VELİ ALTINKAYA


ÇİLE YÜKLÜ BİR HAYAT

ÇİLE YÜKLÜ BİR HAYAT


Emir Kalkan ve İrfan Birol Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın hayat hikayesini “Bekir Abi” adlı kitapta toplamışlar. Kitap, geçtiğimiz haftabaşında elime ulaştı... Bir gazeteci açısından içinde müthiş bilgiler var.

Henüz iki yaşındayken babasını kaybetmiş. Ağabeyleri Ömer 12, Ahmet ise 7 yaşında... Hikmet Hanım eşini kaybettikten sonra 2, 7 ve 12 yaşında üç çocukla yalnız kalmış... O günün Kayseri’sinde yaşanan  bu dramın detaylarını  60. yıldönümü olan cumartesi günü daha ayrıntılı aktaracağım.

    Bekir Yıldız, babasının vefatından kısa süre sonra ölüyor! Kefenlenmiş haliyle at arabasıyla annesinin kucağında Yazır Köyü’ne defnedilmek üzere götürülürken tekrar diriliyor. Yani çilesini çekmek, hizmetini etmek üzere ikinci kez doğmuş bir isim Bekir Yıldız...

Bu öyküyü de daha sonra detaylı olarak anlatacağız.

Başkan Yıldız’ın hayatı adeta bir roman. Daha beş yaşındayken ağabeyleri ile birlikte seyyar olarak ticaret yapıp  evin geçimine katkı sağlıyor. Kah çekirdek, kah sebze-meyve satıyor. O küçücük bedeniyle ağabeyleri ve annesine yardım etmek için  yapmadığı iş yok adeta...

İlkokulu başarı ile bitirdikten sonra okumak istemiyor. Biran önce ticaret yapıp evin geçimine katkı sağlamak niyetinde. Çok sevdiği ilkokul öğretmeninin ısrarıyla orta okula yazılıyor. Okula kaydını yaptırırken olmadık zorlukla karşılaşıyor.Tüm evrakları tamamlıyor, kaydı yapan okul yöneticisi on lira ‘kayıt parası istiyor. Cebinde belki de on kuruş bile yok. Kaydını yaptırmaktan vazgeçeceği anda tanımadığı  bir el “Al on lirayı, yap çocuğun kaydını” diyor. Sonra yıllarca okula kaydına vesile olan o on lirayı veren kişinin kim olduğunu arıyor, bulamıyor.

Evlerinin duvarı üzerlerine yıkılıyor. Komşuların yardımıyla duvarı tekrar yaptırıp üç kardeş her dakika çalışıyor ve annelerinin emrinde geçimlerini sağlıyor...

Annenin hayatı da çile yüklü.. Genç yaşında üç çocuğuna annelik ve babalık yaparken hastalanıyor. Çocuklar daha küçücük. Hastaneye götürüyorlar. Bir süre sonra taburcu oluyor. İyileşti zannettikleri esnada yine hastalanıyor. Meğer ameliyatı yapan cerrah anne karnında “pensi” unutmuş... Anne bir daha ameliyata alınıyor... Bir süre sonra ağrı ve  tekrar hastane.. Bu kez de 2. ameliyatta gazlı bez unutulduğu anlaşılıyor ve üçüncü ameliyat. Anne Hikmet Hanım’ın çile yüklü bedeni yıllarca  hekim hatasından kaynaklanan  ihmalin acısını çekiyor... Başkan Yıldız’ın birkaç yıl sonra o ameliyatı yapan hekimi Kars’tan İzmir’e kadar arayışı ve nihayet üniversite yıllarında İstanbul’da karşılaşışı var ki, hayret ve haşyet içerisinde kalırsınız.

Ortaokul yıllarında gitmeye başladığı Türk Ocağı’nda milli ve manevi değerler noktasında kendisine yeni bir istikamet çiziyor. Abdullah Gül, Şükrü Karatepe ,Yaşar Karayel gibi isimlerle tanışması bu dönemde. Kayseri Lisesi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve üçüncü sınıftan sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tahsili. Fiilen Üstad Necip Fazıl’ın rahle-i tedrisine girişi, MTTB, sporla ciddi bazda ilgilenmesi de bu dönemde...

 MTTB Spor Kulübü üyelerini bir maça çıkarıyor.Müthiş bir galibiyet alıyorlar. Arkadaşlarına “antrenör” olarak yemek vermesi isteniyor; veriyor. Ama cebinde para yok.Lokanta sahibine borcu nu karşılamayacağını bile bile kolundaki saatı bırakıyor ve sonra borcunu ödüyor...

MTTB Voleybol takımı İstanbul’un en güçlü takımlarından Bakırköy Voleybol takımı ile maç yapıyor. İlk 4 set 2-2 berabere sonuçlanmışken, tanımadığı ak saçlı bir kişi Bekir Yıldız’ı yanına çağırarak; “Çocuklar yanlış diziliyorsunuz. Şu sporcuyu şu mevkiye alın. Şunu bu tarafa çekin ve arkada dublaj yapın. O zaman maçı kazanırsınız” diyor... Ve kazanıyorlar. Tanımadığı o kişiye ısrarla takımını çalıştırmasını istiyor. O adam “ Teşekkür ederim; bu ortamda, bu atmosferde olmaz” diyor. O adam Ünlü Şair Nazım Hikmet’in oğlu Memet’ten başkası değildir. Nazım Hikmet’in Memet’i, Necip Fazıl’ın Mehmet’i  iki ünlü şairin birbirlerine nisbeti gibidir. Ve Bekir Yıldız Üstad’ın  Mehmet’i mesabesindedir.

Sonra Kayseri... Kısa süren memuriyet, serbest mühendislik-müteahhitlik ve nihayet siyaset...

 

00-Özhaseki’nin yeniden adaylığı resmen kesinleşmiş.

00-Başkan Yıldız’ın hayatını anlatan “Bekir Abi” adlı kitap okuyanları duygulandırıyormuş.

00- Emniyet müdürleri ile ilgili bir kararname hazırlığı gündemdeymiş.

00- Kay-Grup haftasonu Meydan’da 2 bin 500 hemşehrimize aşure dağıtmış.

00- MHP İl Başkanı Eke medya kuruluşlarının yöneticileri ile Mersin’de değerlendirme toplantısı yapmış.

00- GESİAD dershanelerin kapatılmasına “ağır bir dille” karşı çıkmış.

00-Üç hizmetin açılışını “kesenin ağzını açtığı” görsel etkinliklerle gerçekleştiren  Başkan Özhaseki “Vebal taşıdığımız için şehre borcumuzu ödüyoruz” demiş.

8 BAŞKAN

 YAZDIĞIMIZ GİBİ

“Özhaseki’nin adaylığı kesinleşti” başlıklı eylül sonunda yazdığım bir yazıda “Aralarında Kayseri, Konya, Urfa ve Samsun’unda bulunduğu 7 Büyükşehir’in adaylığı kesinleşti” demiştim. Dün bazı gazeteler haftasonu Başbakan başkanlığındaki AK Parti başkanlık divanının bazı üyelerinin, Kayseri, İstanbul, Ankara, Konya, Samsun, Ş.Urfa, Kocaeli ve Sakarya’da mevcut başkanlarla yola devam kararı aldığını yazdı. Erzurum’da eski Bakan Recep Akdağ, Manisa’ da ise eski genel başkan yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi’nin adaylığı gündemdeymiş. Kayseri’den Mehmet Özhaseki’nin yeniden adaylığı bizim için en az bir yıldır malum. Aksi yönde hesap yapanlar hüsrana uğrayacak.