H. Ali YILDIRIM


DENGELER DEĞİŞİYOR

Yeni Dünya - H. Ali YILDIRIM


Kısa bir süre önce G-20 Zirvesi toplanıyor, ardından toplantı kararları açıklanıyor, Türkiye eleştirilere aldırmadan S-400 alıyor, Trump ?Ne yapsınlar hata bizde, zamanında Patriot verseydik bunlar olmazdı, Obama hatalıdır? diyor ve olayı yatıştırıyor. Türk gemileri Savunma Sanayi üretimleri gibi Doğu Akdeniz´de sondaj yapmaya devam ediyor. Ama beklentinin aksine S-400 aldık diye Dolar ve Euro yükselmiyor, aksine düşüyor, borsa yükseliyor, altın değerini koruyor. Avrupa´nın sesi eskisi gibi çıkmıyor ama Doğu Akdeniz sondaj faaliyetlerimiz için yaptırım kararı alıyor. Kıyısı olmadığı halde sömürgeci zihniyle yine petrole çökmeye çalışıyor. İlginç olan ise uzun zamandır ilk defa mecliste birbirine rakip partiler (Biri hariç) ortak bir bildiri yayımlayarak Avrupa´nın bu tutumunu telin ediyor, yani lanetliyor. Diplomaside bu durum kınamaktan daha ciddi olan bir tepkidir ve biraz meydan okuma içeriyor. Güney Kıbrıs kendi kendine mırıldansa da eskisi gibi velvele çıkaramıyor, AB üyeliğinin verdiği cesaretle çift devletli teklifler falan yapıyor. Yunanistan´da iktidar değişiyor, yenisi pek toz duman çıkarmıyor. Bu arada Türkiye aynı zamanda Kandil´de Pençe Harekâtı ile örgütü bitirmeye kararlı olduğunu gösteriyor, ?Sınırda yığınak? haberleri boy gösteriyor. İHA düşürme polemiği ile sürdürülen ABD-İran gerilimine bir de İngiltere katılıyor, karşılıklı gemilere el koymalar, tehditler sürüp gidiyor. İran, ?Bir savaş çıkarsa bunu başlatan biz olmayız, ama bitiren biz oluruz? diyerek başka bir meydan okumayla sahnede yerini alıyor. ABD Suriye´den çekilince kimin devreye gireceği konuşuluyor, Almanya görevi reddediyor, yani havlu atıyor, İngiltere ve Fransa aday oluyor. Daeş´ten hiç haber yok, güya yenilmiş ama ortada ne tutuklu var ne resim var, ne de uluslararası mahkeme. Esad yerinde duruyor, konuşan yok. Rusya bir taraftan Venezüella darbe girişiminde olduğu gibi İran´ı koruduğunu göstererek kısmi hava taarruzlarına İdlib´te devam ediyor, bir yandan da Türkiye´ye son model savaş uçağı satabileceğini duyurarak F-35 meselesini başka bir boyuta çekiyor. Aslında SU-57 Savaş Uçaklarının yolunu yapıyor. İsrail bazen boy gösterse de İngiltere her zamanki gibi sessiz ve derinden gidiyor. Çin de öyle. İpek Yolu´nun iki ucu olan Çin ve İngiltere sanki ?Son gülen biz olacağız? der gibi duruyor?

Bütün bunların olması 10-20 sene önce hayal bile edilemezdi. Muhtemelen İran´da ayaklanma Türkiye´de ekonomik kriz çıkarılır, Avrupalı Milletvekilleri Kandil´de cirit atar, örgüt saldırıları birbiri arkasına gelir, baskı için ülkemize adam gönderirlerdi. Türkiye Doğu Akdeniz sondaj faaliyetlerine dil uzatan Fransa´ya ?Sen kendi önüne bak? diyemezdi. ABD İHA´sı düşürmek ve ?Savaşı biz bitiririz? demek İran´ın haddi olmazdı. İngiltere bu kadar yumuşak davranmazdı. Almanya muhtemelen car car Pençe Harekâtına laf yetiştiriyor olurdu. Savunma sanayiimizin engellenmesi için türlü entrikaları başarılı olurdu. S-400´ün adını anmak bile mümkün olmazdı?

Böyle bir dönüşüme ivme veren bir güç olmalı, yoksa yaşanan hiçbir şey tesadüf değildir. Örneklersek; ?Sovyetler Birliği 1989´da dağıldı? cümlesi yanlıştır, doğrusu ?Bir güç 1989´da Sovyetler Birliğini dağıttı? olmalıdır. Neden? Çünkü öyle usturuplu çöktü ki, iç savaş çıkmadı, kargaşa olmadı. Demek ki bu bir kontrollü düşüşün sonucu idi. Osmanlı da çökmedi, çökertildi. Ama yöntem savaştı ve kanlı oldu. Sovyetlerde yöntem savaş değildi, o yüzden sessiz oldu. Demek ki çökertilemeyecek imparatorluk yok. Eğer koca bir komünist imparatorluğu sesiz sedasız çökertilebiliyorsa, yukarıda saydıklarımızın olması da çok şaşırtıcı değildir. Hatta bugünün imparatorlukları da çökertilebilir. Buradan bunu anlıyoruz?

Yaşananlar, ülkelerin marka değerini ya düşürüyor ya yükseltiyor. Türkiye´nin marka değerinin yükseldiğini görmek zor değil. Etki olmadan tepki olmaz, enerji yoktan var olmaz, var olan enerji yok olmaz. Türkiye enerji kazanıyorsa bu birilerinin enerji kaybettiği anlamına gelir ki, bence bu Avrupa´dır. Bütün bunların G-20´nin 2019 sonuç bildirgesi ile ilgili olduğunu düşünenlerdenim. ?Sürdürülebilir yeni bir toplum düzeni´ denmişti. Kastedilen şeyin ?Sömürü ve küresel gelir adaletsizliğinden kaynaklanan açlık ve sefalet? olduğunu düşünüyorum. Açlığın Avrupa´nın sömürmesinden kaynaklandığı ve Suud petrol gelirinin %2´sinin Afrika açlığını giderecek düzeyde olduğu tezi yabana atılmamalıdır. Şimdilerde ülkelerin marka değerlerine ayar çekiliyor. Korkarım ki Avrupa marka değeri de önümüzdeki 50 yılda yerlerde sürünecek gibi. İklim değişikliği de cabası, gidişat onu gösteriyor?