Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek, Zaman Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal ve Habertürk Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya  salondaydı. Köşk’ün üst düzey yöneticilerinin birkaçı da oradaydı.

Cumhurbaşkanı sohbet toplantısında güncel siyasete ve geleceğe dair önemli işaretler verdi. Bu sohbetteki ifadelerin bir bölümü meslektaşlarımız tarafından gazetelerinde yayımlandı...

Benim aldığım notlar ise şöyle:.

 HSYK kanun teklifinin Meclis’ten geçtiği son oturumla ilgili yaşanan olayları değerlendirdi Sayın Gül. Ve bakın ne dedi.:

Meclis’te yaşanan görüntüler hoş değil. Cumhurbaşkanı da, Başbakan da gayet nezaketle TV’lerden izledikleri bu kanlı falan görüntüleri sordular... Mahçup oldum. Yaşananlar çok üzücü. Dilerim bir daha olmaz.

Barış süreci öncesi “Güzel şeyler olacak” değerlendirmesi hatırlatılarak bugün içinde aynı şeyi söyleyebilir misiniz? şeklindeki soruya Gül’ün cevabı şöyle:

“..Arzumuz tabii ki güzel şeylerin olması. Türkiye’nin bugünkü manzarası arzu edilen değil. 80 milyonluk bir ülkeden bahsediyoruz. Türkiye 2002’den sonra adeta bir roket fırlattı. Türkiye’de bu kadar büyük şeyler yapıldı. Son olaylar adeta bu yapılanların üstünü örtüyor. Oysa geleceğe bakmamız ve Türkiye’nin bu yolda yavaşlamaması için ne gerekiyorsa yapmamız lazım.

Basın özgürlüğü ve basına müdahale ili ilgili sorularda soruldu Cumhurbaşkanı Gül’e. Gül değerlendirmesi şöyle:

Basın özgürlüğü gelişmiş demokrasilerde ülkelerin onurudur. Gazeteciler de elbette sivil hayatta herkesin tabi olduğu kurullara uyacak, bir imtiyaz beklemeyecek. Ama gazeteciler kamu görevi yapıyor... Bundan dolayı herkes işine sahip çıkacak. Bir baskı varsa direnecek. Doğru yaptığına inanıyorsa, kolayına kaçmayacak, doğru bildiğini yapacak. Ama bunu yapabilmesi için bir alış-veriş ilişkisi içinde olmamaları gerekir.Böyleyse zaten yapamaz.

Cumhurbaşkanı Macaristan dönüşü imzaladığı internet yasası ve HSYK düzenlemesi ile ilgili soruları da cevaplandırdı. İnternet Yasasında bazı yeni düzenlemeler yapılacağını “örtülü” olarak ifade etti Gül... HSYK Yasası konusunda ise kendisini Anayasa Mahkemesi yerine koymayacağını belirterek “Anayasa problemi olarak gördüğüm 10’un üzerinde nokta vardı. Hükümete,Adalet Bakanına bu hususları aktardım, gerekenleri söyledim. Son durum nedir bilmiyorum. Gidince o noktalarda bir değişiklik yapıldı mı bakacağım. Yasalar sizin istediğiniz gibi olabilir, iyi de olabilir, ama Anayasaya uygun olması elbette önemli ve önceliklidir.

Cumhurbaşkanı Gül’e BDP’lilerin Öcalan posterleri asması ve örzerklik tartışmaları da soruldu... Cevabı şöyle.:

Anayasa, kanunlar ortada. Herkes düşüncesini, fikrini açıkça söyleyebilir. Bu noktada özerklik fikri Türkiye için kesinlikle doğru olmaz. Bunun kimseye faydası yok. Biz AB sürecinde bir ülke olarak  Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’na göre bazı düzenlemeler yaptık.  İzmir’e, Diyarbakır’a, Kayseri’ye daha çok imkanlar tanıyan bir düzenleme... Daha ötesine geçilmemesi kanaatindeyim...

Cumhurbaşkanı Gül’e, Ali Bayramoğlu kurucusu, bir dönem Başbakanlığını ve Dışişleri Bakanlığını yaptığı  ve kurucusu olduğu AK Parti’nin geleceğini nasıl gördüğünü de sordu...

“Güne gelince konuşuruz. Cumhurbaşkanı olarak bir partiyle ilgili değerlendirme yapmam doğru olmaz. O takdirde diğer partiler birşey derse doğru olur.”

Aslında meslektaşlarımız bu soruyla Cumhurbaşkanı Gül’le Başbakan Erdoğan arasında  bir görev değişikliği olup olmayacağının ipuçlarını yakalamak istiyordu. Cumhurbaşkanı da bunu bildiği için cevabı ustaca geçiştirdi...

Bir cümlede, bizim Macaristan ziyaretimizin esas nedeniyle ilgili tespitimizi aktarıp yazımızı bitirelim.

Başkan Özhaseki’ye, Macaristan hükümetinin önerisi ve Cumhurbaşkanı’nın tensipiyle “Macaristan Liyakat Nişanı” tevcih edildi. Bu, Başkan Özhaseki ve Kayseri açısından hiç şüphesiz  onurdur...