İDRİS YAVUZ


BUNALDIK YETER ARTIK!

YAVUZCA - İdris YAVUZ


Bu millet huzur istiyor. Hem de Anadolu insanının her zamankinden daha ziyade, birlik ve beraberlik, kardeşlik içinde yaşamaya ihtiyacı vardır.

Siyasilerimiz; kırmadan, dökmeden, halkı kamplara bölmeden, gerginliğe, ötekileştirmeye, ayrımcılığa, tahrike, bunalıma meydan vermeden politika yapmalıdırlar.

Birtakım yalanlar üzerine kurgulanan siyaset, su üzerine yazı yazmak gibidir. Aslında burada tehlikeli olan oyun, kamuoyunun devlete, yargıya, orduya, kolluk kuvvetlerine karşı güvensizlik duygusunu gündeme getirmektir. Bunun böyle olmadığını uygulamalarıyla ikna etmek iktidarın görevi olmalıdır. Aksi takdirde iç ve dış düşmanları sevindirir. Bu ise tehlikeli bir oyundur.

Yakın tarihimizde 1960 ve 1980 ihtilallerıinde Anadolu kurtarılmış bölgelere ayrıldı. Kardeş kardeşe düşman oldu. Birçok genç bir hiç uğruna hayatını kaybetti. Fitne o günlerde bu milletin huzurunu bozdu. 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ kalkışmasının maddi ve manevi zararları ülkeyi ne hale getirdiğini hep birlikte yaşadık.

Şimdide korona virüs mikrobu bütün dünyayı etkisi altına aldı. Ülkemizde bunun sancılarını çekmektedir. Böyle bir günde TV ekranlarına çıkan iktidar ve muhalefet sözcülerinin birbirlerine söyledikleri galiz hakaretler bizi yürekten yaralıyor.

Hiçbir zaman yanlış yanlışla düzeltilemez. Bunun geri dönüşü de yoktur. Son pişmanlık fayda vermez. Geçmişten ders çıkartmak gerekir.

Ben buradan, iktidar ve muhalefet parti yöneticilerine itidalli davranmalarını tavsiye ediyorum. “Kol kesilsin yen içinde kalsın.” ama hiçbir zaman yapılan suçlar da örtbas edilmesin. Eğer ortada yolsuzluk ve suç unsuru varsa, bunun gereği yapılmalı. Yargıya müdahale ediliyor şaibesi güven olayına zarar vermektedir. Yürütme, Yargı ve Yasama organlarının her biri kendi içinde bağımsızdır ve buna da saygı duymak gerekir.

Siyasi arenada sapla saman karıştı. Kimin eli kimin cebindedir belli değil. Birinin siyah dediğine diğeri beyaz diyor. Birbirlerini suçlamalar, belden aşağı vurmalar, küfürler, ithamlar, hakaretler havada uçmaktadır. Bu millet bunları asla hak etmiyor.

Ülkede siyaset yapanlar demokratik haklarını, kırmadan, dökmeden sonuna kadar kullanmalı. Her siyaset kurumu kendi projelerini ortaya koymalıdır. Bu hizmetler fazilet çalışmasına dönüşmelidir. Kişi hak ve hürriyetine saygı gösterilmeli. Hukuk tartışılır hale gelmemeli. Burada ‘Ben yaptım oldu’ yanlış bir anlayıştır. Milli iradeye saygı gösterilmeli. Demokratik haklar sandıkta aranmalı ve sonuna kadar da kullanılmalıdır.

Yeter artık! Bu milleti germeye, siyasi rant uğruna kardeşi kardeşe düşman etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Partiler kavgalarla, suçlamalarla değil projelerle yarışmalıdır.