SAMİ DAYANGAÇ


EKRAN GARİPLİKLERİ

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Televizyon apayrı bir alem, her türlü garipliğin yaşandığı tek eğlence aracımız. Her konuda yüzlerce uzmanımız var. Bu uzmanları çözüm aşamasında, buluş aşamasında asla göremeyiz. Yüzlerce bilim insanı virüs hakkında konuşuyor. Bu kanalda dediğini öbür kanalda yalanlıyor, tersini söylüyor. Bu ülke bu kadar çok profesörü nasıl yetiştirdi, kim eğitti merak ediyoruz. Mesela uzmanın biri maske takmaya gerek yok dedi, ertesi gün başka kanalda maske şart buyurdu. Biri kıyafetlerden ayakkabıdan virüs geçmez dedi, diğeri geçer dedi. Kime inanacağız?

Elbette konu virüs de olsa önünde unvan olan herkes konuşur oldu. Kimse dün şunu dedin, bu gün bunu, diyecek değil ya. Amaç tanınmak, meşhur olmaksa süper fırsat. Bir kıymetli profesörümüz corona illeti Türk ırkına bulaşmaz buyurdu, bulaştı mı?

Tabi medya leşkerlerini unutmamak gerekir. Her konuda uzman olduklarından dolayı profesörlerden daha çok konuşur oldular. Gerçi profesörler içinde dişe dokunur bir iki hoca var.

Konu ordumuzun harekâtı, uzmanlar hazır, şöyle girmeliler, böyle çıkmalılar. Hemen alacaksın en öne koyacaksın, göster diyeceksin.

Bu konu futbolda da böyle, eğitimde de, sağlıkta da, din konusunda da. Her Ramazan oruca erken mi geç mi başlanıyor tartışılır. Neden bir konuda anlaşılmaz? Ramazan ayının ilk günü profesör oruca erken başlandığını, tan yeri ağarırken başlanması gerektiğini, yaklaşık 70-80 dakika erken başlandığını söylüyor. Bir diğer profesör tam zamanında başlanıldığını belirtiyor. Üçüncüsü ise yaklaşık 20-25 dakika geç başlanıldığını iddia ediyor. Nasıl olacak bu? Neden din âlimleri bir noktada buluşmuyor? Bir sohbette bu hususu sorsanız, konunun uzmanı size dönüp bunu kim söyledi diyor. Önemli olan ne söylendiği değil, kimin söylediği oluyor. Oysa kimin değil ne söylendiğine bakılmalı.

Acaba bu hocalar, din büyükleri, tıp adamları aynı okullarda eğitim almadılar mı? Neden birliktelik sağlayamıyorlar? Biri ak dese mutlaka kara diyenler çıkıyor. Gerçi kavga olmadan, bağırış olmadan yapılan yayınlar izlenmiyor.

Bu muhalefet duygusu ilerleme sağlanmasına en büyük engel. Ne bir buluş, ne bir icraat, ne bir görüş. Herkes aldığına bakıyor, ekranlarda tanınmak derdindeler. Yeter ki ekranlarda olsunlar, çok ama boş konuşsunlar yeter. Baksanıza biri çıkmış ölüm listesi hazırladığından, sitelerinden de 3 kişiyi listelediğinden söz ediyor. Merak etmeyin eski makyöz emniyette yanlış anlaşıldığını söyler. Tıpkı seçimle mi gider başka bir şeyle mi diyen il başkanının yaptığı gibi. Hep biz yanlış anlıyoruz oysa onlar doğru konuşuyor(öyle mi?). Bu sizce ahlaki çöküntü işareti sayılır mı?

 

Duydunuz mu?

  • Ulusal kanallara çıkmak için doktorların, hastanelerin para verdiklerini…
  • Şehrimize gelip program çeken TV’lerin ücret aldıklarını, link parası istediklerini…
  • Büyük ilgi ile izlenen Survivor yarışmacılarına haftalık ücret ödendiğini…
  • Yakında iki müdür değişikliği yaşanacağını...