VELİ ALTINKAYA


DEMOKRASİNİN İDAMININ 57. YILI (1)

Gündem - Veli Altınkaya


27 Mayıs darbesinin en önemli faktörlerinden biri de Yeşilhisar´da yaşanan olaylar. Bazı uzmanlar ?Yeşilhisar Olayları? için ?28 Şubat´ın Sincan´ı neyse, 27 Mayıs´ın Yeşilhisar´ı da odur? yorumunu yapıyor.

Darbecilerin kurduğu düzmece mahkemenin kararıyla Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan 16 Eylül 1961´de darağacına çekildi. Menderes ise bir gün sonra idam edildi. Hem de iki kez? ?Savcı´ lakaplı Egesel adındaki bir cani, O´nun için ne kadar idam istemişse, o kadar darağacına çekilmesini talep etti. 27 Mayıs darbesi sonrasında yaşananlar yakın siyasi tarihimiz için birer utanç vesikası olarak karşımızda durmaktadır.

27 Mayıs darbesi öncesinde Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Menderes, Ana Muhalefet Lideri İnönü ve çok sayıda ismi karşı karşıya getiren Yeşilhisar Olaylarını bizzat kaynağından aktarmak istiyorum? Yeni nesil 1960 darbesinde Yeşilhisar Olayları´nın fonksiyonunu çok bilmez. Bu cihetle bu yazıyı dizi halinde hemen her yılın 27 Mayıs´ı içine alan döneminde yayımlıyorum. Okuyanlar için tekrar olacak; ama okumayan, Yeşilhisar Olaylarını bilmeyen bir kişinin okuması ve gerçekleri öğrenmesi dahi bu yazının bilmem kaçıncı kez tekrarı açısından isabetli olur.

27 Mayıs darbesi dolayısıyla Yeşilhisar ilçemizde geçen olayları özel halinde ve devlet arşivinden alınmış bilgi ve belgelerle tetkik ve takdirinize tekraren sunuyorum:

DP iktidarının 3. devresi gerçekten hem Menderes için hem de ülke için fevkalade zor olmuştu. İhtilale iki ay kala Kayseri´nin Yeşilhisar ilçesinde meydana gelen olaylar 27 Mayıs ve DP´nin iktidarda bulunduğu 10 yıllık süreyi yargılarken, sürekli olarak gündeme getirilecektir.

1957 seçimlerinde CHP Yeşilhisar´da 3 bin 664 oy alırken, buna mukabil DP ise 2 bin 614 oy alabilmişti. Seçimlerde ortaya çıkan bu siyasi temayüle rağmen, zaman zaman ilçede DP´liler ile CHP´liler arasında tartışmalar; hatta küçük çaplı kavgalar oluyordu. DP´liler. İlçede, oy ve idari güçlerini CHP´lilere karşı zaman zaman kullanmak gibi yanlışlara düşüyorlardı.

Şimdi Yeşilhisar´daki olayları bir-iki dakikada olsa unutarak, bu olaylar ve dedikodularla ilgili olarak Samet Ağaoğlu´na kulak verelim:

?Muhalefetin Meclis´te ve memleketin her köşesinde yaptığı tehditler, yalanlar, iftiralar; kulaktan kulağa fısıldanan hırsızlık hikayelerinden yurdun bir parçasını Ruslara veya Amerikalılara satmağa, kadın ve kızlarımızın koynuna yabancıları soktuğumuza kadar dedikodularla dolu propagandalar yapılıyordu. Kayseri´nin Yeşilhisar İlçesinde meydana gelen olayların ana kaynağı da budur. Bu ilçede CHP´liler tarafından bu şekildeki asılsız dedikodularla Yeşilhisarlı DP´liler tahrik edilmiştir. İşte bu şekildeki asılsız dedikodularla ve ülkenin kalkınma hamlesinin önüne set çekilmek istenmesi, hem DP iktidarını hem de Menderes´i yormuştur.?

