ASIM CENGİZ GÜR


BİR GERÇEK

BİR GERÇEK


Her ölüm, geride kalanlar için bir vaizdir, bir ibrettir. Hani, adalet timsali Hazreti Ömer (Allah ondan razı olsun) mührüne yazdırmış ya “Ey Ömer! Ölüm sana vaiz olarak yeter” diye.

Dün, sevdiğimiz bir abimizin hanımını Allah’ın rahmetine teslim ettik. Güzel şehadetlerde bulunuldu ki, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), mü’minlerin şehadetinin Yüce Allah katında makbul olduğunu bize bildirmiş. Mekanı cennet olsun inşaallah.

Yüce Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de :

“Her can (nefis), ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak, sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz ve siz ancak (hesap için tekrar) bize döndürüleceksiniz” buyurmaktadır.

Aslında hepimizin bildiği ama dünya koşuşturması arasında unuttuğumuz, aklımıza getirmediğimiz büyük bir hakikattir, ölüm. Ayet-i kerimede de ifade buyurulduğu gibi bütün canlılar ölecek, hiç kimse bundan istisna olmayacak. Ölümsüz, baki olan ancak Allah’tır.

Yüce Allah (c.c.), hayatımız boyunca bizi hayırlar ve şerlerle, kolaylık ve zorluklarla, nimet ve mahrumiyetlerle imtihan ediyor. Rahat ve huzur içinde olduğumuz zaman ne yapacağız, kendisini unutacak, isyana sürüklenecek miyiz? Sıkıntı ve şerle karşılaştığımız zaman isyan mı edecek yoksa sabredecek mi? Ne yapacağını görsün kulum diye bu dünyada bizi imtihan ediyor Yüce Yaradanımız.

Yüce Allah (c.c.) asıl yurduna uğurladığımız teyzemize rahmet eylesin, kabrini nur makamını cennet eylesin, cümle geçmişlerimizle birlikte.

Muhakkak ki ayrılık sebebiyle bir üzüntü duyuluyor. Yakınları ve hayat arkadaşı daha da üzgün muhakkak ki. Ama, bu üzücü ayrılığın bile bir imtihan olduğunu biliyor ve sabrediyoruz. Yüce Allah (c.c.) sabredenleri müjdelemesini emrediyor Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e.

Emir Allah’tan. O’nun takdiri ile oluyor her şey. Hepimizin başına sırasıyla, birer birer gelecek olan bir gerçek ölüm. Yüce Allah (c.c.) hepimize hayırlı ve uzun ömürler versin ve büyük ecirler, sevaplar kazanarak huzuruna varmayı nasib etsin. İtaat ve ibadetle, hayır ve hasenatla geçirilmiş uzun ömür ne güzel bir nimettir mü’minler için. Ömrü boyunca sevaplar kazanır, sevgi kazanır. Yüce Allah (c.c.) mutlu, mahtiyar, uzun ve rızasına uygun bir hayatı hepimize nasib etsin.

Uzun ve sağlıklı yaşamak için de, Yüce Allah’ın bizlere emaneti olan vücudumuzu, aklımızı, çevremizi korumak ve onlara iyi bakmak zorunda olduğumuzu da unutmayalım. Mü’minler hem sağlık, sıhhat ve afiyette olmaya, hem Allah’ın rızası doğrultusunda bir hayat sürmeye gayret etmelidir. Çünkü bu haldeki bir mü’min hem din-i Mübin-i İslam için, hem ailesi için, hem çevresi için, hem ümmet için ve hem tüm insanlar ve hatta tüm yaradılmışlar için çok kıymetlidir. Bu sebeple sağlık ve sıhhatlerimize dikkat etmeli, kendimizi korumalı, koruyucu sağlık hizmetlerine önem vermeli, bir rahatsızlık halinde ise tedavi yollarına bakmalıdır. Böylece arkasında da sağlıklı ve kamil nesiller ile onların istifade edeceği eserler bırakabiliriz.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

“Bir insan vefaat edince amel defteri kapanır. Sevapları, günahları yazılan defterler kapatılır ancak üç sınıf insanın ki kapanmaz” buyuruyor. Amel defteri kapanmayan üç sınıf insanı ise şöyle bildiriyor:

“Arkasında sadaka-i cariye (kullanılmaya devam edilen hayırlar) bırakan kimsenin defterine hayırlar, bu eserler kullanıldığı sürece yazılmaya devam eder. Bu cami olabilir, okul veya kurs binası olabilir, çeşme, kuyu olabilir, aklınıza gelecek ve insanlar için faydalı olan her şey olabilir. Sağlığında bunları yapmış olanların defterine hayırlar, bu eserlerden istifade edildiği sürece yazılmaya devam eder.

Sonra; istifade edilen bir ilim (veya ilim kaynağı eser) bırakmış olanlar da bunlardan istifade edildiği sürece hayırlar defterlerine yazılır. Bir ilim, bir buluş ortaya koyan ve hatta bu ilim yolunda talebe yetiştirenler bunlardan istifade edildikçe, defterlerine hayırlar yazılmaya devam eder.

Ve nihayet üçüncü olarak: ölenin arkasından dua edip duran salih bir evlad. Arkasında bıraktığı evlatlar salih evlatlar olarak yetişmişse ve okuduklarından yaptıklarından hayır ve hasenatlarından önden gidenlere hediyeler gönderiyorlarsa ve hatta bunu ihmal etseler dahi onlar mü’minler için, insanlar için, yaradılmışlar için Yüce Allah’ın rızasına uygun faaliyetler yapıyorlar ise, onların da defterlerine hayırlar yazılmaya devam eder” buyurmuş oluyor Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.).

Efendimiz (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde : “Kabre konulduğunda günahları çok olan ama kıyamet günü kabirlerinden günahsız olarak kalkan kullar”dan bahsetmektedir.

Onun için bizler de bu üç sınıf insanlardan olmaya gayret etmeli özellikle salih evlatlar yetiştirmeye çok dikkat etmeliyiz. Evlatlarımızın namazlı, niyazlı, dualı, hayır yapmaya meyilli insanlar olması için hayat planları yapmalı, harcamalar yapmalıyız. Çünkü iyi evlat yetiştirmek hem dünya hem ahiret için büyük bir yatırımdır. Dünyada iken bize ilgilerini kesmezler, çocukken biz onlara nasıl rahmetle yaklaşmış isek, yaşlılığımızda da onlar bize rahmetle yaklaşırlar. Öldükten sonra da arkamızdan duaları, hayır ve hasenatları ile bize yardımcı olurlar.

Yüce Allah (c.c.) güç ve kuvvetimiz, sağlık ve sıhhatimiz yerinde iken yolunda çabalar göstermeye, hayır ve hasenatlar yapmaya ve arkamızdan bizi takviye edecek salih evlatlar yetiştirmeyi cümlemize nasib ve müyesser eylesin.