H. Ali YILDIRIM


DÜNYANIN “YÜZDE BİR” KURALI

YENİ DÜNYA - H. Ali YILDIRIM


Paranın istif yeri olduğu bilinen İsviçre kaynaklı bir siteye göre, dünya yetişkin nüfusunun %1’inin elinde %44 servet, %9’un elinde %39 servet, %33’ün elinde %15 servet kalan %57’nin elinde ise %2 servet varmış. Ne kadar doğru bilemiyoruz ama virüse kadar gelen dünya düzeni hakkında bir fikir veriyor. Basit ifadelerle anlatırsak; 100 çalışanı olan büyük bir semt pazarında günlük kazanç 100.000 TL olsun. Bu gelirin 44.000 TL’sini 1 kişi, 39.000TL’sini 9 kişi, 15.000TL’sini 33 kişi ve kalan 2.000TL’sini de 57 kişi paylaşıyor. Bu verilere göre dünyanın hali bu, bir uçta gemiler dolusu para kazanan %1 azınlık, diğer uçta canı çıkıncaya kadar çalıştığı halde aç ve açıkta gezen %57 çoğunluk, arada da tampon kitle var (imtiyazlı kesim). Buna kapitalizm deniyor, tüm dünya bunun ceremesini çekiyor. Bu cümleler komünizmi övmüyor çünkü artık biliniyor ki komünizmi de onlar kurmuş. Soru: Komünizm kapitalizmin düşmanıydı da niye kendi parasını basmadı ki?

Bu %1 kuralının mucidi Siyonizm’dir, her yerde bunu uygular. Mesela, ABD’de kapitalizmi kurarlar ve en başta %1 elit kesimi oluştururlar ve onlar üzerinden tüm finans sitemini, basını ve en kritik üretimi ellerinde tutarlar. Komünist Sovyetler Birliğini kurarlar, kendileri gibi Siyonist olanlardan %1 eliti oluştururlar, bürokrasiye de %9 daha Siyonist bulurlar, yoksa da göç yoluyla ithal ederler, yönetimle halk arasına katman olarak yerleştirip hem yönetimi hem de halkı kontrol altında tutarlar. Biz de yıllarca Sovyetleri Komünist Parti, ABD’yi de Demokrasi yönetti zannederiz…

Bu yöntemi dünyanın şımarık ırkı beyaz adam (Kızılderili’yi yok eden adam) da uygulamış. Onun da bir ifadesi var; ”White Supremacy - Beyazın Üstünlüğü” denmiş adına. Yasalarda siyahlar ve beyazlar eşit gözükse de gerçek hayatta beyazlar daha eşittir, zenginlik dâhil her imkân onlar içindir, bu kural hiç değişmedi. Obama hariç tüm başkanlar beyazdı, Obama da ne beyaz ne siyah, bir istisna yapmışlar, WASP kuralının dışına çıkmışlar. Ama beyaz grup asla Siyonistlerin eline su dökemez, beyaz sistemini ancak Siyonist’in sistemi altında kurabilir. Yani Siyonistler en tepede, tüm paranın sahibi, ama ne servetini ne adını kimse bilmiyor, gizli yaşıyorlar, son 10 yıldır adları biraz duyulur oldu. Şimdi dış basında “ABD’yi Siyonist kullanıyor” yazıları okuyabiliyoruz…

Trump bas bas bağırdı FED’i (Merkez Bankası) dağıtacağız diye. Ne demek bu? ABD Merkez Bankası özel sektörün malı demek. Banker ailelerin özel işletmesi durumunda ve beyazlar demokrasi türküsü söylerken aslında ülkeyi 2 asırdır para ve medya üzerinden Siyonist bankerler yönetmiş. Parayla ekonomiyi, medya ile de beyinleri ele geçirmişler. Başkan Roosevelt (Franklin) 1945 atom bombasına “olmaz” demiş, arkasından hastalanıp (!) ölünce yerine seçilmeden gelen Bşk. Yrdc. Truman hemen tetiğe basmış. Başkan Kennedy de Küba’nın işgali gibi birçok konuya itiraz ettiği gibi devletleştirmek için hazineye para bastırınca akıbeti belli olmuş. Şimdi aynı şeyi Trump söylüyor, FED’i dağıtmak istiyor (numara yapmıyorsa), bu yüzden iç savaş bile çıkabilir. Hatta bugünkü dünya çalkantısının sebebi budur. Bu arada bugünkü İsrail, Siyonizm’in kendisi de merkezi de değildir sadece maşasıdır, Ortadoğu ve dünyayı kavgalı tutmaya yarayan bir maşa…

Bu küresel %1 elit her ülkede %1 milli elit oluşturup onlara %10 kar verip %90 karla yıllarca vurgun yapmış. Mesela Güney Afrika’yı ele alalım; Nüfus zatından siyah ama ülkenin elmas ve altın madenleri sonradan göç eden beyazın elinde. %1 beyaz elit şatolarda yaşıyor, %9 beyaz-melez imtiyazlı grup yönetimle halk arasında tampon görevi yapıyor, kalan herkes teneke barakalarda yaşıyor. Ya zenginsin ya fakir, orta halli olma şansın yok. Oradaki okumuş tayfa Nelson Mandela için “O bir hikâye, halka umut olması için kurgulanmış bir senaryo” diyor. Orada bulunduğum 2017 yılı sonunda bir mühendis: “Bu gelir adaletsizliği en fazla 5 yıl daha sürebilir, sonrasını kestiremiyorum.” demişti. Durum Endonezya’da da aynı, küresel elitlere hizmet eden  %1 milli elit ülkeyi talan ettirmiş ancak büyük kârı küresel elit kapmış. Şimdi ise başkentlerini bir adaya (Kalimantan) taşıyarak yeni bir talanın peşindeler. 2017 ve 2019’da iki kez gördüm, halk perme perişan ama olanların farkında değiller. Malezya’da ise bir otobanda peş peşe dört kez ödeme yapabiliyorsunuz, sebebi yolu dört ayrı elitin yapmış olması, herkes kendi bölümünün parasını topluyor. Bu düzenin sahibi kapitalizm şimdilerde kendini yıkmaya ve bir sonraki düzene geçmeye çalışıyor, adına “4. Sanayi Devrimi” deniyor, tercümesi: “Dijital Kölelik Çağı”…