VELİ ALTINKAYA


BAŞBAKANIN O ÜÇ SAATİ

BAŞBAKANIN O ÜÇ SAATİ


Bu, Başbakanın özel hassasiyetinden, manevi hassasiyetinden kaynaklanıyor.
Yaklaşık 600 kişinin davetli olduğu meslek örgütü ve STK’ larla ilgili yemekte yapılan konuşmaların bir bölümü basına yansıdı.Yerel ve yaygın medyada daha çok da Ali Yavuz’un sorduğu soruya verilen cevap var. Yerel basının bir bölümü de KAYSO Başkanı Boydak’ın  ihracat, Irak ve Suriye  sorusu üzerine Başbakan’ın Antep merkezli göndermesini gazete sütunlarına taşımış.
Dün bu sütunda bu konuların bir bölümünü kısaca özetleyerek aktarmaya çalıştım. Bu manada Başbakana 16 meslek örgütü ya da STK temsilcisi soru soruyor... Sorular cevaplandırılmadan önce danışmanları bir ön çalışma yaparak bazı sorularla ilgili Başbakanı brife ediyorlar. Not veriyorlar.
Başbakanın yemekten sonraki programı ile ilgili fazlaca bir yansıma yok... Aslında dünkü yazıda bir cümlede bazı ipuçları vererek “Bazı çevrelerin çarpıtma ihtimaline karşı bu toplantının detaylarına girmek istemiyorum” demiştim...
Yemekten sonra  iki saati aşan o program iki ayrı bölümden oluşuyor. Biri  başbaşa gerçekleşen “Özel görüşme”, diğeri bakanlar, milletvekilleri, vali, belediye başkanı, il başkanı ve  manevi veçhesi daha ağır basan bazı STK yöneticileri ile yapılan toplantı...
Bu toplantı Başbakan Erdoğan’ın cami, imam-hatip, yurt, yuva, muhtaçlara karşı yapılan çalışmalar konusundaki hassasiyeti odaklı gerçekleşiyor. Başbakan bu manadan olmak üzere başta Bakan Yıldız olmak üzere vali, milletvekilleri ve belediye başkanına özel talimatlarda veriyor...
Bu hassasiyet Başbakanın ma-nevi dünyasındaki fırtınalardan kaynaklanıyor.
Yukarıdaki ifadelerin önemli bir bölümü bilgi ve duyum merkezli tesbitler. Aşağı yazacaklarım ise  şahsi yorumlarım.
 Bazı çevrelerin isteği, arzu ettiği veya ara ara yüksek perdeden dillendirdiği gibi Başbakan Erdoğan’la Cumhurbaşkanı Gül arasında  sıkıntı yok. Hatta belki iddialı bir cümle olacak ama 1.5 yıl sonra yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik  deklare edilmemiş bir mutabakat dahi var.
Başbakanın  genel olarak Kayseri’ye, özel olarak da partisinin il teşkilatına, Büyükşehir belediye başkanına ve Vali’ye bakışında bir olumsuzluk yok. Bilakis takdir ve tebrik var... Elimde bir veri olsa daha eleni yazardım; resmi görevi bulunmayan bazı isimlerin Başbakanın  yeni değil,uzun süredir beri cüanını sıktığını son ziyarette bir kez daha öğrenmiş olduk.

ÖZHASEKİ: UYUM İÇİNDEYİZ
Bir çok vilayette milletvekilleri ile belediye başkanları, valilerle bürokratlar, oda başkanları ile  il başkanları sıkıntılı.
Hatta aynı partiye mensup milletvekili, belediye başkanı, il başkanı arasında Başbakana kadar intikal etmiş sıkıntılar var.
Kayseri’nin yakaladığı başarı da siyasiler, bürokratlar ve STK-meslek örgütü yöneticilerinin uyumunun payı büyük. Bu sadece bugünki iktidar döneminde değil 57. Hükümet döneminde de böyleydi. MHP’li kimliği son adaylığı nedeniyle alenileşmiş olan bir vali, AK partili bir belediye başkanı ile, yine ülkücü bir başka oda başkanı ile liberal bir rektörün birçok noktada uyum içinde olduğunu biliyoruz. Hatta bu şehrin sosyal demokrat bir bakanının ülkücü ya da milli görüş kökeninden gelmiş yöneticilerle  şehrin sorunları noktasında çok yakın ilişki içinde olduğunu geçtiğimiz yıllarda gördük.
Son aylarda şehrimiz üst düzey yöneticileri arasında frekans bozukluğu olduğu yolunda söylentiler dilleniyor... Bunlar sanıldığı gibi ciddi şeyler değil. Küçük nüanslardan kaynaklanan uygulamalar, ya da güreşme stilleri...
Şehirde üç kişiden ikisinin oyu ile iktidara gelmiş Belediye Başkanı da Başbakanın huzurunda  şehrin tüm yöneticileri ile uyum içerisinde çalıştıklarını kürsüden dillendiriyor. Kayseri bu haliyle de örnek olmalıdır.
Mış… Miş… Muş…
00-Başbakan Erdoğan’ın Kayseri’de Ali Yavuz’un İmralı ile sürdürülen müzakerelere ilişkin sorusuna verdiği cevap yaygın medyada geniş yer bulmuş.
00- Belsin’de PTT şubesine devredilen doğalgaz tahsilatında vatandaş saatlerce kuyrukta bekliyormuş.
00- TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun KTO’da bütün adaylara eşit olduğu şeklindeki açıklamasına Hiçyılmaz’ın ne diyeceği merak ediliyormuş.
00- Rektör Keleştemur hayırseverlere Avrupa’nın bir numarası olan Genom ve Kök Hücre Merkezi ile ilgili bilgi vermiş.
00- Melikşah Üniversitesi rektörlüğüne komşu vilayet ten bir rektörün gelmesi bekleniyormuş.

MUHALEFET VE SEÇİM
CHP İl Başkanı Sadık Atila önceki gün yaptığı açıklama ile “Seçime hazır” olduklarını söylemiş. Ne güzel. Tebrik ederim. Başta CHP ve MHP olmak üzere diğer muhalefet partileri iktidar partisine oranla seçime daha önceden hazır olmalı. Zira yerel ve  yaygın manada iktidar olan AK Parti hükümet imkanları ve yerel imkanlarla muhalefetin bir haftada ulaştığı bir yere bir saatte ulaşabilir. Bunun için muhalefet partileri şimdiden köy köy, mahalle mahalle, hatta sokak sokak ilçe teşkilatlarını çalıştırmalı, harekete geçirmelidir. Aday tesbiti sonrası böyle bir çalışma yapılırsa kesinlikle muhalefet yaya kalır. Muhalefet  bazı ilçelerde  başkan adaylarını şimdiden ilan ederek çalıştırmalı, sorun tesbiti  ve proje üretmelerini sağlamalıdır. Muhalefet, seçim arenasına son üç ayda çıkarsa bilsin ki 30 Mart akşamı erken saatlerde parti binasından ayrılmak zorunda kalır..