Kayseri’de cenazeleri daha çok Hunat veya Cami Kebir’den kaldırıyoruz. Hemen her gün iki camiden ortalama 8-10 cenaze kalkıyor. Çarşı merkezinde kalan iki camide hem öğle hem de ikindi namazları sonrası müthiş bir trafik yoğunluğu yaşanıyor.
Belki çarşıdaki esnaf karşı çıkabilir; ama Kayseri uzun süredir bir büyük cami inşaatı için arayış sürdürüyor. Necmeddin Hoca’nın aktif olarak görevde bulunduğu süreçte bu caminin Talas yolu üzerinde Seyyid Burhaneddin hazretleri mezarlığının içinde bulunan mescidin yerine yapılması gündemdeydi. Mezarlık, tescilli olduğu için Anıtlar Kurulu böyle bir cami projesine izin vermedi.
Başkan Özhaseki, Cumhurbaşkanı Gül’e brifing verirken Hava İkmal Merkezi’ne ait, fabrika ve lojmanlar dışında kalan 2 milyon m2’lik alanın park yapılacağını söylemişti...
Başkan Özhaseki öyle zannediyorum ki bu proje kapsamında Kayseri ve Ankara’daki askeri yetkililerle ön görüşme yaptı. Askerlerin konuya sıcak baktığı biliniyor. Ancak, henüz süreç tamamlanmış değil.
Projenin hayata geçirilmesi aşamasında Şehitliğin karşısındaki boş alana aceba bu cami yapılamaz mı?. Elbette bu arsa üzerine rant sağlayacak, arsayı betonlaştıracak her türlü adıma hepimizin karşı çıkması gerekir. Ancak,böyle bir camiye ileride daha fazla ihtiyaç duyulacağı kesin... Burada namazı kılınacak cenazenin asri mezarlık, Anbar, İldem ve Talas mezarlığına nakli her açıdan çok daha seri olur. Cenazeye katılacak vatanlar otopark sıkıntısı çekmez, emekli vs vatandaşlarımız da pekala Meydana-Çarşıya yürüyüş mesafesindeki bu camiye rahatlıkla gelip gidebilirler.
Aksi takdirde bu camiyi ilerde yaptırmak istersek merkeze yakın böyle bir yer bulmamız bir daha mümkün olmayabilir...
KULKULOĞLU, HUKUK, VİCDAN VE İMAN
CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, “yeniden listeye girebilmek” maksadıyla doğduğu şehri ülke genelinde kötüleyecek bir kampanyanın mimarı olmuştu. Genel seçimler arefesinde yeniden listeye girebilmek için yargının karara bağladığı bir konuyu “çarpıtarak” Genel başkanına anlatmıştı...
Malum, 2011 bütçe görüşmelerinden başlayarak CHP Lideri Kılıçdaroğlu Kulkuloğlu’nun klavuzluğunda eline aldığı dosyayı aylarca TV ekranlarından, meydan mitinglerinde sallamış durmuştu.
Sonuçta yargı kararını ikinci kez verdi. İlkinde olduğu gibi Başkan Özhaseki ve Belediyeye yönelik iddiaların asılsız olduğu yargı kararıyla ikinci kez (belkide bu Türkiye’de bir ilk) yalanlandı...
Milletvekili kendisini yeniden listeye koydurabilme adına Genel Başkanını adeta “açağı düşürmüş”, aylarca şehrinin adının yolsuzlukla anılmasını sağlamıştı...
Sonuçta Yargı, karşı davalarla iddiaların asılsız, yalan ve iftiradan mürekkep olduğunu başta Kılıçdaroğlu ve Kulkuloğlu olmak üzere diğer CHP’lilerin yüzüne bir tokat gibi vurdu... Tazminat kararları, adeta Kulkuloğlu ve Kılıçdaroğlu’nun “hakareti meslek edinme hali”,“müfteri” ve “yalancılığını” tescil ediyordu.
