VELİ ALTINKAYA


?CENDERME´

Gündem - Veli Altınkaya


?Jandarma´ya ?Cenderme´ derlerdi bizim oralarda. Özellikle yaşlılar.

Jandarma bizim için üzerindeki üniforması ile ?devlet´ demekti. Jandarma gözümüzde ?devlet otoritesini´ temsil ederdi.

Jandarma, hak, hukuk, adalet, güven, huzur, güvenlik demekti.

Mesela, takım elbisesi ve kravatıyla ?özel biri´ olduğunu tahmin ettiğimiz kaymakam veya valinin yanında jandarmanın hazır olda duruşuna şaşardık. Dedim ya gözümüzde jandarma ?devlet´ demekti.

Jandarmanın valiye, kaymakama bağlı olduğunu bilmezdik bile. Jandarma komutanı (genellikle kıdemli başçavuşlardan oluşurdu) kendisine saygı gösteren çocuklara ve büyüklerimize, ?Kaymakam Bey, Vali Bey´ diyerek, bizi o istikamete yönlendirir bir anlamda ?Aman ha baltayı taşa vurmayın, bak şu takım elbiseli, kravatlı zat bizden büyük, bizim amirimiz´ demeye getirirdi.

Jandarma nadiren vali veya kaymakam ziyaretinde köye gelir, genellikle bir olay halinde gözükürdü. Olay dediğimiz fiilin tarafları, suçlu ve suçsuzları olduğu için jandarma köyde kimi görse ilk etapta ?suçlu gibi´ davranırdı. Bu yüzden genellikle yüzü soğuktu. Suratı asıktı. Jandarma ilk etapta kim suçlu, kim suçsuz bilmediği için herhangi birine göstereceği yakınlığın yanlış anlaşılmasından korkardı muhtemel ki...

Askerliğini jandarma olarak yapanlar sanki daha imtiyazlı gibiydi bizim oralarda. Hele hele bir de çavuş veya yazıcı olarak jandarma sınıfında askerlik yapanlar varsa, onlar köye gelen jandarmanın dilinden daha iyi anlarlardı.

Biz ere de, onbaşıya da, çavuşa da, başçavuşa da ?komutanım´?derdik. Onlar omuzlarındaki rütbeleri ile hitap ederek bizden farklı olduğunu hemen gösterirlerdi.

Belediye başkanı veya muhtarlar jandarmanın yanında ayrı bir havalı dururlardı. Normal zamanda afedersiniz ?ev danasından öküz olmaz´ misali çok da kaale almadığımız muhtar, belediye başkanı jandarmanın yanında gözümüzde Binboğa gibi olurdu.

Dedim ya jandarma komutanları genellikle kıdemli başçavuşlardı. Nadiren üsteğmen veya yüzbaşı gördüğümüz olurdu. Ona da şaşırırdık. Kıdemli başçavuşlar saçlarına ak düşmüş, babalarımız yaşında insanlardı; onların teğmen, asteğmen veya yüzbaşı gibi oğulları yaşındaki ?subay´ dedikleri kişilerin yanında hazır oldaki tavrına da şaşırırdık. Bunun için Anadolu´daki her çocuk? ya doktor ya da subay olmak isterdi okuyunca...

Anadolu´nun her yöresinde jandarma odaklı nice ağıtlar var. Jandarmayla, ölen bir kişinin hiçbir ilgisi olmasa da, olay yerinde üniforması ile jandarmayı gören Anadolu insanı, ?devlet´ zannettiği jandarmayı mutlaka acısına, ağıdına ortak ederdi.

Dedelerimiz, babalarımız velhasıl büyüklerimiz oğulları yaşındaki askerlere astsubay veya subaylara hep misafirperverlik ve yakın ilgi gösterirdi. Asla saygıda kusur etmezlerdi. Bunun nedeni yazının başında ifade ettiğim gibi üzerindeki üniforması ile jandarma bizim insanımız için ?devlet, hükümet, hak, hukuk, adalet vs´ demekti... Böyle baktığımız için de, üniformanın şahsın da mülkün ´devletin´ temeli olan adalete, devlete saygıydı yapılan.

Dün jandarmamızın kuruluşunun 180. yıl etkinliğine katılırken bunları düşündüm.

