VELİ ALTINKAYA


BU ŞEHİR, YARDIM VE 3 GRUP

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


Doğduğum, doyduğum topraklarda gariplikler bitmiyor.

Bu şehir, elbette kadim bir tarihe sahip... Bilinen 6 bin yıllık mazisinde onlarca medeniyette milyonlarca insan gelip geçmiş bu şehirden.

Alkışı da görmüş, ihaneti de, iftirayı da yaşamış bu şehir...

Bu şehirde size üç grup insandan bahsedeceğim.

Bu şehirde adeta imtiyazlı bir zümre ‘elini cebine atmadan’ şehrin her türlü saltanatından istifade ediyor. Sürekli başköşelerde oturuyor. Gittikleri her makamda işleri bitiyor, minderleri başköşeye seriliyor.

Bir grup da şehrin her derdi ile dertleniyor. Üzerine düşeni fazlası ile yapıyor, ‘Kulu geç, Allah rızası için vatandaşlık görevimi yapıyorum’ mütevaziliği içinde kazancını devleti ile milleti ile paylaşıyor.

Bir başka grup...

Malı- mülkü yerinde. İşleri tıkırında. Ne etliye karışıyorlar, ne sütlüye... Ortalarda hiç gözükmüyorlar. Şehirde yangın çıksa, onca varlıklarına rağmen ‘içinde bir tutam bedrim mi var’ edasındalar...

Büyüklerimizin sofrasında, protokol toplantılarının başköşesinde, Kayserispor maçı dahil benzeri organizasyonlarda genellikle ilk grupta ‘elini cebine atmayan’ isimleri görürsünüz.

Vali, belediye başkanı, bir- iki meslek örgütü başkanı ve vekilleri çıkın, malum fotoğraf karesindeki isimlerin hemen hepsi böyle... ‘Dağda domuzları eksik’ türü malları var, ama ellerini cebine atmadan bu şehirde statü kazanırlar, itibar görürler.

Kayserispor deyince aklıma geldi, sık sık takımımıza destek babında gündem olur, izninizle o konuda da bir- iki cümle yazayım...

Kayserispor, bu şehrin en önemli markalarından biri. Bundan kimsenin şüphesi yok.

Ama bu Kayserispor’a yardım edenler kim? Kayserispor’ un maçlarında boy gösterenlerin kaçı cebinden para vermiş bu takıma.

Merak edenler baksın, Kayserispor’a 6 yıl önce ‘ara rejim’ döneminde 690 bin lira verenlerin paraları ödendi mi? Yine ara rejimden bugün sorgulanan döneme geçildiği süreçte, ‘hatır için’ cebinden- eşinden, dostundan milyonlarca lirayı ‘bir haftalığına’ verip de aylarca alamayan ve kur farkından dolayı neredeyse 500 bin liraya yakın kaybı olanlara bir büyüğümüz çıkıp da ‘Gel arkadaş, sen de zor dönemde bu takıma maddi- manevi sahip çıktın. Filan maçı şu şeref tribününde misafirimiz olarak seyret’ mi dedi?

Şahıs ve marka adına gerek yok. Et ve et ürünlerinde Kayserinin gururu olan bir firmamız, Kayserispor’a o malum kampanyasında bir çırpıda 200 bin lira bağışladı. Kim ‘Elinize sağlık. Allah beraket versin. Gelin şu filan maçta bizim misafirimiz olun’ dedi?

Yazılmasını istemezler de olsun, bakın yine o aile (şirket) çok değil yakın bir tarihte dönemin valisi şahit, 16 şehit ailesine ev alıp verdi. Vali, Polisevi’ndeki şehit ailelerine alınan evlerin anahtarlarının verildiği törende, ‘hayır sahibine siz de buyurun’ dediği zaman o aile, ‘Biz böyle bir programa katılıp şehit ailemizin karşısında ona anahtar vermekten haya ederiz’ diyecek kadar da mütevazi ve hayrında samimiydi.

