Başkan Özhaseki’nin dünkü basın toplantısına özel bir nedenle 5 dakika gecikmeli katıldım.
Toplantının soru-cevaptan önceki bölümü 40 dakika kadar sürdü. 25 dakika kadar da soru ve cevaplarla ilgili bölüm vardı.
Özhaseki sözün başında CHP’nin dillendirdiği malum iddialarla ilgili, “Geçtiğimiz yıl bir yandan şeytan taşladık, diğer yandan da hizmet etmeye çalıştık” demiş. Sanıyorum Başkan 54 yıllık hayatının en üzüntülü dönemini 2011’ de geçirmiştir. Bu konu açıldığı zaman, haklı olarak daha bir dikkat kesiliyor, cümleleri daha keskin kullanmaya gayret ediyor. Toplantı sonunda “O defteri kapattınız mı?” diye sorduğumda “Onların müfteriliğini ve rezilliklerini ilan etmek birinci görevimiz” diye öfkesini de ortaya koydu.
Her yapılanı eleştirenler olabilir. Bu bakışınıza bağlı. Meşhur tabirle bardağın dolu ya da boş tarafını görmek gibi bir şeydir bu... Doğru olan doluyu görüp boşluğu da dillendirmek...
Bu manada Başkan Özhaseki ve diğer belediye başkanı arkadaşları üç kişiden ikisinin oyunu, desteğini almış insanlar. Bugün bu desteğin de sürdüğünden şüphem yok. İnanmayanla istediği mahallede sokağa çıkıp anket yapabiliriz.
Başkanın sözlerini dinlerken ara ara iki yıl sonrasına takıldım. Sanki Başkan, “Hiç ölmeyecek gibi dünya, yarın ölecek gibi ahiret için çalışan” mümin tavrıyla konuşuyordu.
Bir kısmı bitmiş projelerden bahsederken, bir kısmı ise belki 5-10 yıl, hatta daha uzun sürecek çalışmalardan sanki ilk dönemini tamamlamak üzere olan bir belediye başkanı heyecanıyla bahsediyordu.
Anadolu Harikalar Diyarı, raylı sistem projesinin bazı bölümleri sosyal ve kültürel çalışmaların bir bölümünün tamamlanma süresi olarak 2013’ü gösterirken, bazı projeler için ise çok uzun zaman dilimlerinden bahsediyordu. Ben bu sözleri “Ben başlatayım da, nasıl olsa benden sonrakiler devam eder” şeklinde anladım. Ama salonda bulunanların bir bölümünün, “Başkan hiç koltuğu bırakmayacak gibi konuşuyor” dediğini de duyar gibiydim.
Başkan Özhaseki’nin başlayıp bitirdiği veya O’ndan sonra gelecek başkanlarında mutlaka devam ettireceği projeler var.
Cumhuriyetin 100. yılına çok bir zaman kalmadı. 11 yıl önce, yani 2000 yılında biri çıkıp da bize 2012’nin Kayserisini sorsaydı acaba hangimiz bugünü tam olarak resmedebilirdik. Hızla gelişen Kayseri’nin 2023’te nerede olabileceğine dair bir yarışma açılmalı ve tahayyül ettiğimiz Kayseri’yi yazıp bir zarfın içine koymalıyız ve o zarfları da 11 yıl sonra açılmak üzere saklamalıyız...
Kayseri çok büyük mesafeler katetti. Özellikle benim önemsediğim Erciyes Projesi’nin tasarlandığı gibi hayata geçirilmesi halinde şehir tahmin ve tahayyül edeceğimizin ötesinde büyüyecek, gelişecek. Geçtiğimiz yıl dillendirilmeye başlanılan Antalya Kayseri Hızlı Tren Projesi bu sürede tamamlanırsa Kayseri kültür ve turizmin önemli uğrak noktalarından biri olur. Şimdilerde bunlar planlanıyor, hatta planlamanın ötesinde projeye dökülüyor, temeller atılıyor...
Kayseri bir cazibe merkezi olarak gelişiyor. En azından çevre vilayetlerin birkaç adım önünde koşuyor sürek li... Altyapı projelerinin yanı sıra üstyapı çalışmaları da bunun bir göstergesi. Dün Kapalı Çarşı’da, Argıncık toplantıcılarında şekillenen ticaret şimdi OSB’de, SB’de, AVM’lerde dizayn ediliyor.
Daha düne kadar “Parası vardır, ya da kazanır ama yemesini bilmez ayrı” denilen şehir halkı artık sosyal ve kültürel çalışmalarda da var. Daha dün bağlarda eş-dostla yapılan oturmaların yerini modern restoranlarda verilen toplu yemekler alıyor. Daha dün turiste şaşı bakan şehir, acaba ne yapsak da daha fazla turist çekebilsek sorusuna cevap arar hale geldi... Kayseri gelişiyor, güzelleşiyor, eminim daha da güzelleşecek...
