VELİ ALTINKAYA


COĞRAFYAMIZDA OYNANAN OYUN

Gündem - Veli Altınkaya


Bulunduğumuz coğrafya çok önemli. Anadolu, batısında Balkanlar ve Ege, doğusunda İran, Afganistan ve Kafkasya, kuzeyinde Karadeniz ve Rusya, güneyinde ise Akdeniz başta, zengin petrol yatakları ile birlikte üç semavi din açısından önemi büyük olan Orta doğu ve Arabistan coğrafyası ile çevrilmiş.

Bu topraklar binlerce yıl dünyanın en önemli medeniyetlerine beşiklik etmiş.

Batının binlerce yıl öncesine ait medeniyet merkezi diyebileceğimiz Atina ve Roma´dan sonra, İstanbul, önce Roma İmparatorluğu´na, sonra Bizans´a ve nihayet Türklere ve İslamiyete payitahtlık yapmıştır.

Türk´ün şahsında 18. asra kadar sürekli yükselişte olan İslam coğrafyası, batının sanayi devrimi, matbaa ile tanışmasından sonra Osmanlı´nın ?adaletle´ hükmettiği coğrafyaya hem insan, hem de yeraltı kaynaklarını kullanmak üzere müstemleke muamelesi yapmış ve bu bölgelerde önce milliyetçilik akımlarını geliştirmiş, sonrada Osmanlı´yı parçalama planlarını adım adım hayata geçirmiştir.

Bu plan, Akif´in ?tek dişi kalmış canavar´ dediği batı tarafından 18. asrın başından itibaren adım adım uygulanmaya başlanmış ve nihayet Birinci Dünya Savaşı´na kadar peyderpey sürdürülen ?böl-parçala, yönet´ projesi 100 yıl önce hayata geçirilmiştir.

Yani bu topraklar, yaklaşık 300 yıldır emperyal güçlerin parçalamak için gözünü diktiği bir coğrafyanın adıdır.

Birinci Dünya Savaşı´nın hakim güçlerine 2. Dünya Savaşı´nda ABD de dahil olmuş ve başlangıçta 1. Cihan Harbi´nin, sonrasında, yani yeniden yapılandırılma sürecinde de 2. Cihan Harbi´nin galip devletleri ve hakim güçlerinin kontrolünde kurulan ve temelleri atılan Milletler?Cemiyeti (Birleşmiş?Milletler) geldiğimiz noktada efendilerinin borazanına dönüşmüştür.

Dünyanın mazlum milletlerine karşı uygulanan zulüm, soykırım, sömürme düzenine karşı sessiz kalan, yahutta kararlarını uygulatamayan BM, kurucu efendilerinin iradesi dışında mazluma, toprağına sahip çıkan bir hamle görüldüğü zamanda adeta aslan kesilmektedir.

Yazının girişinde belirttiğim gibi, Anadolu coğrafyasının dört cephesinden bir kaç bin km uzaklaştığınız zaman, dünyayı ayakta tutacak enerji yatakları başta, insan gücü, diğer yeraltı zenginlikleri, uluslararası ticaretin güzergahı, semavi dinlerin doğuş ve yayılış merkezlerinin kontrolünü elinde tutmak isteyen emperyal güçler, maşaları marifetiyle coğrafyamızı sürekli karıştırmak, kan gölüne döndürmek istiyorlar.

Maalesef yaklaşık 150 yıldır da bunda muvaffak olduklarını görüyoruz.

Balkanlar´da, Orta Doğu´da, Arabistan´da, Kafkasya´da ve nihayet Anadolu´da, 150 yıldır İslam adına, bağımsızlık aşkıyla sürdürülen mücadele, maalesef bazı İslam ülkelerinin yöneticilerinin dirayetsizliği nedeniyle hep bizim açımızdan kayıpla sonuçlanmıştır.

300 yıl önce başlatılan ve maalesef günümüzde de devam ettirilmek istenen bu oyun hala sürmektedir.

19. asrın sonlarında, 20. asrın başlarında, tamamen Osmanlı toprakları odaklı tüm emperyal güçlerin ?böl-parçala-yönet´ mücadelesi bugün de devam ettirilmek istenmektedir.

