İDRİS YAVUZ


EDEP YA HU, BİRAZ DA HAYA!


 

Edep; toplumun töresine uygun davranma veya iyi ahlak, incelik ve terbiye olarak tanımlanır.

Edep; haddini bilmek, sınırı aşmamak demektir. İslam'da ise, hayatın her yönünü kapsayan görgü ve ahlak kurallarıdır. 

Hayâ ise; utanma ve ar duygusu olup, utanç verici durumlardan sakınmak ve nefsin süfli arzularını terk etmektir.

Edep ve hayâdan mahrum olan kimseler, huzur ve saadetle yaşayamadıkları gibi, bazen haysiyet ve şereflerini de kaybederler.

Edep ve iffet namusun perdesidir. Namus ancak edep ve hayâ ile korunur. 

İnsan kendini ahlâk, fazilet, irfan, ilim, edep ve hayâ ile süslemelidir. 

 “Şüphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder; hayâsızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyi eder. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” (Nahl,s. 16/90)

İyiliğinin ölçüsü edepli ve güzel ahlaklı olmaktır. Kalbinde kin, ihtiras, fitne ve fesatlık olan, kul hakkı yiyen insanlardan uzak durmak gerekir. Çünkü bu tip insanların Müslümanlığına asla güven duyulmaz.

Edepli insan, hayatının her noktasında terbiyeli, onurlu ve hoşgörü sahibidir. Onun içinde kötülük yoktur. Onun kızması ve kavgası da edep içinde olur. 

Edep ya hu! Biraz da hayâ!

Edepli insan hakkını ararken hak yemez. Kendisini savunurken bile haksızlık etmez. Haksız ise, hakka boyun eğer. Ya af edici ya da adaletli olur, değil mi? 

Hz. Mevlana ise; “Eğer Âdemoğlunun edebi yoksa insan değildir. İnsan ile hayvan arasındaki fark edeptir, hayâdır” diyor. 

Lokman Hekim ise; “Ben edebi edepsizlerden öğrendim.” demektedir.

İmam Gazali de; “Ahlakın en üstün derecesi edeptir.” diye ifade eder. 

Türk İslam geleneğinin insani ilişkilerinde “Edep, erkân ve hayâdan” bahsedilir. Çünkü edepli ve hayâ sahibi olanlar; hiç kimseye zarar vermez, zulmetmez, hile yapmaz, haram yemez, insan hak ve hukukuna saygı kuralına uyarlar. 

Hayâdan yosun olanlara; “Yaptığın, söylediğin edebe, terbiyeye uymuyor, utan, kendine gel” diye edebe davet için, “Edep ya Hû” deriz, değil mi?

Bu gün seçim meydanlarında bazı konuşmacıların utanç, edep ve hayâ duygusundan ve her türlü faziletten yoksun iftira, karalama, şantaj, ayrımcı konuşmaları halkımıza karşı saygısızlık ve kötü örnek olmaktadır.

Halk arasında, biraz ayıp veya edep dışı bir söz kullanılacağı zaman “Sözüm meclisten ırak, hâşâ huzurdan” anlamında “Edep yahu” sözü kullanılırdı.

Son günlerde “Edep ya Hû” demeden televizyon seyredemez duruma geldik…

Hadis-i şerifte; “Hayâ imandandır zina eden, aynı şeye maruz kalır” buyrulmaktadır. Bu durum iffetli olmayanın yakınlarının da, iffetsiz olabileceğini göstermektedir. Gayrı meşru işler, insanlar için yüzkarasıdır. 

Bir hadis-i şerifte; “Birinin karısını ayartıp aldatan bizden değildir.” Siz namuslu olursanız, kadınlarınız da namuslu olur.” buyuruyor.

Kim birinin eşini ayartırsa, başkası da onun eşini ayartabilir(Eden bulur) demişlerdir. 

Yunus Emre; “Edebim el vermez edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene!” diyor

Bütün bu ifade edilen sözlerin üzerine başka söze gerek var mıdır, bilmiyorum.

İnsan olmanın gereği “ Edep ya Hu, biraz da hayâ edin” değil midir?