VELİ ALTINKAYA


ERKEN SEÇİM

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


Bugünlerde ‘yeni partiler’in kurulmasına paralel, 2020’de bir ‘baskın erken seçim’ yapılacağı konusu dillendiriliyor.

Daha önce de ifade ettim; bence 2020’de bir seçim ihtimali  % 10. Seçimlerin süresinde, yani Haziran 2023’de yapılması ihtimali de % 10... Kaldı % 80... Bunu ikiye bölün ve 2021 ile 2022’ye paylaştırın.

Cumhur İttifakı, iki hususta iyileştirme olmadan seçimlere giderse ciddi oy kaybı yaşar. Bunlardan birinci ve en önemlisi, hiç şüphesiz dar ve sabit gelirlilerin ‘alım gücü’ odaklı ekonomik göstergeler. Üretimin önünün açılması, dolayısıyla istihdama katkı. Yani işsizliğin azaltılması... İkincisi de Suriyeli mültecilerin ağırlıklı bölümünün yeni oluşturulan ‘tampon bölge’ye nakli. Cumhurbaşkanı, bir milyon mültecinin mevcut yerleşim alanlarına, bir milyon kadarının da yeni oluşturulacak köy ve ilçelere iskan edileceğini söyledi.

İşte bunun da gerçekleşmesi gerek. Yani ekonomik rahatlama ve Suriyelilerin hiç olmazsa yarısı gitmeden yapılacak bir seçim, kesinlikle AK Parti’nin aleyhine olur.

Zaten hem Erdoğan hem de Bahçeli ‘erken seçim’ taleplerine kapıyı kapattılar. Kamuoyu veya muhalefetin baskısıyla kaybedeceğini bile bile iktidar çoğunluğu niye seçime gitsin?

Bakın ‘iktidar çoğunluğu’ dedim. Seçim kararını kim alacak. Ya Cumhurbaşkanı ya da Meclis... Cumhurbaşkanı’nın yukarıdaki tablo orta yerde dura dura böyle bir karar alması mümkün değil. Peki ya TBMM? Şu anda Cumhur İttifakı’nın Meclis’te 340 kadar milletvekili var. Bu durumda, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ ın kuracağı partilere özellikle AK Parti’den 50 kadar ve üzeri milletvekili transferi olursa, yani ‘vekil borsası’ açılırsa Türkiye erken seçimi gündemine almak zorunda kalabilir.

Aksi takdirde ‘erken seçim’ yorumları bir fanteziden ibaret olacaktır.

Hukuki bir bilgi daha aktaralım. Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alırsa, ne kadar görev yapmış olursa olsun, ilk dönemini tamamlıyor. Yani, TBMM’nin süresi dolmadan erken seçim kararı alması halinde mevcut Cumhurbaşkanı’nın iki dönem daha aday olma hakkı var.

Bu durumda Erdoğan ve Bahçeli istemeden Türkiye bir erken seçime gitmez.

Varsayalım Meclis aritmetiği değiştirildi ve TBMM böyle bir karar aldı. Bu durumda elbette seçim kaçınılmaz olacaktır.

Ancak, seçime doğal olarak mevcut anayasaya göre gidilecek. Yani Cumhurbaşkanı ile milletvekilleri birlikte seçilecek. Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu biliyoruz. Peki ‘diğer taraf’ ın cumhurbaşkanı adayı kim olacak?

HDP’nin PKK’nın talimatı ile kendi adayını çıkartacağı kesin. CHP, İYİ Parti, SP, Davutoğlu ve Babacan ne yapacak? Son seçimde Karamollaoğlu ve Kılıçdaroğlu Abdullah Gül’ün ortak adaylığına sıcak bakarken Akşener, ‘Olmaz ben adayım’ demedi mi?

Peki olası seçimde ne olacak?