Emperyal güçler, 100 yıl önce Balkanlar´da, Trablusgarp´ta, Orta Doğu´da, Çanakkale ve Anadolu´nun dört bir yanında yaşadıklarımızı, bugün ?özgürlük, demokrasi, insan hakları´ kılıfıyla acımasızca sürdürmek istiyorlar.

Maalesef bu yapılmak istenen karşı, İslam coğrafyasının 50 kadar ülkesinden kahır ekseriyetinin yöneticileri ?teslimiyet politikaları´ nedeniyle kukla oyunun baş figürleri olarak karşımızda durmaktadır.

Sadece dışardaki değil, içimizdeki hainler de emperyal güçlerin hesaplarına alet olarak fitne üretmektedir.

Birinci Cihan?Harbi sürecinde İngiliz, Fransız, Rus kaynaklı, Kürt ve Arap kardeşlerimiz merkezli isyan hamleleri maalesef ciddi oranda karşılık bulmuş ve cetvelle çizilen haritalarla ?sancılı devletçikler´ kurulmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonrada doğu ve güneydoğu da emellerini tam olarak gerçekleştiremeyen malum güçler, İsrail´in kurulması ve ABD´nin yeni dünya düzeninde etkili olması ile  bu coğrafyada bitmek bilmeyen hesaplarını yeniden masaya yatırmıştır.

Bugün yaşadıklarımız bundan ibarettir.

Dün genelde, Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, özel de Çanakkale´de ve nihayet milli mücadelede  yaşadıklarımızdan ders çıkartmazsak, coğrafyamız üzerinde yapılan hesapların ardı arkası kesilmez.

Bu millet  dün, bağımsızlığı, bayrağı, ezanı ve namusu için, Cihan Harbi´nde, Milli Mücadele´de nasıl gözünü kırpmadan şehadet şerbeti içmişse, yakın tarihimizde terörle mücadelede, bugünde Fırat Kalkanı veya Zeytin?Dalı Harekatı ile ecdadına layık evlat olmak için şehadet şerbetini içmeye hazır olduğunu göstermiştir.

 

ERKEN SEÇİM

AK?Parti Kayseri Milletvekili, MKYK üyesi ve Dış İlişkiler?Başkan?Yardımcısı İsmail Emrah Karayel de  ?Nöbetçi vekil´ açıklamasında ?erken seçim yok´ demiş. İktidar cenahı elbette ?erken seçim var´ diyemez. Hele hele Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın geçmişte erken seçimi ?ülkeye ihanet´ olarak nitelendirdiği yorumlar orta yerde dura dura iktidar cenahının veya yakın çevrelerin??olabilir´ demesini beklemek dahi hayal... Bir taraftan bu tespiti orta yere koyarken, diğer yandan, her iki seçimde süresince yapılacaksa yerel seçimlerde iktidarın oylarının düşmesi ve genel seçimde ittifak yapacak olan iki partinin (Manisa örneği ortada) yerelde adaylarının birbirine yükleneceği, dolayısıyla tabanı da kilitleyeceği bir gerçek varken, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin erkene alınmamasının bedelini en çok AK?Parti´nin ödeyeceğini görmemek, siyasi öngörüsüzlük olur.

 

Mış? Miş? Muş?

00-MHP?kongresinde Serap Şule Kalın ve Süleyman Korkmaz MYK´da yer alırken,  diğer isimler hüsrana uğramış.

00-CHP´li vekilin son tüzük kurultayında, il başkanı ile birlikte, kendisine yakın olan 4 delegeyle yemek yiyip, diğer delegelerle ilgilenmemesi, eski il başkanlarından, kurultay delegesi Ayhan?Gülsoy´un kürsüden tepkisi, hala dillerdeymiş.

00-CHP?Kocasinan ve Melikgazi Örgütleri Şehitlerimizi anma adına Meydan´da hoşaf ve ekmek dağıtmış.

00-AK?Parti Genel?Merkezi, belediyelerimizin ekonomiye katkı veren yatırımlarından memnun kalmış.

00-Vali Kamçı ve protokol şehit aileleri ile buluşmuş.

00-  18 Mart?Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü´nde Şehitlerimizin mezarları gözyaşları ile sulanmış.