ASIM CENGİZ GÜR


BİR MECBURİYET - HİCRET - 2

BİR MECBURİYET - HİCRET - 2


Dünkü notlarımızda da aktardığımız gibi: İslam kültüründe hicret denilince ilk akla gelen ise Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve ashabının Mekke’den Medineye göç etmeleri anlaşılmaktadır. Allah’ın Elçisi, Efendimiz (s.a.v.) Mekke’de peygamber vazifesini, tebliğini yaparken en yakınları da içlerinde olmak üzere onun davetini inkar ediyorlar ve engel olmak üzere türlü yollara başvuruyorlardı.  Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Mekke’den Medine’ye gönderdiği Müslümanlardan sonra kendisinin de hicret hazırlıkları yaptığından;

Hazreti Ebu Bekir’in (Allah ondan razı olsun) hicret iznine Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

“Acele etme ey Ebu Bekir! Belki Allah sana bir arkadaş bulur” dediğinden, bunun üzerine Hz. Ebu Bekir (Allah ondan razı olsun)’in iki deve satın aldığından ve hicret hazırlıklarına başladığından;

Mekkeli müşriklerin ise, Müslümanların ellerinden kaçmalarına ve Medine’de yerleşerek güç bulmalarına karşı bir önlem almak üzere toplandılar, planlar yaptıklarından bahsetmiştik.

Müşrikler Sevgili Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hicretine engel olabilmek için Darü’n-Nedve adını verdikleri meclis binasında toplandılar. Toplantıda değişik görüşler ileri sürüldü ve neticede Ebu Cehil’in fikrini uygulamak konusunda karara vardılar.

Bu plana göre, her kabileden bir genç seçilecek ve bunlar hep birlikte Sevgili Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) öldürecekler, böylece Efendimizin kabilesi diğer bütün kabilelerle savaşmayı göze alamayacaklar ve kan davasından vazgeçecekler, böylece Sevgili Peygamber Efendimiz’in davası da unutulmuş olacaktı.

Bu esnada, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazreti Ebu Bekir’e (Allah ondan razı olsun) gitti ve Yüce Allah’ın kendilerine de hicret izni verdiğini bildirdik. Yol hazırlıkları yapıldı ve gerek bazı Mekkelilerin kendilerinde olan emanetlerini vermek ve gerek bu kaçışı gizleyebilmek için Hazreti Ali Efendimiz (Allah ondan razı olsun) Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in evinde bırakıldı.

Müşrikler planlarını uygulamaya koydular ve gecenin geç vaktinde Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in evini kuşattılar. Sevgili peygamber Efendimiz (s.a.v.) onların aralarından Kur’an okuyarak ve Allah’a sığınarak çıkmış ve Hazreti Ebu Bekir ile birlikte (Allah ondan razı olsun) Sevr dağına doğru yola çıkmıştır. Sevr dağındaki Hira mağarasına gittiler.

Müşrikler, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in evini bastıklarında yatağında yatan Hz. Ali Efendimiz’i (Allah ondan razı olsun) buldular. Evde yaptıkları aramada Sevgili Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) bulamadılar. Hazreti Ali Efendimizi ve Hazreti Ebu Bekir’in kızı Esma’yı (Allah onlardan razı olsun) sıkıştıran müşrikler onlardan bir bilgi edinememişlerdi.

Medine tarafına doğru yaptıkları araştırmada bir şey elde edemeyince, araştırmalarını genişletmişler, iz sürücüleri devreye sokmuşlar ve Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile Hazreti Ebu Bekir’i (Allah ondan razı olsun) bulanlara yüksek ödüller vaad etmişlerdi.

Sevgili Peygamber Efendimiz ve Hazreti Ebu Bekir’in Medine’ye doğru değil de Cidde tarafına, Sevr dağında Hira mağarasında bulunduğu yere de geldiler. Ancak, mağaranın girişine kadar gelmelerine rağmen, mağaranın önündeki kuş yuvasından ve mağara ağzındaki örümcek ağının bozulmamış olmasına aldanarak, onların orada bulunmayacağına kanaat getirdiler ve geri döndüler.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Hazreti Ebu Bekir (Allah ondan razı olsun) o mağarada üç gün kaldılar. Hazreti Ebu Bekir’in oğlu Abdullah ve kızı Esma (Allah onlardan razı olsun) o üç gün boyunca onlara yemek taşıdılar. Ayrıca, Hazreti Ebu Bekir’in çobanı da koyunları Abdullah ve Esma’nın gidip gelişi boyunca sürüleri otlatarak, iz sürücülerin bir iz bulmalarına engel olmaya çalıştı.

Nihayet yol kılavuzu olarak belirledikleri Uraykit, Sevgili Peygamber Efendimiz ve Hazreti Ebu Bekir’in binecekleri develeri getirdi. Geceleri yol alıp, gündüzleri gizlenerek yola devam ettiler.

Kureyşli Müşrikler, aramalardan netice alınmayınca ödülü arttırdılar ve yüz deveye çıkardılar. Bu haberin ulaştığı Süreka’da araştırmalarını soruşturmalarını arttırdı ve bir gün adamın birisi, bir toplulukta konuşurken üç kişilik bir yolcu kafilesinden haber aldı. Süreka ‘onlar falancalardır’ diyerek onun sözünü kesti ve diğerlerinin bunu tahlil etmelerini engelledi. Evine geldi, atını ve oklarını hazırladı. Adamın anlattığı yönde hızla ilerledi. Kısa süre sonra Sevgili Peygamber Efendimiz’in kafilesine yetişti. Onlara :

“Bugün seni benden kim kurtarabilir?” diye bağırdı. Ancak, atını onlara doğru sürünce atın ön ayakları kuma gömüldü. Bu mucize karşısında Süreka, Sevgili Peygamber Efendimiz’den bağışlanmasını rica etti. O da affettiğini bildirdi. Süreka, yaptıkları karşısında ezilerek, onlara bir şeyler ikram etmek istedi. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), onun ikramını ancak iman eder ise kabul edebileceğini bildirince Süreka iman ederek Müslüman oldu.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in peşinde olanlardan bir diğeri de Büreyd idi. O da kendi kabilesinden yetmiş atlı ile yola çıkmış ve kafileye yetişmişti. Ancak, o da Allah’ın izni Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in tebliği karşısında kendisi ile birlikte olanlarla iman ettiler. Medine’ye girerken bir bayrak olmaksızın girmesinin hoş olmayacağını beyan etti ve başından sarığını çıkararak mızrağının ucuna bağladı. Medine’ye kadar Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i sancaktarlığını yaptı.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in yola çıktığı haberi Medine’ye de ulaşmıştı ve herkes onun yollarını gözlüyordu. Her gün güneşin doğumundan önce Harra’ya çıkıyorlar ve sıcak bastırıncaya kadar yolu gözlüyorlardı. Bir gün, Yahudilerden birisi kendi işi ile ilgili olarak çıktığı kuleden, gelen kafileyi gördü ve kendisini tutamayarak :

“Ey Araplar! İşte nasibiniz, beklediğiniz ulu kişi geliyor diye” bağırarak haber verdi. Her kes yollara döküldü.

“O geliyor, O geliyor, O geliyor, O”

İnşaallah bu husustaki notlarımıza yarın da devam edeceğiz. Yüce Allah (c.c.) bizlere de, muhacirin ve ensarın sahip olduğu peygamber sevgisini ve onun şefaatine nail olmamıza vesile amelleri nasib etsin.