VELİ ALTINKAYA


BABASINA KALKAN OLMUŞ ÇOCUK

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


Geçtiğimiz hafta işyerinden çıktım, Bekir Yıldız Bulvarı’ndan Erkilet Bulvarı’na doğru aracımla seyrediyordum. Erkilet Bulvarı’na 200 metre kala sol şeritteki 5-6 aracın durduğunu gördüm; ben de sağ şeritten yavaş yavaş ilerlemeye devam ettim. Bekleyen araçların solda bulunan akaryakıt istasyonu istikametinde u dönüşü yapacaklarını zannediyordum...

Bir de ne göreyim...

Bir çocuk ve 30-35 yaş aralığında bir baba.

Baba, akülü olmayan tekerlekli sandalye ile karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor. Baba tekerlekli sandalyeyi eliyle hızlandırmaya çalışırken, 7-8 yaşındaki çocuk araçların geldiği istikamette adeta babasına kalkan olmuş, sürekli havaya kaldırdığı sağ eli ile araçlara ‘dur’ diye mesaj veriyor; küçücük sol eliyle de babasının tekerlekli sandalyesinin daha da hızlanması için gayret gösteriyordu.

Eminim o baba karşıdan karşıya geçerken, ‘Oğul sen araçların geldiği istikamet olan sağımda değil de, solda dur’ demiştir. Ama küçücük boyu ve kocaman yüreği ile o çocuk, babasının kazasız-belasız geçmesini sağlamak için, hem akan trafiği durdurma, hem de daha hızlı geçmeleri adına ‘hayır’ demiştir.

Helal sana çocuk...

Baba duası aldın ya; iki cihanda da sırtın yere gelmez artık. Belli ki annen de babanın dışarı çıkması gerektiği için sana ‘Haydi oğlum sen de babanla git ve ona yardım et’ demiştir.

İçimde bir ukde kaldı.

Keşke arabadan inip, o çocuğun alnından öpseydim. Adamcağızın da telefonunu alıp tekerlekli sandalyenin akülüye dönüşmesine katkı sağlasaydım.

Akranları bilgisayar başında ya da parklarda oyun oynarken, o aslan yürekli, babasına kalkan olmuş çocuğun omuzlarına Erciyes kadar ağır bir sorumluluğun yüklendiğini hissettim.

Belli ki o çocuk, küçücük yüreği ile babanın engelli de olsa, yaşadığı sürece arkasını yaslayacağı bir dağ olduğuna inanmış. Babasını 37 yıl önce henüz 51 yaşındayken kaybetmiş bu fakirin hisleridir bunlar.

 

BİR REKTÖR

Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu’nu birçoğunuz eminim tanımıyordur. Sabuncuoğlu, iki dönemdir Abdullah Gül Üniversitesi’nin rektörlüğünü yapıyor.

İhsan Sabuncuoğlu kim? ODTÜ Endüstri Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimi almış. Daha sonra ABD’ye giderek doktorasını tamamlamış. ABD’de bir süre öğretim üyeliği yapmış. Sonra ülkesine dönüp, Türkiye’nin örnek ilk vakıf üniversitesi olan Bilkent’te hocalığa başlamış. Bu arada Fransa’nın en köklü üniversitelerinde de ‘misafir öğretim üyesi’ olarak ders vermiş.

2013’de dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından adını taşıyan AGÜ’ye rektör olarak atanmış. Mart 2017’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından AGÜ Rektörlüğü’ne 2. kez görevlendirilmiş. Prof. Dr. Sabuncuoğlu’nun 100’den fazla yayınlanmış bilimsel çalışması var.

AGÜ, bugün öğrenci sayısı az da olsa, parmakla gösterilen devlet üniversitelerden biri. Sınavlarda ilk bine gören öğrencilerin yanı sıra, genellikle ilk 10 bindeki öğrencilerin tercih ettiği bir üniversite AGÜ...

Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde kurulan Abdullah Gül Üniversitesi Vakfı, AGÜ’nün fiziki mekânlarının, öğretim elemanlarının ve öğrencilerinin birçok maddi beklentisine katkı verdi-veriyor. Bu haliyle AGÜV, yüksek öğretimde ülkemizde bir model-örnek oldu.

Tekrar Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu’na dönelim.

Hoca’yı atandığı 2013’de tanıdım. Sarızlı olduğumu öğrenince, “Ben de Sarızlı sayılırım. Babamın memuriyeti nedeniyle çocuk yaşta Sarız’da bulundum” demişti.

Şehir, AGÜ Rektörü İhsan Sabuncuoğlu’nu çok tanımıyor. Hoca, kendisi de ön plana çıkmak istemiyor. Mütevazi, dürüst, özgüveni yüksek, çalışkan, değişime açık, doğal bir bilim insanı İhsan Sabuncuoğlu...

Bu satırları durup dururken niye yazdım?

Rektör Sabuncuoğlu’nun görevi önümüzdeki ay doluyor. YÖK, AGÜ Rektörlüğü için ilana çıktı. Rektör adayları 19 Şubat’a kadar başvuru yapacak. Kayseri’den de bazı adaylar olacağını sanıyorum.

Sabuncuoğlu Hoca kuvvetle muhtemel bir daha adaylık başvurusu yapmaz. Keşke yapsa ve atansa...

Maalesef hem YÖK, hem de hükümet edenler, adı sahibinden dolayı AGÜ’ye ‘üvey evlat muamelesi’ yapıyor. Hoca da istediğinin ağırlıklı bölümünü yapamadığı, hedeflerine ulaşma noktasında çok ağır mesafe aldığı, adeta elinin kolunun bağlı olduğu bir üniversitede bir dönem daha niye rektörlük yapsın ki... Hem talep etse, atanacağı bile şüpheliyken...

Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu’na bu vesile ile AGÜ‘ye, Kayseri’ye yaptığı hizmetler nedeniyle şükranlarımı sunuyorum. Sizi tanıdığım, ‘sır paylaştığım ve paylaştığınız’ için mutluyum hocam. Yolunuz açık olsun.

 

 

KULİS BULVARI

CHP’DE KONGRE YILI

CHP, bugünlerde istifa eden milletvekilleri ve içinden çıkacak Muharrem İnce’nin yeni partisini tartışa dursun, yaz aylarında da kongre trafiği yaşayacak. Partide sonbahara kadar ilçe kongrelerinin yapılması gerekiyor. Dolayısıyla Parti Meclisi de haziran-temmuz gibi kongre takvimini ilan etmek zorunda. CHP’de kongre takvimi epeyce uzun sürecek. Üye listesinin askıya çıkması, mahalle bazlı delege seçimleri derken ilçe kongresi öncesinde süreç 3-4 ayda anca tamamlanır. Özetle, CHP’de sonbaharda ilçe kongreleri, yılın hemen başında il kongresi var. Son kongre kıran kırana geçmişti, bakalım olası bir seçim öncesinde ilk kongre nasıl geçecek?

 

Mış… Miş… Muş…

00- Erciyes Anadolu Holding, TMSF’ye geçtikten sonra, geçen 5 yılda % 167 büyümüş.

00- TMSF bünyesinde Kayseri’de bulunan Koza Altın, Kurumlar Vergisi’nde Türkiye sıralamasında bankalar ve kamu şirketleri hariç ilk üçteymiş.

00-MHP’nin 14 Mart’ta yapılacak kongresinde Kayseri’den 7-8 isim MYK hesabı yapıyormuş.

00-DEVA Genel Merkezi’nin, Begüm Başmısırlı’nın il ve ilçe yönetimlerini 4 buçuk ayda neden onaylamadığı merak ediliyormuş.

00-CHP’de kongre hesabı erken başlamış.

00-KTO, A sınıfı akreditasyon belgesi almış.