İl Jandarma Komutanımız Kıdemli Albay Hüseyin?Bekmez´i tebrik ediyorum... Ekibiyle beraber güzel bir oturma düzeni kurmuş. Hemen her masada bir şehit ailesi ve gazi ile diğer davetliler birlikte oturuyordu. Benim oturduğum masada Sarızlı hemşerim olan bir şehit ailesi vardı. Selam verir vermez, Şehit babası ?Hoş geldin, hemşerim, hoş geldin?Veli Abi´ dedi. Şehit annesi daha mahsun ve baktığı noktada sanki kaybettiği yavrusunu görür gibiydi. Hakkari´de Çukur Olayları´nda şehit olmuş evladımız. 1990 doğumlu... Bu vesile ile tüm şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve şükranlarımızı ifade edelim. Onların bizlere emanetinin de baş tacı olduğunu, olacağını asla unutmayalım.

Tekrar jandarmaya dönelim.

Programa girerken bir serginin önünden geçtik. Jandarmamız eskiye kıyasla her alanda daha modernize edilmiş. Jandarmamız dün olduğu gibi bugün de güvenliğimiz adına milletin gözünde saygın yerini koruyor.

Düne kıyasla bugün jandarma halkla daha iç içe. Dün sadece olaylara müdahale etmeyi görev sayan jandarmamız, bugün olaylar karşısındaki görevini yapmakla birlikte hemen her alanda devletin sıcak elini vatandaşa hissettiriyor.

Bu manada Kayseri Jandarması 18 bin km2 alanda kısıtlı imkanlarla hizmet vermeye çalışıyor. Eskiye kıyasla şimdi jandarma mensuplarının ağırlıklı bölümü profesyonel askerlerden oluşuyor. Yeni kanunla birlikte tümden profesyonelleşecek...

Jandarmamız Kayseri´de Valimizin emrinde, polisimizle, diğer askeri kurum ve kuruluşlarla uyum içerisinde çalışıyor. Bu vesile ile Hüseyin?Bekmez Albayımı ve tüm mesai arkadaşlarını tebrik ediyorum.

 

Mış? Miş? Muş?

00- Kayseri´de 300 bin, ülke genelinde de 18 milyon evladımız karne heyecanı yaşamış.

00- Çocuklarımızın bugün ve yarın gireceği üniversite sınavları için her türlü tedbir alınmış.

00- Büyükşehir Meclisi ruhsat alınırken itfaiyenin sorumluluğunda olan fasılları ilçe belediyelerine devrederek herkesi rahatlatmış.

00- İstanbul´daki Yahyalılılar mantı sofrasında buluşmuş.

00- Babalar Günü de ticarete tahvil edilmiş.

00- Yeşilhisar´da balon turizmi izni için sona gelinmiş.

00-OSB?Dubai´de ticaret merkezi açmak için TİM?ve Ticaret?Bakanlığı´nın onayını bekliyormuş.

00-Jandarma kuruluşunun 180. yılını kutlamış.

 

 

KULİS BULVARI

İL BAŞKANLARINA BİR TAVSİYE

Milli Görüş partileri her ay mutad yapılan toplantıları ile herkese, özellikle de diğer partilere örnek olmuştur. Merkez partilerde bırakın ayda bir yapılacak toplantıya bu tür etkinlikler neredeyse yılda bir kez dahi yapılmıyor. Adına ister danışma kurulu, ister istişare toplantısı, ne derseniz deyin, mutlaka en az üç ayda bir il- ilçe bazında bu toplantılar yapılmalı. Hangi parti bu toplantıları düzenli ve demokratik bir zeminde yaparsa olası seçimlerden kazançlı çıkar. Yönetim içinden veya dışından partililer duyduklarını mutlaka bir zeminde dillendiriyorlar. O halde özellikle muhalif bir ismi sokakta konuşmaktan men edecek tek şey, onlara konuşma fırsatı verecek bu gibi düzenli toplantılar. Buradan AK?Parti, MHP, CHP?ve İYİ?Parti İl Başkanlarına bu toplantıları düzenli ve sıkışık olmayan bir gündemle yapmaya davet ediyorum. Bazı partilerimiz de ?yapmış olmak için´ yapıyor. Bu da doğru değil.