Aradan iki gün geçtikten sonra Büyükşehir´e yine Valilikten bir telefon geliyor. 120 kadar depremzedenin şehrin
dışındaki bilmem ne benzinliğinde beklediği söyleniyor ve ?Ne yapabiliriz?? deniliyor. Sonrasını kameralar kısmen
takip etti. Depremzedeler Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve bir vali yardımcısının katılımıyla belediye
yemekhanesinde ağırlanıyor, bilahare de kamuya ait üç misafirhaneye geçici olarak yerleştiriliyor... Aslında bu misafirhanelerin tespiti ve yerleştirilmesinde küçük kriz yada sıkıntılar yaşanıyor; ama gelinen noktada dillendirmenin anlamı yok. Sonra depremzedeleri ilkbahara kadar nerede ve nasıl konuk edeceğimiz sorusunA
cevap aranırken Vilayetler Hizmet Birliği´nin yaptırdığı ve hiç kullanılmayan 200 kişilik yurda depremzedelerin yerleştirilmesi ne karar veriliyor. Birkaç gün sonra bazı depremzedeler misafirhanede yaşamakta zorlandıklarını, mümkünse kendilerinin bir ev ortamında yaşamasına zemin hazırlanmasını istiyorlar. Tam bu esneda İl Özel İdaresi´nin satmak için ihaleye çıkarttığı 54 daire akla geliyor. Bu dairelerin tahsisi konusunda Başkan Özhaseki,
Vali Bilici ile bir görüşme yapıyor ve ?evet? deniliyor... Sonra yeni ve bizim fazlaca haberimizin olmadığı sancılı bir süreç başlıyor. Bazı kamu görevlileri bu olağanüstü durumu kanuna sığdırmaya çalışıyor. Başbakanlık enelgesine rağmen imza atmakta, talimat vermekte, özetle risk almakta çekimser davranıyorlar. Büyükşehir Belediyesi öyle yapmıyor. Genel Sekreter Mustafa Yalçın´ın makamı karargah olarak kullanılıyor. Başkan Özhaseki´nin talimatı ile isminin açıklanmasını istemeyen işadamları Yalçın´ın odasına geliyor... Ve başlıyor telefon trafiği... Kimi beyaz eşyaları alıyor, kimi perdeleri yaptırıyor, kimi halıları karşılıyor, kimisi ev tekstili şyalarını gönderiyor. Hatta, ta uzak lardan, İzmir´den bir meslek örgütü başkanı aranıyor ve kanepeleri de o alıyor. Yetmiyor orta sanayiye gidiliyor, bir mutfağa- eve ne gerekiyor sa hepsi paket halinde tek tek alınıyor. Sonrasında yine küçük bir ?doğalgaz krizi? yaşayanıyor. Bir hafta kadar yaşanan bu kriz de yine büyükşehir yöneticilerinin devreye girmesi, risk alması ile çözülüyor. Ve nihayet önceki hafta depremzedeler 5-6 ay kadar oturacakları evlerine yerleştiler. Evlerine yerleşmede bir planlama sonucu oldu. Kalabalık aileler aynı katlara paylaştırıldı... Çocuk sayısına göre dağılım yapıldı vs. Başbakan zaman zaman oligarşik bürokrasiden dert yanıyor. Elbette hukuk, mevzuat önemli... Ama, bu gibi olağanüstü durumlarda ?istim arkadan gelsin? mantığıyla hareket etmezseniz tıkanırsınız... Hizmet de tıkanır, devlet de tıkanır. Yuvalarından olmuş ve bize misafir gelmiş insanlara kuçak açan herkesi tebrik ediyorum. Büyükşehir kurmayları risk alarak çalıştı, İl Genel Meclisi´ndeki tüm parti grupları kendilerine yakışanı yaptı ve evleri tahsis etti. Kayseri´ye yakışan buydu. Eminim ki depremzedelerin hepsi birer Kayseri sevdalısı olarak yaz aylarında yurtlarına, yuvalarına döneceklerdir. Sanki yapmamız gereken
bir iş daha var. Çocuklar İldem bölgesinde okula gitmeye başlamış. Bölgede oturan insanlar misafirlerimizi ?kalıcı gibi? görüyorlar. Kalıcı olmalarının da hiç mahsuru yok; ama küçücük bir densizlik yapılan bunca emeği çöpe atabilir... Bölge muhtarları, okul müdürleri, güvenlik sorumluları ve belediye başkanları dilerim konuyla ilgilensin.