Sabahleyin kalktım, hanım “Şırnak’ta 9 şehit var” dedi. Büyük bir can sıkıntısı ve tedirginlikle haberin detaylarını öğrenmek istedim. Detay yoktu. Sadece hainler uzun namlulu silahlarla Şırnak Beytüşşebab’ta bir tümene, kaymakamlığa vs saldırmışlardı. Sonra yaralı yavrularımızdan biri daha şehit olmuş.
Küçük oğlum Şırnak Akçay’da bulunan Piyade Tugayı’nda askerlik yapıyor. Uzun süre bu Tugaya bağlı Güçlükonak Karakolu’nun Gabar Dağları B Tepesi’nde görev yaptı.
Asker pazar günü ikindi vakti aradı. Ayak parmağının batması nedeniyle küçük bir operasyon geçirmiş, terlikle gezdiğini söyledi. “Baba 5.5 ayım kaldı” dedi.
Böyle bir psikoloji içinde dinliyorsunuz terörist saldırılarını... Acı bir itirafta bulunayım, saldırının Beytüşşebab’ta olduğunu öğrenince derin bir ‘oh’ çektim. Bir kaç salise sonra ise “Onların da benim gibi bir babası var... Onlar şimdi ne yapıyorlar... Allah sabır versin!” diyebildim...
Devlet, Hakkari’nin ilçeleri bizim kontrolümüzde dercesine kendi toprağına büyük bayrak dikmekle övünüyor. Helikopterlerle 2 bin asker indiriyor dağların şahikalarına... Ve acı ki terör örgütü “Sen Şemdinli’nin tepesine bayrak mı dikiyorsun. Al ben seni Şırnak’ın Beytüşşebab’ından vurayım da gör” diyor...
Ve lanet olsun vuruyor...
Karanlıktan yararlanarak, haince, sinsice vuruyor. Yüreklice karşına çıkıp da seninle savaşmıyor. Kahpece yapıyor bunu. Ya karanlıktan yararlanıyor, ya uzaktan kumanda ile mayın-bomba patlatıyor...
Dün gün boyunca keyfim yoktu... Nasıl keyfin olacak. Sabahleyin hangi haberle uyanacağını bilmiyorsun.
On şehit hangi ilden bilmiyorum. Ne önemi var. Yine Anadolu’ nun gariban ocaklarına ateş düşmedi mi?
Bu hal üzereyken telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj Şehit Aileleri Dul ve Yetimleri ile Malül Gaziler Derneği Başkanı Ali Yavuz’dan... STK ve meslek örgütü başkanları ile son terör saldırılarını değerlendirmek istediklerini belirtiyorlar.
Ne diyeceksiniz?
Kayseri bir ara sokağa döküldü. Hem de tam 400 bin kişi... Can yanmaya, kan akmaya devam etti.
“Oturalım ve kaderimizi bekleyelim” demiyorum, ama atacağımız adımın sonuç almasını görmeliyiz.
Maalesef bölgede güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Türkiye’nin bu beladan kurtulması için AK Parti, MHP ve CHP’nin mutlaka ortak bir zeminde buluşması gerekir.
Dün akşama kadar hiçbir şey yapmayı canım istemedi... Keyifsizdim, moralsizdim. Tıpkı Türkiye gibi...
Türkiye, moral bulmazsa, coğrafyasında yaşanan devasa olaylarda söz sahibi olamaz.
KAYSERİ ADLİYESİ
Yeni adli yıl başladı. Artık adliyeler daha yoğun olacak. Kayseri adliyesi uzun sürededir yoğun. Sürekli yeni mahkemeler kuruluyor, ancak idare yeni mekânlar bulmakta zorlanıyor. Kayseri Adliyesi uzun süredir 4 ayrı binada hizmet veriyor. Mevcut bina yarım asırdır hizmette.
Adil ve süratli yargılama elbette sadece bina ile ilgili değil. Ama hâkim savcı ve avukatlar ile adliyeye gelen insanlar nezih bir imkânda hizmet vermeli-görmeli.
Yeni adliye binasının inşaatı süratle devam ediyor. Yılsonuna bitecek gibi. Muhtemelen tefrişi ile birlikte yeni yılın ilk üç ayında adliye taşınır. Adliyenin taşınması ile mekân sorunu çözülmüş olur. Ama bu adil ve süratli yargılama için yeterli değil. Hâkim-savcı açığının yanısıra memur sayısında da eksik var. Hatta mahkeme sayısında da öyle. Yeni bina ile birlikte bu eksiklerin de tamamlanması lazım.
Bu arada İstinaf Mahkemesi için binada kısmen bir hareketlilik başladı. Ama gelinen noktada ben hala önümüzdeki yılsonuna İstinaf’ ların devreye gireceğini sanmam. HSYK Birinci Daire Başkanı da hâkim ve savcılarla yaptığı son toplantıda bu noktada bir umut vermemiş... AB üç ilde istinaf binaları için yardım yaptı. O binalar tamamlandı. Göstermelik İstinaf’lara Başsavcıları atadık. Binden fazla birinci sınıfa ayrılmış hâkim-savcıya ihtiyaç var. Yerel adliyelerden bu hâkim ve savcıları aldığımızda buralarda sıkıntı yaşanacak... Süratle yargı sistemine yeni hâkim ve savcıları dahil etmek gerekiyor.
Bu arada yargının üç ayağından biri olan avukatların üye olduğu meslek örgütünün ekimde seçimi var. Murat Şirvanlı ve Fevzi Konaç’ın aday olduğunu biliyoruz. Bu arada Oğuz Erinç isimli genç bir avukat da adaymış. Erinç’in hangi taraftan oy alacağı seçim sonucunu belirler.
İLÇEYE PMYO OLMAZ
Emniyet Genel Müdürlüğü polis meslek yüksek okulları ile ilgili bir düzenleme yapıyor. Bazı büyükşehirlerde bu okullar bölge haline dönüştürülecek. Bu çerçevede Kayseri PMYO’ya da bir yer aranıyor. Şu anda üç ayrı vekilimiz mevcut okulun merkez ilçeler dışındaki üç ayrı ilçeye taşınmasını istiyormuş. Bu doğru olmaz... Merkeze yakın bir noktaya yapılmalıdır PMYO... Aslında mevcut yeri gayet güzel. Aceba arsa mı yetmiyor. Gerekirse mevcut yerin etrafında yapılacak bir plan değişikliği ile okul alanı genişletilemez mi? PMYO’nun merkez, olmazsa merkeze yakın bir ilçede bulunması doğru olur. Siyasilerin de bu noktada seçim bölgelerine şirin gözükme sevdasından vazgeçmeleri gerekir. Zaten üç ayrı vekil, üç ayrı şey söylüyorsa PMYO ilçelere gitmez.
