SAMİ DAYANGAÇ


BUNUN ADI ALDATMACADIR

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Ulusal medyayı takip eden bir yabancı, ekonomi alanında çok rahat bir ülke olduğumuzu sanır. Neden mi? Sürekli tüketimi zorlayan, asla tasarruf demeyen reklam furyasından. Dikkat edin sürekli reklam, neredeyse reklam arası program denecek kadar.

Ama bu reklamlar dürüstçe mi? Bir malın reklamı yapılırken mesela 14,95 diyorlar. Hani para üstü? Siz hiç piyasada kuruş gördünüz mü? Tam alıyorsanız bu helal değil. 5 kuruş eksik olsa ekmek dahi alamayacakken, bu aldatıcı reklamlar çocuklarımıza yanlış örnek oluyor. Kocaman yazı ile tatil reklamları yapılıyor. Fiyat da var. Kocaman, cazip gelecek bir rakam yazılıyor, altına minicik …’dan başlayan fiyatlarla deniyor.

Arkadaşlar tüketimi zorlayan, körükleyen reklamlar yapılıyor ama doğruluktan eser yok. Bunun da adına satış pazarlama tekniği deniyor. Yahu resmen yalancılık bu. Kul hakkı değil mi? Geçtiğimiz hafta Bendevi abi ekranlarda ey tüketici mutlaka para üstünü alın diye çağrıda bulundu. Helal olsun, olsun da bu çağrıyı neden satıcıya yapmaz?

İster marketlere, isterseniz züccaciye satan dükkanlara, ister tişört satan mağazalara gidin. Hepsinde fiyatlar kuruşlu. Saç kurutma makinesi satıyor, üzerine 17,75 diye kocaman yazmış. Yanına gidip elinize alınca hayretle görüyorsunuz ki minicik bir yazı ile önüne ayda diye yazılmış. Hani dürüstlük?

İftar sofraları reklamını hatırlayın. Tam ezan okunacak gazlı içecek için ağız kulaklarda. Yani hem tüketimi zorlama ve hem de aldatıcı reklamlar.

Şunu söyleyebiliriz, yahu izlemeyelim. Zaten kime sorsan herkes belgesel izliyor. Ama evlendirme programları en çok şikayet alan programlardı, hani izlenmiyordu? Sosyal hayat denilince orta yaşlılar ve kadınların aklına sadece televizyon geliyor. Gençler ellerindeki akıllı telefonlarla sosyalleştiklerini sanıyorlar. Bizim gençliğimizde akıllı değil deli telefon dahi yoktu, komşuluk vardı, aile içi iletişim vardı, akrabalık vardı. Şimdi?

Sonuç olarak satış, pazarlama, tezgahtarlık diyerek söğüşleniyoruz. Market kasiyerlerine bakınız, sürekli kuruşlu işlem yapıyor ama para üstü asla vermiyorlar. 50 lira 15 kuruş tutan market kasiyeri o 15 kuruşu almak için 100 liramızı bozdurmaya çalıştı.

Kuruş ya tedavülden kalkmalı, kalkmıyorsa adam gibi kullanılmalıdır. Eskiden fırınlardan kasaplara, mağazalardan marketlere kadar belediyeler denetler, fiyatları kontrol eder ceza yazarlardı. Şimdi kim denetliyor? Bu aldatmacaya kim son verecek?