SAMİ DAYANGAÇ


ANNE VE BABAYA DOĞUM GÜNÜ MESAJI

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Her ne kadar doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günleri yaş ilerledikçe hatırlamasak da, hayırlı evlatlar yetiştirmiş isek, onlar sevgi ve saygıda kusur etmedikleri gibi, özel günleri de hatırlar ve hatırlatırlar.

Bu gün yazımızda sizlere Ankara’da çalışan ve yaşayan büyük oğlumuz Görkem'in peş peşe olan doğum günlerimizde anne ve babaya yazdığı mesajı paylaşmak istedik(Sabah erkenden de hediyeleri geldi).

 

Görkem’den ‘Anne’ye mektup;

Her şey doğum odasında minicik bir el, ellerini tutunca başladı. Hayatından hiç eksik "olmasın istedin. Kim bilir kaç geceyi karyola başuçlarında derin iç çekişler dinleyip hüzünlenerek uykusuz geçirdin, kaç emzirme seansında bitkin uyuyakaldın. Yeri geldi geceleri uykusuz kaldın, yeri geldi aç kaldın, yeri geldi benim derdimle ağladın.

Yol boyu, kusurlarımızı görmezden geldik. Toz kondurmadık üzerimize, kol kanat gerdik... Ben dünyanın en iyi evladıydım, sense tarihin en iyi annesi... Her çığlıkta başucumda biteceğini bilmenin güveniyle büyüdüm. Ve ne çok sevinçler yaşadık beraber... Ama sonra birden o korkunç çark devreye girdi ve yaşamın acımasız kuralı işledi; büyüdüm... Senin kollarında 'sen'den habersiz, bambaşka bir 'ben' çıktı ortaya. Bazen o eski 'ben'e hiç benzemeyen bir 'ben'... Çünkü fark ettim ki anlattığın masalların yaşamda karşılığı yokmuş.

Her kuşağın o vazgeçilmez ikilemi depreşti yeniden; 'Devir de amma değişti' diye yakınırken sen; ben ilginle boğulduğumdan dertlendim. Bir yerim yaralandığında 'Anam görürse ne kadar üzülür' diye gizlemeye çalışmak küçük bir çocuk için nasıl bir yüktür bilir misin? Acından çok onda yaratacağın acı, acıtır canını... Bu acımasız dünyada ayakta kalabilmenin yolu, tek başına kanat çırpmayı öğrenmekten geçiyordu. Nasıl da zalim bir çark bu değil mi? Doğuyor, doğuruyor ve günün birinde yuvadan uçacağını bile bile koca bir ömrü karşılıksız veriyorsun... Ve hayat birden ıssız bir adaya dönüşüveriyor. Sonrası kâh bir kapı zili beklentisi, kâh bir mektup, kâh bir telefon sesi... Fotoğraflar sarardıkça solan bir yaşam ve uzaklaştıkça yakınlaştığımız bir mazinin geri dönmez anıları... Hem mazide hem gelecekte kalbim ve ömrüm her zaman seninle olacak annem, kıymetlim doğum günün kutlu olsun, Allah seni başımızdan eksik etmesin, iyi ki varsın, iyi ki annemsin, SENİ ÇOOOK SEVİYORUM!

 

Görkem’den ‘Baba’ya mektup;

Nasıl da dokunaklıydı sesin ve cümlelerin.

Hiçbir zaman senin kadar iyi kuramadım o cümleleri

Ve hiçbir zaman senin kadar etkili konuşamadım karşımdakiyle.

Ama şimdi ilk defa senin için deniyorum babacığım.

Duygularımı aktarmayı deniyorum,

Bendeki yerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmayı deniyorum.

Seni ne kadar çok sevdiğimi söylemeyi deniyorum…

Hangi işe başlarsam başlayayım, önemli olanın ilk önce inanmak olduğunu ben senden öğrendim canım babam.

Ya da her başarısızlığın aslında daha büyük başarılara gebe olduğunu,

Bir insan üst üste kaç sefer yenilirse yenilsin

Eğer azmederse bir gün mutlaka kazanacağını…

Veya birisi beni sevmiyor diye üzülmenin ne kadar önemsiz olduğunu,

Önemli olanın benim kalbim olduğunu…

Ya da dost edinmenin hiç de kolay bir mesele olmadığını,

Dost edinmek için fedakârlığın ne kadar şart olduğunu…

Kısacası ben hayatın sırlarını hep senden öğrendim canım babam.

İyi ki varsın, koca yürekli adam… Doğum günün kutlu olsun, iyi ki varsın, iyi ki babamsın, evladın olmak şereflerin, gururların en güzeli, SENİ SEVİYORUM CANIM BABAM…

 

Değerli okur, özel de olsa Kayseri Haber ailemdir diyerek sizlerle paylaştım. Allah hepimize hayırlı evlatlar nasip etsin, acılarını göstermesin. Gurur duyduğumuz yavrularımız için duamızı eksik etmeyelim.