Sorun Müftü Hocama ‘Sizin yardım tırlarının kaçını o şirket yükledi?’ diye...

Pandemi hastalarının çok su içmesi gerekiyormuş ya... O şirket daha geçtiğimiz hafta Şehir Hastanesi’ne 40 bin şişe su gönderdi.

O şirketin sahibinin henüz 25 yaşındaki oğlu bir süre Kayserispor yönetiminde görev yaptığı için Savcılığa ifade vermek zorunda kaldı.

Yıllar önceydi dönemin kulüp başkanı, bir işadamı ve bu şirketin sahibi ile bendenizin de bulunduğu bir ortamda yapılan ‘sırt reklamı pazarlığı’nı hatırlıyorum da ne ilginçti...

Ama bu şehirde birileri ellerini cebine atmadan, her türlü havayı atabiliyor.

Yine birileri bu şehirde çok iyi para kazanmalarına rağmen ortalarda hiç gözükmeden adlarını unutturabiliyor.

Ve yine birileri belediyeler başta, farklı yerlerden ‘risk alınarak’ sağlanan kaynakları kendi hanesine yazdırabiliyor.

Evet, Kayserispor bizim, hepimiz destek olmalıyız. Ama marifet de biraz iltifata tabi. Sadece bugüne değil, düne de bakıp gönül almalıyız.

Birilerine çuvaldız batırmadan, iğneyi kendimize batırmamız gerek. Dün bu şehir için ne yaptınız, bu takım için ne yaptınız? Hepimizin bunun vicdan muhasebesini yapıp sonra konuşması gerek.

Hepimiz önce şeffaf ve samimi olacağız. Sonra da ‘yükü elleşme’ talebinde bulunacağız.

Süper Lig bu hafta başlıyor. Berna Başkan ve yönetimi ile takımımıza başarılar diliyorum. İnanıyorum ki geçen yıl yaşadığımız korkuyu bu yıl yaşamayacağız.

 

KULİS BULVARI

VALİ BEY DAHA NE DESİN?

Vali Şehmus Günaydın hemşehrilerimize “İşiniz yoksa 15 gün evden çıkmayın” diyor. Aslında Vali’nin bu çağrısı hepimiz için çemberin daraldığı virüsle mücadelede çok önemli. Hükümet, ekonomide çarkların da kendi kuralları içerisinde dönmesini istiyor. Eğer nisan-mayıs gibi olsaydık Kayseri’de hafta sonları kesinlikle sokağa çıkma yasağı olurdu. Vaka noktasında Kayseri bugün nisan ve mayıstan çok daha kötü. Bunu Sağlık Bakanı söylüyor. Hatta şaşırdığını söylüyor Bakan Koca... Valimiz de “İşiniz yoksa sokağa çıkmayın” diyerek, ‘Bizi sokağa çıkmayı zorlaştıracak kararlar almaya zorlamayın’ demeye getiriyor. Hepimizin tanıdığı onlarca isim ya korona ya da karantinada. Bunu göre göre neden kurallara uymayız, neden layusel davranırız anlamıyorum…

 

Mış… Miş… Muş…

00- Sağlık Bakanı, virüsün yoğun olduğu 5 il arasında Kayseri’yi de saymış.

00- Vali Günaydın “İşiniz yoksa 15 gün evden çıkmayın” diyerek virüsle mücadele için feryad ediyormuş.

00- Cafeler başta pandemi kurallarına uyulmayan bazı işyerlerine sıkıyönetim getiriliyormuş.

00-Serkan Tok’un tek aday olarak katılacağı MHP İl Yönetimi’nin yarısı değişecekmiş.

00-Ticaret Borsası Başkanı Recep Bağlamış, görevde bulunduğu 2,5 yılda önemli projelere imza atmış.

00- Gelecek Partisi İl Başkanı Zülküf Aslan kongrede de seçilmiş.

00- AK Parti, ilçe kongrelerinde pandemi kurallarına harfiyen uyuyormuş.