İşte o milletvekili Kulkuloğlu 10 Kasım törenlerinde protokol sorgusu yapmış. Halkın vekili olan milletvekili, şüphesiz törenlerde en iyi şekilde temsil edilmeli ve görevleri ile mütenasip bir yerde oturmalıdır. Resmi bayram törenlerinin dışında milletvekili Törenler ve Protokol Yönetmeliği’ne göre valilerden sonra gelir. Ancak, bayram törenlerinde il protokolü uygulandığı için vali, garnizon komutanı ve belediye başkanından sonra milletvekilleri gelmektedir.
Bu noktada Kulkuloğlu’nun ilgili kamu görevlisine bulunduğu yerle ilgili soru sormasından doğal birşey olamaz.
Ancak, gazetecilere iktidar partisini Atatürk karşıtı gibi gösterme çabasına girerek “AK Parti İl Başkanı törenlere katılmadı” diyor...
Bu açıklamadan hemen sonra AK Parti İl Başkanı Ömer Dengiz törenlerde bulunduğunu fotoğraf ve görüntülerle ispatlıyor ve Milletvekilinden özür bekliyor.
Kulkuloğlu milletvekili olduktan sonra değişti. Söyleyip geçmeyi neredeyse alışkanlık haline getirmiş... Bu iftiraya, gıybete, yalana girer mi diye sorgulama ihtiyacı hissetmez olduğu Kulkuloğlu. Şimdi çıkar da birileri Kulkuloğlu’nu Dengiz’e yönelik suçlamalarından dolayı, “Yalancının mumu bir saat sonra sündü” derse ne diyecek?.. Tabi olayın hukuki boyutu bir tarafa, vicdani ve imani tarafı da adeta yok sayılıyor.
Türk siyaseti “çamur at, izi kalsın” anlayışından kurtulmadığı ve bu mantıkla siyaset yapanları dışlamadığı sürece güven bunalımından kurtulamaz.
00- Başkan Büyükkılıç gazetecilerin ‘İl Başkanı Dengiz’le aranızda bir sıkıntı var mı?’ sodrusuna ‘AK Parti kucaklaşma yeridir. Bizim kimseyle sorunumuz olmaz’ diye cevap vermiş.
00- Başbakan Erdoğan, dün Büyükşehir, Melikgazi ve Kocasinan temayüllerinin sonucunu özellikle sormuş.
00- CHP’li Vekil Kulkuloğlu, haksız itham ettiği AK Parti İl Başkanı Dengiz’den özür dilemeyi düşünmüyormuş.
00- Numan Kurtulmuş bu hafta Kayseri’ye geliyormuş.
00- Yeni vergi dairelerinin yapımı ihale edilmiş.
00- Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın hayatı, kendisi ve arkadaşlarının anlatımıyla Emir Kalkan ve İrfan Birol tarafından “Bekir Abi” başlığı ile kitaplaştırılmış.
DÜN KAVUNCU’NUN YILDÖNÜMÜYDÜ
Dün Kayseri’nin efsane belediye başkanı Osman Kavuncu’nun ölüm yıldönümüydü. Rahmetli Kavuncu 1918’de doğmuş, 59 yaşında iken 11 Kasım 1966 cuma günü hayatını kaybetmiştir. 1950-1957 yılları arasında Kayseri Belediye Başkanlığı yapan Kavuncu DP milletvekili iken ihtilalciler tarafından tutuklanmış, önce Yassıada’ya sonra Kayseri Cezaevi’ne konulmuş ve zayıf bedeni bu işkenceye daha fazla dayanamadığı için 11 Kasım 66’da yorgun düşmüştü. Dün ölüm yıldönümüydü. Keşke hatırlansaydı. Kavuncu Kayseri’ye epeyce hizmetleri dokunmuş, efsane bir şahsiyettir. Allah rahmet eylesin.
