VELİ ALTINKAYA


GÜL ÇİFTİNİN O SÖZLERİ...

GÜL ÇİFTİNİN O SÖZLERİ...


Cumhurbaşkanı Gül’ün son resepsiyonuna DHA Bölge Müdürü dostum Oktay Ensari ile birlikte gittik.

    Bir numaralı kapıda saat 19.00 gibi buluşacaktık. Cumhurbaşkanı 1 numaralı Köşk kapısının hemen karşısındaki Dışişleri Konutu’nda ikamet ediyor... Konuttan Köşk’e geçiş yapacakmış... O kapıdan içeri almadılar. Beşinci kapıya yöneldik...

    Kapı girişinde Köşk görevlileri karşıladı. Güvenlik kartlarımızı ve kimliklerimizi gördükten sonra bizi önce bekleme salonuna aldılar. Salonda 5 dakika bekledik, beklemedik. Köşk’ten bir minibüs geldi. Adeta Kayseri’ye tahsis edilmiş bir minibüs...

   Minibüsü Cumhurbaşkanı Gül’ün okul arkadaşı da olan Büyükşehir Meclisi 2. Başkanı Av. Mehmet Savruk, Oktay Ensari ve ben eşlerimizle, yine Kayserili olan Köşk’ün eski danışmanlarından Bahattin Cebeci ve Develili Muzaffer Dandin, bekar olarak minibüse bindik...

   Köşk’ün girişinde yine bir güvenlik kontrolü oldu. Cep telefonlarımızı aldılar. Ama Oktay Ensari ve benim küçük fotoğraf makinamızı ya görmediler ya da görmezden geldiler.

     Mihmandarlar eşliğinde önce küçük, sonra büyük avizeli salona girdik. Benim Köşk’e bu üçüncü gidişimdi. Yanımdakilere “Bu Köşk’e son girişimiz olur.” dedim.

    Büyük avizeli salonda iğne atsanız yere düşmeyecek gibi kalabalık vardı...

   İş ve sanat dünyası, gazeteciler ve STK ve meslek odası temsilcileri açısından baktığımızda Kayseri’den gelenlerin daha az olduğunu söyleyebilirim.

     TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu oradaydı. Ancak, Kayseri KTO, KAYSO ve KTB Başkanlarını göremedim. Kayserili bir çok ünlü işadamı yokken, ülkemizin en etkin işadamları salondaydı...

   Dikkatimi eski bakan ve daha çok da 22. ve 23. dönemde görev yapmış milletvekilleri çekti. Bu bir mesaj mıydı bilmiyorum. Kısa konuştuğumuz bir genel müdür ve eski bir milletvekili (genel başkan yardımcısı) “Beyefendi bu isimleri davetle mesaj veriyor” dedi...

    Resepsiyonun resmi faslındaki konuşma malum. Bir protokol konuşmasıydı. Alkışladık. Müthiş bir izdiham ve ilgi vardı. Gül çifti salona girerken sıkıntılı gibiydi; ama, salondaki ilgiden mutlu olduklarını gördüm...

   Gündemi belirleyen açıklamalar meslektaşlarımızın resepsiyon sonrasında küçük salonda oluşturdukları sohbet ortamında gerçekleşti.O sohbetin (açıklamanın) yapılacağı resepsiyondan önceki haberlerde belliydi...

    Cumhurbaşkanımız ne söyleyeceğini hesaplamış; önceden dersine çalışmış gibiydi...

   Ama, Hanımefendi için aynı şeyi söyleyemem. Hayrünnisa Hanım’ın konuşması bana göre doğaçlama gerçekleşti... Muhtemel ki Cumhurbaşkanı daha sonra “Keşke o açıklamaları yapmasaydın!” demiştir...

     Hemşehrilik saiki ile söylüyor değilim; ama Gül çiftinin sözlerini yabana atmamak gerek. Kendileri ile ilgili söylenen, yazılan ve çizilenleri hatırlarsanız sonuçta nefs taşıyan herkes en az bu oranda tepki gösterir...

    AK Parti’nin temelleri Mayıs 1999’daki FP büyük kongresinde atıldı. Başbakan Erdoğan o tarihte cezaevindeydi. Elbette AK Parti’nin lideri kesinlikle Erdoğan’dır. Arınç’ın bana göre doğru bir ifadeyle tarif ettiği  “yeni yetmeler”, “Şeyh uçmaz, mürit uçurur” mantığıyla herşeyin merkezine Başbakan Erdoğan’ı koyuyorlar...

   AK Parti’nin, Başbakanın başarısı, verdiği mücadele, azmi kararlığı, liderliği, vs elbette görmezden gelinemez. Ama geçenlerde de yazdım; Dadaloğlu’nun ifadesiyle “Tek taştan duvar olmayacağını” asla unutmamamız gerek...

   Bundan sonra ne olur? Muhtemel ki Abdullah Bey bekleyecek, gözleyecek. Ama,ülkenin ve milletin yararına nerede bir doğru görürse çekinmeden bunu her ortamda dillendirecektir...

   Hele bir yıl sonunu görelim bakalım.  

00-Cumhurbaşkanı Gül’ün veda resepsiyonunda Kayseri’den bazı meslek örgütü başkanı ve işadamlarının olmaması dikkat çekmiş.

00-  Cumhurbaşkanı Gül’ ün görevi devrettikten sonra İstanbul’a geçeceği,  eylülün ilk yarısında da Kayseri’ye gelmesi bekleniyormuş.

00-Erciyes’ten gelen sel Kayseri’yi korkutmuş.

00- CHP Kayseri delegeleri yarın toplanıp “ortak hareket” yolu arayacakmış.

00-  İstanbul’dan sonra İzmir merkezli  “paralel polis soruşturması”nda da Kayseri’de görev yapan polisler gözaltına alınmış.

SEL YATAKLARI

   Maalesef Türkiye (ve dahi Kayseri kısmen) sel yataklarını imara açtı. Veya buradaki yapılaşmaları görmezden geldi.Yaşadığımız olayları görmezden gelircesine sel yataklarına konut yapmaya devam ettik. Önceki akşam yağan şiddetli yağmur Erciyes ve Ali Dağı’nda sele, Sarıoğlan yakınlarında heyelana dönüştü.  Bereket ki can kaybı yok. Harab olan altyapı, selle sürüklenen araçlar ve köklerinden sökülen ağaçlar ve bir bölümü yıkılan evler... Kayseri’de yaşadığımız tablo bu... Yıllardır Kayseri’de sel görülmezdi. Bir Hisarcıklı “Ben 100 yıldır böyle sel görmedim”! diyor.  Ne zaman ne olacağını sadece Mülkün Mutlak Sahibi bilir. Şimdiden sel yataklarını kontrol etmeliyiz.