MUSTAFA GÜRBÜZ


DAVUTOĞLU'NUN, KAYSERİ ZİYARETİNDEN YANSIMALAR

YAZI İŞLERİNİN KALEMİNDEN - Mustafa GÜRBÜZ


Kayseri hafta sonunda eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nu ağırladı. Amaç yeni il binasının açılışını gerçekleştirmek ve vatandaşlarla bir araya gelmekti. Tabii hafta sonunda ayrıca bir de basın mensupları ile yapılan toplantı vardı. Toplantıda dikkatimi çekenler, üç aşağı beş yukarı herkesin dikkatinden kaçmayan konulardır.

Konular demişken isterseniz şöyle kısaca bir basın toplantısında ele alınanları yorumlamaya çalışalım. Sayın Davutoğlu’nun, Kayseri ziyaretlerinde vermiş olduğu sözlerden bahsedelim isterseniz. Boğazköprü’de ikmal merkezinin yapılmasından tutun da, Yerköy YHT Hattı, Antalya-Konya-Kayseri arasında bir ‘Turizm Hattı’ ve Kayseri-Gaziantep-Antalya arasındaki ulaşım için demiryolu sözüne ve bence bunların en önemlisi de şehrin trafiğini sıkıntıya soktuğu iddia edilen tramvay hattının yeraltına alınması vardı yani metro dediğimiz durum, Başbakanlık bütçesinden karşılanarak gerçekleştirilecekti. Peki bu konuda ne söyledi Sayın Davutoğlu, ”Benden sonrasında hepsi unutuldu, sadece Kayseri değil Konya'da da verdiğimiz metro sözümüz vardı, o da kaldı” dedi. Kısacası seçim zamanlarında vaatler verilmeye devam ediyor ve Sayın Davutoğlu da verdiği vaatlerin takipçisi olamadı. Alışılagelmiş siyasetçi örneği sergileyerek meydanlarda söz sarf edilmiş, seçimi kazandıktan sonra da aradan geçen süreçte herhangi bir ‘emir’ verilerek icraatlar yapılmamış. Gerçi Sayın Davutoğlu’nun yaklaşık iki yıl başbakanlık dönemi olmuştu. En azından o dönemde bu sözler için bir girişim yapılamaz mıydı diye de düşünmedim dersem yalan olur.

Başlıklar demişken bir de genel siyasetten bahisler vardı. Başta müteahhitlerin borçları, liyakat sahibi olmayanların bir yere gelebilmesi gibi. Yani kısaca mevcuttaki sistemi eleştirme adına söylenenler vardı. Böyle bir durumda aslında Sayın Davutoğlu'na şunu sormak isterim. Kendisi üniversitede bir akademisyenken, Başbakan’ın danışmanlığına, ardından Dışişleri Bakanlığı'na sonrasında Başbakanlık koltuğuna oturmasında yön tayin eden acaba kimdi? Yani yine liyakat olayı ortalarda yok muydu?

Diğer taraftan “Hiçbir partiyle alakamız yok, ittifakın parçası değiliz” diyen Sayın Davutoğlu, sadece Cumhur İttifakı ile görüşme gerçekleştiremiyor. Millet İttifakı'nın her bir partisi ile ayrı ayrı oturumlar gerçekleştirebiliyor. Ha bu arada bir de Cumhur İttifakı demişken, Sayın Davutoğlu MHP’de Sayın Bahçeli'nin mevcuttaki sisteme sıkıntı çıkartabileceği iddiasında da bulundu. Sayın Bahçeli'nin daha öncesinde Ecevit'e yaptığı sürprizi AK Parti'ye de yapabileceğini söyledi. Yani anlayacağınız Sayın Davutoğlu da karşısındaki tek engel olarak, Cumhur İttifakı’nı görüyor.

Bence henüz siyasette tartışılmayan bir konu başlıkları burada ele alınmış olsa da bir nokta var ki diplomasiden ve barıştan söz eden Davutoğlu'nun söylemleriyle icraatlarının birbirini tutmadığını bir kez daha ortaya koymuştur. “Herkesle barışçıl olacağız, diploması yürüteceğiz” diyen Sayın Davutoğlu, “Geçmişte bu ülkede icracı Başbakan iken Suriye'ye giriş emrini vermiş ve onun döneminde bu ‘bataklık’ diye adlandırdıkları yere girmiş olduk. Rusya'nın 2 uçağını benim emrimde düşürdüler” demedi mi? Yoksa ben mi yanlış anladım. Bu yüzden de Rusya ile problemlerin çıkmasına sebep olunmadı mı? Dışişleri Bakanlığı döneminde Mısır'daki son yaşanan gelişmelerle sorunların büyümesinde rol oynayan ve Mısır ile Rum yönetiminin Akdeniz’de attığı adım sonrasını göremeyen acaba barışçı siyaset miydi? Koltuktan indikten sonra her şey nasıl bir anda değişti?

Kısaca basın toplantısında birçok konu başlığı vardı. Her konuda yanlışı olduğunu düşünmediğim hatta bazı doğruları da bizzat Sayın Davutoğlu’ndan duymak sevindirdi. Mesela son günlerde yaşanan ayrımcılıklardan söz etti ve birliktelik çağrısından bahsetti. Ekonomik olarak yaşananlar ve bu konularla ilgili çözüm yollarının aranması, EYT’lilerin derdi, gibi bazı konularda hemfikir olduğumu belirtmek isterim. İşte bir eski Başbakan’ın Kayseri ziyareti böyleydi.

Ha bu arada bir vatandaşın başına gelenler konusunda da Sayın Davutoğlu’nun yanında yer alanlar ‘kraldan çok kralcı olmasınlar’ diyerek nokta koymak isterim.