CHP 16 ilçede delege seçimlerini tamamladı. Haftasonu Kocasinan, Melikgazi ve Talas’ta yapılan seçimler adeta kıran kırana geçti.
Hatta ara ara ilçe yöneticileri ile İl Başkanı ve il yöneticileri arasında tartışma bile çıktı. Sandığın olduğu her yerde bu neviden tartışmayı da normal karşılamak gerek.
Elbette delegelerin oylarını bir kişinin cebinde görmek doğru olmaz. Ama sizi seçen insanlar, dönüp “Ben seni seçtim, haydi sen de beni seç” diyebilir. Maalesef bizim demokrasimizin böyle bir garipliği de var.
İsim isim incelemedim; ama genel bir değerlendirme yaparsak Kocasinan ve Talas’ta delegelerin % 60’ı mevcut yönetime, % 40’da yönetime muhalif gözüken ekibe yakın gibi duruyor. Bu oran Melikgazi’de % 70’e, % 30 gibi. Bu durum da nisan başında yapılacak olan üç ilçe kongresi öncesinde kıyasıya bir kulisin yaşanacağından emin olabilirsiniz. Zira bu ilçelerde hâkim olanlar İl’de de isteği yapıyı oluşturur. Anlayacağınız CHP’yi hareketli üç ay bekliyor.
SEVGİLİLER GÜNÜ VE GERÇEK AŞK
Sevgililer Günü diye bir gün varmış. Ne demekse! Sevdiğinizi bir günde mi hatırlıyorsunuz?
Sevdiğinizi bırakın yılın bir gününü, bir lahza (en küçük zaman dilimi) gönlünüzden, gözünüzden, ruhunuzdan uzak tutuyorsanız, biliniz ki siz sevmiyor, çelik-çomak oynuyorsunuz. Gerçek aşk-sevgi yaşadığınıza inanıyorsanız aşağıdaki satırları dikkatlice okuyunuz...
Aşk, bir gönlün potasında sonsuza dek eriyebilmek.
Aşk, sevgilinin bir anlık nazarı ile onda yok olabilmek.
Aşk, bir yüzüne tokat vuran sevgiline diğer yüzünü de döndürebilmek.
Aşk, sevgiliden geleni kayıtsız-şartsız kabul ve baştacı ederek onun gönlünde daha fazla yer bulabilmek.
Aşk, yazın bunaltan sıcağında yüreğini serinleten sevda, kışın donduran soğuğunda kor gibi yakan bir ateş...
Aşk, her dem sevgilinin sana nazar ettiğini bilerek, bir lahza dahi olsa ondan ayrılmamak.
Aşk, sevgiliden eser olmayan havayı teneffüs etmemek, onun parmağına diken batınca yüreğinin yerinden kopması demek.
Aşk, aklın olanca derinliği ile kalbin her çarpışını birleştirerek onun potasında erimek...
Aşk; sevmek, sevmek; yalnız sevmeye ve teslim olmaya layık olana namütenahi bir hasletle bağlanabilmek.
Aşk, aklın kavrama kabiliyetinin verasının verasında bir yokoluşla cümle sevenleri sarabilmek...
Aşk, çalakalem sözde aşk yazarlarına, bir an dahi olsa bu “kutsal duyguyu” tattırabilmek.
Aşk, bu alemdekilerin var olduğunu zannettiği hâl olmanın ötesinde, çok az insana nasip olabilmiş, nisbetin zor korunduğu sevgilide yokoluş...
Aşk, aşkı geçici meşk sananların, hidayet çizgisi dışında hiçbir zaman idrak edemeyeceği, sevgilinin attığı kementten ilelebet kurtulamayacağınız bir boyun eğme...
Aşk, kışın sıcaklığı, yaz aylarının serinliği gibi, zıtları bir gönülde eritebilen kudret...
Ve...
Aşk, Leyla ile Mecnun sevdasının olanca sırrını kavrayıp, aşık olunmaya değer ölçüsünü yakalayabilmek.
BAKANLARLA PROTOKOL
Başkan Özhaseki dün düzenlediği basın toplantısında haftasonu yapılacak Erciyes Kar Şenliği ile ilgili bilgiler verdi. Şenliği zaten biliyorduk. Şenlik şüphesiz önemli, ancak, programa katılacak üç bakanla yapılması düşünülen protokollerin Şenlik’ten de önemli olduğuna inanıyorum. Arkeoloji Müzesi’nin kalenin içine taşınması, Talas’dtaki eski Amerikan Koleji ve Kiçikapı’da bulunan kilisenin Büyükşehir’e devri ile Gençlik Spor’un Erciyes’teki binasının yeniden dizaynı çok daha önemli. Bir de Kampüs Hastane AGÜN’e bağlanırsa yeme de yanında yat…
