ASIM CENGİZ GÜR


CENNETLE MÜJDELENENLER-3

Notlar - Asım Cengiz GÜR


(Allah O´ndan razı olsun) Enes´den rivayet edildiğine göre bir gün bir bedevi Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

-?Ey Allah´ın Elçisi! Kıyamet ne zaman kopacak?? diye sordu. Efendimiz (s.a.v.) ona:

?Kıyamet için ne hazırladın?? diye sordu. Bedevi:

?Âhiret için öyle çok oruç, namaz ve sadaka(dan kazanılmış ecirler) hazırlayabilmiş değilim. Ancak ben, Allah´ı ve O´nun Elçisini çok seviyorum? diye cevap verdi. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de:

?O halde sen, (âhirette) sevdiğin ile berabersin? buyurdu.

Ebu Zerr el-Gifârî (Allah O´ndan razı olsun) kendisi ile Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) arasındaki bir olayı naklediyor:

Ebû Zerr (r.a.) Efendimiz (s.a.v.)´e hitaben:

?Ey Allah´ın Elçisi! Bir adam ki bir kavmi seyior ama onlar gibi amel etmeye gücü yetmiyor??. Sevgili Peygamber Efendimiz (ilgilinin kendisi olduğunu gizleyerek sorulan) bu soruya karşılık:

"Sen Ey Ebu Zerr! Sevdiklerinle berabersin" buyurunca Ebu Zerr (r.a.) bu sefer:

"Ben Allah´ı ve O´nun Rasûlünü seviyorum" deyince Efendimiz (s.a.v.):

"Şüphesiz ki sen sevdiklerinle berabersin" buyuruyor.

Yüce Allah (c.c.) bizi iyilerden ve iyilerle birlikte kılsın. İyi olabilmek ve kalabilmek, hayatını Allah´ın ve Rasûlünün sevdiği ve razı olacağı işlere göre ayarlamayı gerektiren bir husus olduğu için meşakkat ve zorluk ister. Bu hadis-i şerifler ise, iyi olmanın yanısıra iyileri sevmenin de bir getirisi olduğunu bize hatırlatıyor, müjdeliyor. Bu sebeple sâlihleri ve iyileri sevmeye de gayret etmek gerekir. Aslında hadis-i şerifteki, ?sevdikleri ile beraberdir? sözünü bir ihtar olarak da kabul edebiliriz. Kötüleri sevmenin neticesi ahirette de kötülerle birlikte olmaktır anlamına geliyor.

Her ne kadar kişi sevdiği ile beraber olsa da, bu yakınlığın ölçüsü, seven insanın sevdiği insana olan bağlılığı ve onun yaşantısına olan yakınlığı nisbetinde olacaktır muhakkak. Yani, cennette bulunacaklar, belki aynı yerde bulunacaklar, birbirlerini görecekler ama yine de aralarında bir fazilet farkı bulunacaktır. Çünkü ödüller ve cezalar da derece derece olacaktır.  Onları birlikte kılan şey sevgidir.

Hadis-i şeriflerde sahnelenen endişe, amellerindeki eksiklik ya da amelleri sevdiğinin yaptığı gibi yapamama sebebiyle ahirette ayrı düşeceklerini zannetmeleridir. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), onların bu endişelerini gidermek üzere ?kişi sevdiği ile beraberdir? buyurmuşlardır. Hadis-i şeriflerden, ahirette birlikte olmak için her hâlükârda sevilen ile aynı fazileti elde etmiş olmanın, sevilenin yaptığı her ameli onun yaptığı gibi yapmış olmanın şart olmadığı; en önemli hususun ?sevmek? olduğu sonucunu çıkartabiliriz. Bu hadis-i şerifi duydukları zaman sahabe-i kiram efendilerimizin bir çoğu, küfürden kurtulup imana erdikleri günden bu yana hiçbir şeye bu müjde kadar sevinmediklerini söylemişlerdir.

Tabii, yukarıda nakledilen konuşmalardan Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in insanları ahiret için hazırlık yapmaya da sevk ettiğini görüyoruz. Her ne kadar sahabeden bir kişi, ?Âhiret için öyle çok oruç, namaz ve sadaka(dan kazanılmış ecirler) hazırlayabilmiş değilim. Ancak ben, Allah´ı ve O´nun Elçisini çok seviyorum? demiş ve Allah´a ve Peygambere olan sevgisine güvendiğini belirtmiş ve bu sevginin ahirette de birlikteliğe vesile olacağı müjdesini almış ise de; insan sadece buna güvenerek Allah´a, kendisine, ailesine, topluma, ümmete ve insanlığa hatta tabiat ve hayvanlara karşı olan vazifelerini de ihmal etmemeli ve gücü nisbetinde sorumluluğunu yerine getirmeye çalışmalıdır. Aslında, sevgi sevilene tabi olmak ve onun için fedakarlıklar yapmayı da beraberinde getirir. Sevginin göstergesi, sevilen için ne yapılabildiğidir. Bu sebeple iyi insanları sevmeli, iyi insanlarla birlikte olmalı, onlarla birlikte hareket etmeli, onların örnek davranışlarını benimseyerek hayatımıza aksettirmeye çalışmalı ve bunu sabırla sürdürmeliyiz. Ancak, insan olarak ihmalkâr ve erteleyici bir fıtrata sahip olduğumuz için bunu yeterince yerine getiremiyor olabiliriz. Daha önceki notlarımızda da ifade ettiğimiz gibi önemli olan ?Zafer kazanmak değil, zafer için yolda olmak, gayretli olmaktır?. Yüce Rabbimiz sevgimize ve bu sevgimiz uğrunda gücümüzü ne kadar kullandığımıza bakacaktır. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in kızı Fâtıma´ya (Allah O´ndan razı olsun) söylemiş olduğu, ?kızım, babam peygamberdir diye güvenme, vazifelerini ihmal etme? sözü her birimizin için bir ikaz mahiyetindedir.

Aziz Kitabımız´da İbrahim Sûresinde ?İman edip de sâlih (sevaplı) ameller işleyenler, Rablerinin izniyle, içinde devamlı kalacakları, alt tarafından ırmaklar akan cennetlere konulacaklar. Orada (birbirlerine) dilek, iltifat ve duaları ?selâm? (esenlik dilemek)tir? buyuruluyor. Hiç kimse sadece yapmış oldukları amellerle cennete girebilecek değildir. Yüce Mevla´nın rahmeti, ihsanı ve ikramı olmadıkça, hesap çetin geçecektir.

Yüce Allah (c.c.) bizleri cennete ulaştıracak olan sevgiyi nasib eylesin. Kendisini, elçisini sevdirsin. Kendilerini sevenleri de sevdirsin. Kendisi, elçisi ve kendileri tarafından sevilmeyi de bizlere müyesser eylesin. (âmin)