Evet, Samet Ağaoğlu´nun da belirttiği gibi gerçekten olaylar dedikodulardan ve tahriklerden kaynaklanmıştır.

CHP İLÇE BAŞKANI, DP İLÇE

BAŞKANINI VURUYOR

16 Şubat 1960 tarihinde CHP Yeşilhisar İlçe Başkanı Mustafa Ünal şehir kulübünde yukarıda zikrettiğimiz dedikoduların asıllı asılsız olduğu yolundaki tartışmadan çıkan kavgada DP İlçe Başkan Vekili Salih Kürkçü´yü tabancayla vuruyor. CHP İlçe Başkanı Mustafa Ünal´ın tabancasında bulunan 4 kurşunu tartışma neticesinde DP İlçe Başkan Vekili Salih Kürkçü´nün üzerine boşaltması sonucunda ?adam öldürmeye tam teşebbüsten? tutuklanarak cezaevine konulması bardağı taşıran damla oluyor adeta. CHP İlçe Başkanı Mustafa Ünal´ın tutuklanarak cezaevine konulmasından sonra, cezaevine adeta bir ziyaretçi akını başlıyor. Kaymakam ve Savcının talimatıyla ziyaret tamamen yasaklanıyor. Her ziyaretten sonra ilçede kanlı-bıçaklı kavgalar olmakta CHP´liler veya DP´liler bir diğerlerini nerde müsait olarak yakalarsa tekme tokat dövmektedirler.

Nitekim her iki taraf geceleri birbirlerinin evlerini taşlamış, camlarını kırmışlardır. Hadiseler gün geçtikçe artıyor ve adeta önü alınamaz hale geliyor. 24 Şubat 1960 günü ise iki ilçe başkanı arasındaki kavgadan dolayı cezaevine konulan DP´lilerin bir kısmı serbest bırakılırken, CHP´lilerin bir kısmı ise cezaevinde alıkonuluyor.

İşte bu esnada CHP´lilerden Mehmet Bozkurt adındaki bir vatandaş, DP´lilerden farklı olarak akşama doğru tahliye ediliyor. Bu şahsın Hükümet Konağına 100 metre mesafedeki bir kahvehanenin önünde ceketini çıkartarak ?bakın beni işkenceyle bu hale getirdiler? diye bağırması üzerine, yatıştı gibi gözüken olaylar yeniden alevleniyor. Mehmet Bozkurt´un bağırması üzerine, etrafına toplanan halk sloganlar atarak Hükümet Konağı´nı taşa tutuyorlar. Etrafta bulunan resmi dairelerin camları kırılıyor, çevreden geçmekte olan DP´liler tartaklanıyor, bunlara ait iş yerleri yağma ediliyor.

Daha da ayrıntılı anlatacağımız gibi Mehmet Bozkurt´un kendisine ceza evinde işkence yapıldığını söylemesi üzerine, Yeşilhisar Hükümet Konağı´nın yüz metre ilerisinde toplanan binlerce kişilik kalabalık, ?kahrolsun iktidar?, ?kahrolsun DP´liler? diyerek Hükümet Konağına doğru yürüyorlar. Tabi bu arada DP ileri gelenleri de Kaymakam ve Jandarma Komutanı´nın yanında olaylara acilen müdahale edilmesi yolunda baskı yapıyor.

Bu arada Kaymakam Nuri Erdem olaylar üzerine Kayseri Valisi Ahmet Kınık´ı arayarak, ne yapması gerektiğini soruyor. Vali Kınık vatandaşın burnu kanamadan müdahale edilmesi emrini verince, ortalık iyice karışıyor. Bu arada slogan atarak gelen kalabalık Hükümet Konağı´nın etrafını tamamen çevirmiştir. Kaymakamlığa ait binanın camları kırılmakta, araçlar taşlanmaktadır.

