Coronavirüs ne yazık ki can almaya ve yayılmaya devam ediyor. Bu illetin henüz çaresi bulunmuş değil. Yani oral yoldan alınan bir ağrı kesici gibi değil. Henüz ilacı bulunamadı. Bulunamayan bu bulaşıcı hastalığın tedavisi de ne yazık ki yok. Teşhis olmadan tedavi olunamıyor. Dikkat ediniz, çevrenizde bu illete yakalanan hastalar doğru beslenme ve temizlikle üstesinden gelmeye çalışıyor. Durumu ağır olanlar hastanelerde tedavi altına alınıyor. Kronik hastalığı olmayanların karşılaştıkları sıkıntı nefes alamamaları. Yani coronadan ölümler boğulmadan oluyor. Göz göre göre nefes alamıyor ve vefat gerçekleşiyor. O nedenle en büyük servet sağlık. Zaten yaşam bir nefes alıp verme işlevi değil mi? Bu işlev durunca ölüm kaçınılmaz oluyor.
Dünyada ilk hastalık çıktığı zaman söylenen maske takılması olmuştu. Maske çok az üretilen bir mamül olduğu için ilk aylarda temini zor ve çok pahalı olmuştu. 300-400 liradan satılan maskeler şimdi 10-15 bandında.
Hatırlayınız, kolonya satıcıları önünde nasıl da kuyruk vardı? Hem de fahiş fiyattan.
Daha sonra nasıl olduysa hastalık sonrası kısa sürede aşısı çıktı. Bu aşı tedavi değil elbette, yani aşı olan corona olmayacak diye bir kural elbette yok ama koruyucu olarak vuruldu.
Yapılan bir ankete bakılırsa ülkemizde her yüz kişiden 24’ü coronaya yakalanmış görülüyor. Kimi fark ederek kimi ayakta ama bir şekilde başından geçen sayısı bir hayli yüksek. Her 100 kişiden 15’i hiç aşı olmamış. Herkes aşı olmalı diyen kitle yüzde olarak 76 dolaylarında. Aşıya karşı olanların yüzdeye oranları 14. Yüzde 10’luk kitle ise kararsızlardan oluşuyor.
Yapılan bir ankete göre yine yüzdelerden gidelim. Halkın yüzde 67’si aşı yaptırmayanlara toplu alanlarda kısıtlama gelmeli diyor. Hayır, kısıtlama olmamalı diyenlerin yüzdesi yüzde 24.
Salgında kısıtlamaların işe yaradığını düşünenlerin oranı yüzde 45. İşe yaramaz diyenlerin oranı yüzde 41.
Halkımız en çok Sinovac aşısına güveniyor.
İşte sizler yaklaşık 6000 kişi ile yapılan anket sonucu. Oranlara bakıp kendiniz karar verin bu coronavirüs biter mi? Okullar elbette açık olmalı ama tedbirler alınarak. Dikkat ediniz şehrimizde İl Milli Eğitim Müdürü, ilçe milli eğitim müdürleri var. Ne iş yaparlar? Hiçbir gün okulların açık olması, aşı, temizlik, eğitimcilerin aşıya iknası konusunda tek söz ettiler mi? Sanki ihale açılmış ve belediyeler ihaleyi almış gibi, belediyeler çalışıyor, milli eğitim müdürleri izliyor. Ne güzel memleket...
MIŞ... MUŞ...
___Göreve yeni atanan İl Milli Eğitim Müdürü’nü herkes merak ediyormuş. O da ne bir açıklama, ne bir demeç vermeyerek görülmüyormuş.
___Göreve atanan ama bir türlü gelmeyen Müftü merakla bekleniyormuş.
___Müftü’nün görevlerini, Milli Eğitim Müdürü’nde olduğu gibi adeta belediyeler üstlenmiş.
