VELİ ALTINKAYA


CENAZE (TAZİYE) YEMEKLERİ

Gündem - Veli Altınkaya


Dünkü Haber Türk Gazetesi´nde  önemli bir haber vardı. Güneydoğu Gazeteciler?Cemiyeti Başkanlığı da yapan, Türkiye Gazeteciler Federasyonu yönetiminde birlikte çalıştığım kardeşim M. Veysi İpek imzalı haber ?Krediyle Taziye´ başlığı ile sunulmuş.

Haber, ?Başsağlığına gelenleri ağırlamak için kurulan taziye evleri, acılı aileler için ?borç batağı´na dönüştü? alt başlığı ile sunulmuş.

/resimler/2017-12/13/1808092794693.jpg

Veysi, Diyarbakır Müftüsü Burhan İşleyen´den de olayla ilgili görüş almış. Bakın Müftü Efendi ne diyor:

?...Taziye evi mahalle baskısı oldu. Yemek vermeyenin ardından konuşuyorlar. Yemek vermek için kredi çeken var. O yemek haram.?

..................

Bizim geleneğimizde, yıllar öncesi itibariyle, köyde de, şehirde de bir cenaze zuhuru halinde yemek konusu şöyle çözülürdü.

Cenazenin zuhur ettiği evin yakın komşuları ve yakın akrabaları evlerinde yaptırdıkları yemekleri getirir ve en çok üç gün süreyle cenaze evine gelenlere ikram ederlerdi. Hatta komşu ve akrabalar bu yemeklerin servislerini de kendiler yapardı.

Hiç unutmam bir cenaze halinde komşularımıza yemek götüreceğimiz zaman, anacığım. (Allah hayırlı ömürler versin) ?Aman tencere, tava ve tabaklar belli olsun,  komşularınki ile karışmasın? derdi.

Yani cenaze zuhuru halinde, cenaze sahibi değil, akrabaları ve yakın komşuları yemek yapar, getirir  sofrayı da kendileri kurardı... Bu da en fazla üç gün sürerdi.

Peki ya şimdi?...

Kayseri´de şöyle bir adet var...

Perşembeye kadar taziye evi açık. Eğer bir cenaze çarşamba günü zuhur etmişse çarşamba ve perşembe günü yemek veriyor ve kurtuluyorsunuz...

Yok Azrail sizin kapıyı cuma günü çalmışsa, cumadan başlamak üzere sonraki perşembe akşamına kadar tam 7 gün öğle-akşam gelene-gidene yemek vereceksiniz.

Elbette şimdide yakın çevrenizdekiler veya komşularınız yemek yaptırıyor. Ama bu genellikle perşembe akşamına denk getiriliyor.

Cenaze zuhur ettiği zaman insanlar acısına yanmayı bırakıp, ilk günden başlayarak perşembeye kadar ?Acaba kaç kıymalı yaptırsak, kıymalıyı kim getirecek, öğleyin kıymalı yaptırdık; akşam bari paket yemek olsa vs´ diye dert ediniyorlar.

Yani insanlar, yemek yaptırma-yetiştirme telaşından acısına bile yanamıyor.

Diyarbakır Müftümüzün dediği gibi, maalesef bizde de taziyeye gelen insanların bir bölümü, eğer cenaze sahibi varlıklı ise, öyle kıymalı filan verilmesine razı değil. Özel paketlerde kebaplar, en iyi pastanelerden tattılar vs bekliyorlar. Hatta acı ama bunun dedikodusunu yapanlar dahi var...

Ben fetva makamı değilim. Ama, yedirilen bu yemeklerin hiçbiri bizim geleneksel olarak ifade ettiğimiz gibi ?ölen kişinin canına değsin´ sözleri de amacına ulaşmıyor.

Ölen, ruhunu teslim ettikten sonra bizim inancımıza göre, kademe kademe zaten hesabını verecek, veriyor. Öldükten sonra amelleriyle baş başa... Elbette ölülerimizi ?hayırla yad etme´ üzere emrolunduk. Sanmayın ki kıymalı-kebap yedirmekle vefat eden bir kişinin kul hakkı odaklı borcunu sildirebilirsiniz...

Burdan İl?Müftümüz Doç. Dr. Şahin Güven?Hocamıza, Diyanet İşleri eski Başkan?Yardımcısı Necmeddin?Nursaçan?Hocaefendi´ye sesleniyorum; lütfen bu konuyu dinimiz ve geleneklerimize bağlı olarak ve cari durumu da göz önünde bulundurarak, bir sohbet, vaaz, hatta hutbe konusu yapınız.

Sanmayın ki bu sadece Diyarbakır ve yöresinin sorunu. Bu Kayseri´de de sorun. Ama, bir cenaze sahibi, ?El içinde vasiyet ettik, ölmeyince olmaz´ misali borç-harç ama iki gün, ama beş gün taziye için gelenlere yemek veriyor. Maalesef taziyeye gelenlerin bir bölümü de kendilerine yemek ikramı yapılması için, adeta cenaze sahibinin gözüne bakıyor.

Bu kötü bir gelenek...

Lütfen Kayseri´yi bu gelenekten kurtaralım ve cenaze yemeği işini makul bir sisteme bağlamada Kayseri öncü olsun.

Bunu da yapsa yapsa Müftümüz yapabilir. Ben üzerime düşeni yaptım, gerisi büyüklerimizin takdirinde...

 

YA RABBİ AKLIMIZI ELİMİZDEN ALMA

Çocukluktan gençliğe adım attığımız yıllarda, büyüklerimiz durup dururken, ?Ya Rabbi aklımızı elimizden alma? diye dua ederlerdi. O yaşta bu dua ile kasıtlarının ne olduğunu anlayamazdık. Zamanla bu duanın ne kadar önemli olduğunu şahsen daha iyi anladım. Aklıma düştükçe ara ara ben de ecdat gibi dua ederim. Dün sabah saatlerinde Kayseri´de meydana gelen olay bu duayı daha sık etmemiz gerektiğinin bariz bir göstergesi. 41 yaşında bir adam, şu veya bu saikle önemli değil, eşini ve üç çocuğunu hunharca katletmiş. Allahım bu ne büyük vahşet! Ne büyük bir acı! Ya Rabbi! Cümlemizi böyle bir imtihandan koru. İnsan eşine, çocuklarına nasıl kıyar. Onlar gözlerine bakarak ?Yapma baba´ derken nasıl boğazlar. Böyle biri insan olabilir mi?  Kerim olan?Rabbimiz aklımızı elimizden alma. Böyle bir imtihanla bizi baş başa bırakma. Amin?

 

Mış? Miş? Muş?

00-Cinnet geçiren, baba kılıklı bir caninin eşini ve üç çocuğunu katletmesi haberi, duyan tüm vicdanları sızlatmış.

00-CHP´li Vekil?Arık´ın mezarlık girişine cenaze camii yaptıran Orgeneral Akar için, ?Keşke okul yaptırsaydı´ açıklamısı tepki görmüş.

00-Kayseri polisi son iki günde 30 kişiye ByLock operasyonu düzenlemiş.

00- FETÖ?sanığı etkin pişmanlıktan yarlanıp, 14 kişinin adını verince, cezası 7 yıldan 3 yıla indirilerek tahliye edilmiş.

00-Bir yılı kapatmaya hazırlanan belediyeler, seçim öncesi son yıl (2018) için bol bol kurdele kesecek proje peşindeymiş.

00-Kayseri-Yerköy arası YHT ihalesinin ne zaman ilana çıkacağı merak ediliyormuş.

00-Erciyes hafta sonları cıvıl cıvılmış.