Olayların daha büyük boyut kazanmasından çekinen kaymakam, Vali´den aldığı emir üzerine polise ateş açma talimatı veriyor. Polis havaya ateş açarak kalabalığın dağılmasını istiyor.

Bu arada son bir aydan bu yana zorlu günler yaşayan Kaymakam Nuri Erdem binanın camını açarak kalabalığa dağılması için çağrıda bulunuyor. Ama kızgın kalabalığın Kaymakam Erdem´in sözlerini dinlemesi mümkün görünmemektedir. Jandarma da Hükümet Konağı etrafında da tedbir alıyor. Kaymakam tahriklere de kapılarak bir jandarmanın süngülü silahını alıp, kalabalığın üzerine yürüyor. Ortalık adeta kan gölüne dönüyor. Daha sonra yatışan olaylar nedeniyle çoğunluğu CHP´liler olmak üzere 56 kişi tutuklanarak cezaevine konuluyor.

Bu arada kalabalık tarafından Yeşilhisar savcısı da dövülüyor. Artık Yeşilhisar´da iki cephe açılmış bulunuyor. Kimse adeta sokağa çıkamıyor. Vali´nin talimatıyla Kayseri´den askeri birlikler Yeşilhisar´a naklediliyor.

Olayların daha fazla büyümesini önlemek üzere cezaevine konulan çoğunluğu CHP´lilerin oluşturduğu mahkumlarla hiç kimsenin görüştürülmemesi isteniyor. İlçeye Kayseri´den gelen gazeteciler cezaevine ve kordon altına alınan belirli mıntıkalara sokulmuyorlar. Bazı gazetecilerin polis veya vatandaş gibi olay mahallinin yakınına sokularak haber almaya çalıştıkları görülüyor.

VALİ, BAŞBAKANI ARIYOR

Yeşilhisar´da meydana gelen kanlı olaylar üzerine Vali Ahmet Kınık, öncelikle İçişleri Bakanı Namık Gedik´i arayarak bilgi veriyor. Gedik´in konuyu Başbakan´a iletmesi üzerine Adnan Menderes yanında Başbakan Yardımcısı Medeni Berk´te olduğu halde Kayseri Valisi Ahmet Kınık´ı makamından arayarak olayların daha fazla büyümemesi için tedbir alınmasını istiyor. Vali ve Garnizon Komutanı olay mahalline gidiyor, ilçeye Kayseri´den güvenlik gücü takviyesinde bulunuluyor.

Kayseri´deki olaylar Ankara´yı da etkiliyor. Menderes ve İnönü arasında bir söz düellosu başlıyor. Yeşilhisar olayları ile ilgili İsmet Paşa´nın TBMM´de yaptığı gündem dışı konuşmayı da ilerde size aktaracağız. Olaylarla ilgili Cumhurbaşkanı Bayar ve Başbakan Menderes arasında bir dizi yazışma yapılıyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında yaşanan bu yazışmalarda da fikir ayrılıkları dikkat çekmektedir. Bayar ve Menderes´in Yeşilhisar Olayları ile ilgili mektuplarını bütün ayrıntılarıyla ilerde aktaracağım.

Yalnız şu hususun bilinmesi gerekir ki, gerçekten bu olaylar iki partiyi de önemli oranda etkilemiştir. Yeşilhisar´da meydana gelenler hiçbir şekilde küçümsenecek olaylar değildir. Menderes bu olaylarla ilgili saatlerce radyo konuşması yapacak; Cumhurbaşkanı olaylarla ilgili askerlerle ve Başbakanıyla gizli görüşmeler-yazışmalar gerçekleştirecektir. Ana muhalefet partisinin lideri TBMM´de gündem dışı konuşmalar yapacak ve hükümeti sert bir dille eleştirecektir. Darbeye iki ay kala meydana gelen bu olaylar şüphesiz 27 Mayıs ihtilalinin olmasını adeta kaçınılmaz gibi gösteren unsurlardan biri olmuştur.