VELİ ALTINKAYA


DÜN VE BU GÜN

DÜN VE BU GÜN


Milli mücadeleden sonra devletin yönetim şekli noktasında aslında başta  Mustafa Kemal Paşa olmak üzere mücadeleye önderlik eden i- simlerin kafası karışıktı. Aslında Sivas ve Erzurum kongreleri millet iradesine ve yönetimine işaret eden net ipuçları vermişti. Buna karşın hem Gazi’ye hem de silah arkadaşlarına çeşitli telkinlerde bulunuluyordu. Enver Paşa Moskova’da kendisinin davet edilmesini bekliyor, bazı isimler Gazi’nin saltanat ve hilafeti üzerine almasını dahi söylüyordu. İşgal  kuvvetlerinin en etkin ülkesi İngiltere ise İstanbul ve Boğazlar’ın kontrollerinde olması kaydıyla saltanatın kaldırılabileceğini söylüyorlardı.

Böyle sıkıntılı bir süreçte Cumhuriyetin ilanına karar verildi. Önce saltanatın kaldırıldığı ilan edildi, Cumhuriyetin ilanından sonrada hilafet lağvedildi.

Lozan imzalanıncaya kadar, hatta sonrasında da özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde bazı aşiretler genç cumhuriyete karşı ayaklandırıldı. Milletler Cemiyeti’nin kuruluşu aşamasında dünyada sınırların kavmiyet (milliyet) esasına göre çizilmesi gerektiğine vurgu yapan Willson’un bu önerisi İngiliz ve diğer işgal kuvvetleri tarafından da kabul görmüş olmalıki doğu illerimizde mutlaka bir Kürt ve Ermeni devleti kurulması arzu ediliyordu. Hatta doğu cephesinde Karabekir Paşa ve ordusu dik durmasaydı bugün Cumhuriyetin sınırları farklı olabilirdi.

Cumhuriyetin kıymetini hepimiz bilmeliyiz. Hele hele demokrasi ile taçlandırılmış cumhuriyet, özümseyebilirsek, hazmedebilirsek dünyanın en iyi yönetim şeklidir.

Siyasi hesaplarla cumhuriyetin kazanımlarını geriye götürmemeliyiz. Cumhuriyet bir uzlaşma, tahammül rejimidir. Dün ve önceki gün yer yer yaşanan  gerginliklerin cumhuriyete hiç yakışmadığını da belirtmek isterim.

Aslında Cumhuriyeti önemsiyenlerin bugüne dikkat  etmesi gerekir... Bugün bölücü örgüt ve onun Meclis’teki uzantısının çağrısı ile bazı illerde  çocuklar okullara gönderilmeyecek, işyerleri açılmayacak, kanunsuz eylemlerle yine yakıp yıkmaya çalışacaklar...

Peki niçin?..

Terör örgütü elebaşına özgürlük adına yapılacak bu... Hangi ülkede onbinlerce insanın katili, bir ülkenin 30 yıllık tarihine kara kabus gibi çökmüş bir kişi cezaevinden çıkartılabilir... Bunu yapanlar devleti test ediyor, milletin sinir uçlarına dokunuyorlar. Bir başkaldırı denemesi yapıyorlar...

Hakim güçler 1. Cihan Harbi’nde 100, milli mücadele sonrası ise  90 yıl önce yapamadıklarını  terör örgütü eliyle  28 yıldır yapmak istiyorlar. Cumhuriyetin en önemli kazanımı misaki milli sınırları içindeki bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’dir... İktidarı ile muhalefeti ile hepimize düşen  Hatay’ın da dahil olması ise sınırları netleşen bu toprakları daha güçlü kılmaktır.

Yaşasın Cumhuriyet...

Kahrolsun terör...

KARATEPE YENİ ŞEYLER

 SÖYLEYEBİLİR Mİ?

Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Şükrü Karatepe 28 Şubat sürecinde yaptığı bir konuşma nedeniyle mahkum edilmiş ve siyaset yasaklı kılınmıştı.

Karatepe o süreçte yaşadığı sıkıntılarla ilgili son iki yılda ilk defa duyduğumuz önemli açıklamalar yaptı. Çevik Bir’in yargılamaya müdahalesinden, Yargıtay Başsavcısı’nın bazı taleplerine kadar...

Hoca, bugün-yarın Komisyon’ a konuşacak. Çok önemli şeyler anlatacağı kanaatindeyim. Anlatacaklarının bir bölümü o tarihte Kayseri’de yaşananlara da ışık tutacaktır.

Karatepe’nin yargılama süreci dışardan müdahalelerle  hızlandırılarak RP kapatma davasına gerekçe gösterilmişti. Sadece o değil devrin RP İl Başkanı Şerafettin Elmastaş’ın da devrin Başbakanı Necmettin Erbakan’ı Kayseri ziyaretinde güya üniformalı  gençlerle koruma çemberine aldığı iddiası da kapatma gerekcesine delil olmuştu...

 28 Şubat sürecinin Kayseri’deki en önemli yansımalarından biri de Dost Sigorta gözaltılarıdır. Mütedeyyin insanların bir ticari faaliyeti irticaya kaynak gibi gösterilerek gözaltılar yaşanmış ve insanlara zulmedilmiş...

Karatepe’nin süreci  soruşturan Savcılar tarafından da mağdur olarak dinleneceğini sanıyorum.

Mış… Miş… Muş…

00- Yahyalı’daki iki genç arasında çıkan kavga farklı bir boyuta götürülmeden sağduyu ile tatlılığa bağlanmış.

00- Cumhuriyet Bayramı kutlamaları  sakin geçmiş.

00- TBMM, büyükşehir yasası ve erken yerel genel seçim nedeniyle tartışmalı bir sürece giriyormuş.

00- Hacca giden Milletvekillerimiz Mustafa Elitaş ve Pelin Gündeş Bakır mukaddes topraklardan dönmüş.

00- MHP’nin pazar günü yapılacak kongresinde Kayseri delegelerinin  Koray Aydın lehine fire vermesi için kulis sürüyormuş.

00-   Milli Eğitim Müdürlüğü için iktidar partisi il başkanlığı ve milletvekillerine farklı isimler öneriliyormuş.

 

KULİS BULVARI

 

EKE  VE EKİBİ

DİK DURUYOR

MHP haftasonu büyük kongre yapacak. Büyük kongrede Kayseri MYK üyeleri ve milletvekili hariç 26 delege ile temsil ediliyor. MHP İl Başkanı Mete Eke aylar önce Kayseri Teşkilatı’nın Bahçeli’nin yanında yer alacağını açıklamıştı. Eke’nin duruşunda en küçük bir sapma yok. Hatta o kadar katıki Kayseri Teşkilatını ziyaret etmek isteyen diğer adaylara nezaketle kendilerinin Bahçeli’den yana açık tavır koyduklarını söyleyerek delegelerle doğrudan temasına bile izin vermedi. Buna rağmen adayların özellikle de Koray Aydın’ı destekleyen bazı isimlerin  çeşitli vesilelerle delegelere ulaştığını biliyoruz. Ama Eke kendine has metodla işi sağlama da almış. Bakalım buna rağmen Kayseri delegelerinden fire olur mu?. Bu arada MHP’nin MYK’sına Kayseri’den kimin alınacağını merak ediyorum. Bir, belkide iki isim mutlaka olur. Ama kim olur bekleyip görelim...