Bu sorunun cevabını biraz sonra aramak üzere bir parantez açalım. Bir kısım çevre ‘Efendim eski sisteme yeniden geçeceğiz’ diyor. Ama bunun için ya TBMM’de anayasayı değiştiren çoğunluğu bulacaksınız ya da mevcut sistemle seçime gidecek, sonra aynı çoğunluğu elde edip, eski sisteme geçeceksiniz. O zaman mevcut hükümlerle seçilmiş bir cumhurbaşkanının yetkilerini geriye doğru alamazsınız. Gül, 2007’de Meclis’ten seçildikten sonra, ekimde referandum yapılmış ve Cumhurbaşkanını halkın seçmesi kabul edilmişti. O anayasa değişikliği Gül’ün süresini 5 yıla çekmedi, 7 yıl olarak kaldı. AYM’nin bu yönde de kararı var...

Haaa... Olası bir seçimden sonra muhalefet bloku 400 milletvekiline ulaşabilirse her şey yapabilir. O başka. Ama bunun için de AK Parti MHP oyları toplamının % 25’lerde kalması ve diğer blokun da HDP ile ‘göre göre işbirliği’ yapması gerekiyor...

Yani, şu andaki yapıyla ülkemizin yeniden eski hükümet sistemine dönmesi zor. Her halükarda seçimler mevcut anayasaya göre yapılacak.

Tekrar biraz önce sorduğumuz sorunun cevabına gelelim.

Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan... PKK’nın adayı da herhangi biri... Kılıçdaroğlu daha önce aday olmamıştı, muhtemel ki bu kez de aday olmayacak. Meral Hanım cumhurbaşkanı adaylığında partisinden az oy aldı. Herhalde bu O’nun için de bir ders olmalı... Davutoğlu, Cumhurbaşkanı adayı olabilir mi? Olursa, yüzde bir- iki oyda kalır. Ali Babacan olabilir mi, yoksa Abdullah Gül’ün mü aday olmasını ister? Bundan önce CHP- SP adayı olmayı kabul etmeyen ‘İlla İYİ Parti de olsun’ modundaki hemşerimiz, sadece kendisinin destek verdiği Babacan’ın kuracağı partinin ve SP’nin adayı olup, % 10- 15, hadi bilemedin yüzde 20 oy alırsa karizmasını tümden çizdirmez mi?

Diyorsanız ki, HDP dışındaki CHP, İYİ Parti, SP, DP, Davutoğlu, Babacan vs. cümlesi Abdullah Gül’ ün adaylığında mutabık kalır veya Ali Babacan’ın adaylığında...

Bunu Kılıçdaroğlu, parti tabanına yerel seçimlerdeki başarı orta yerde dura dura kendi adayını çıkartmayıp ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ mantığıyla izah edebilir mi? Zira daha önceki seçimlerde Yılmaz Özdil dahil birçok Erdoğan muhalifi, ‘İlla ki Gül ve Erdoğan’dan birine oy vereceksek, ben Erdoğan’a oy veririm’ diye açıklama yaptılar.

Bu taraf böyle; gelelim bir başka tarafa…

‘İmamoğlu gerçeğinden hiç bahsetmiyorsun?’ dediğinizi duyar gibiyim.

İmamoğlu, şu anda Erdoğan’ın karşısındaki en önemli rakip gibi gözüküyor. Ancak, belediye başkanlarının cumhurbaşkanı adaylığı ilan edildiği zaman başkanlıkları düşüyor. Bunu unutmayın. İlla da 2020 veya 2021’de erken seçim diyenler, İmamoğlu’na görevini 2.5 veya 3 yıl önce bıraktıracaklarını unutmasınlar. Hem İstanbul Belediye Meclisi’nde AK Parti çoğunluğu var. İmamoğlu’nun istifa ettiği gün, AK Partili bir ilçe belediye başkanı o koltuğa oturur. Vatandaş da İmamoğlu’na ‘Kardeşim biz seni 2 yıllığına mı seçtik, niye bıraktın’ der. İstanbul’un her alandaki gücü de böyle önemli bir seçim arefesinde yeniden AK Parti’ye geçer. Yani, ‘Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’ da var bu işte.

Ancak, süresinde, yani Haziran 2023’de yapılacak bir seçimde, belediye seçimlerine yaklaşık bir yıl kala İmamoğlu görevini bırakıp aday olabilir. Bence o da zor da...

Özetle önümüzdeki yıl, ‘erken seçim olur’ diyenler, hisleri ile değil de hem hukuku hem de ülke gerçeklerini bilerek konuşurlarsa daha iyi ederler.