H. Ali YILDIRIM


ERKEK EVLAT MESELESİ

Yeni Dünya - H. Ali YILDIRIM


Bir gün 20´li yaşlardaki genç kız yakınım sosyal medya üzerinden bana bir soru sordu. Hali küskünlük, içe kapanıklık, öfke ve biraz da isyankârlık gösteriyordu?

-Anneler genelde mi erkek çocuklara ayrıcalıklı davranırlar, neden annem abimi yüceltiyor da bizi önemsemiyor?

Çok hassas bir soru sormuştu, kendi dünyasında haklı olduğu, haksızlığa uğramış olduğu ve anne açlığı çektiği seziliyordu. Aynı soydan ve bir önceki nesilden olduğum için durumu kavradım. Tarih tekerrür ediyordu. Yani bir önceki nesilde de aynı şeyler yaşanmıştı. O yüzden hemen bir durum muhakemesi yapıp şöyle dedim:

- Zannettiğin gibi durum annenin abini daha çok sevmesi ile ilgili değil. Annen muhtemelen babayla hiç yakınlık kuramamış, gençken doyasıya yaslanamamış. İç dünyasındaki bu boşluğu büyük oğlu ile doldurmaya çalışıyor. Duygusal olarak ona yaslanıyor ve aynı zamanda onu baba gibi yüceltiyor. Bu bir temel ihtiyaçtır. Aynı zamanda oğlunu kolay yönlendirebilmesi ona avantaj da sağlıyor. Baba rolü için kocasını seçemez çünkü o koca olmak zorunda. Çünkü bir erkek hem baba hem koca olamaz. Bu durum zannettiğin gibi abinin lehine değil aleyhinedir. Çünkü annenin ona biçtiği bu rol abinin hislerini karıştıracak ve abin kim olduğunu anlamakta zorlanacaktır?

-Biraz karmaşık? diye karşılık verince şöyle özetledim:

-Annen baba açlığı çekiyor. Çareyi oğluna yaslanmakta buluyor. Abinin omuzlarında büyük bir yük var, şanssız olan odur. Deyince;

-Şimdi daha iyi oturdu, dedi...

Konuyu biraz daha açarsak; Örnekteki anne, babasının demir gibi soğuk ve gaddar yapısından dolayı bu yaşına kadar onunla bir yakınlık kuramamıştı. Bu onun içinde hep bir arayış ve özlem olarak kalmıştı. Farkında olmasa da bir tür baba açlığı çekmekte idi. Bunu onarmak için bir tür iç mücadele veriyor ancak başaramıyordu. Hiçbir taklit, gerçeğinin yerini tutmuyordu. Bu ve benzeri bir örselenme yaşayan kişi baba açlığını gidermek için kocasına, olmayınca oğluna, yoksa kızına yaslanmayı seçebilir. Erken yaşta annesi tarafından yaslanılan evlat ise karmaşık hisleri yüzünden kimlik bunalımı yaşayabilir. Çünkü roller karışmıştır, kimin ebeveyn kimin evlat olduğu net değildir. Tüm bunlar bilinçaltında gerçekleştiğinden durum pek fark edilmez, ancak bir uzman ayna tutabilir?

Uzmanlar ailede tek rol öneriyor. Yani ?Erkek ailede ya babadır, ya kocadır, ya da evlattır, bunlardan ikisi birden olamaz? deniliyor. Erken yaşta evladına yaslanmayı huy edinen anne kocasıyla sorun yaşayabileceği gibi, evlat ta kimlik bunalımı yaşayabilir. Evlenemeyen erkek ve kadınların böyle bir durumu olabileceğinden söz edebiliriz. Bu durumdaki evlat eğer evlenebilirse, bu sefer iki kadın da aynı yere yaslanmak durumunda kalacaktır. Birinin oğlu, diğerinin kocası! Ama koltuk tek kişiliktir, iki kişiyi tartmayacaktır. Durumu görüp idare etmek bazen bir çare gibi gözükse de atasözü yine geçerlidir: İki karpuz bir koltuğa sığmaz?