VELİ ALTINKAYA


AGÜ, MUHTEMEL REKTÖR VE İLİŞKİ...

AGÜ, MUHTEMEL REKTÖR VE İLİŞKİ...


O tarihlerde Türkiye’nin üç büyük vilayetinde birden fazla devlet üniversitesi vardı. Vakıf üniversiteleri yeni yeni kuruluyordu. Kayseri’de vakıf üniversitesi fikri yüksek sesle dillendirilmemişti bile.. Bizde Vakıf üniversitesi fikrinin ilk dillendiği yıllar 2000 gibidir... Devrin Dışişleri Bakanı Gül’ün bu noktada Kayseri’de ilk toplantı yaptığı tarih ise 2004’ tür. Oysa 2. devlet üniversitesi fikri 1997’ den itibaren yüksek sesle dillendirildi, hele hele  Sümer kampüsünün ERÜ’ye devri ile birlikte buraya önce teknik, sonra genel amaçlı bir üniversite kurulması konuşuldu... Bu fakir, 2. devlet üniversitesi kuruluncaya kadar konuyu sürekli gündemde tutmaya çalıştı. Her türlü siyasiyi ve yetkiliyi bu konuya konuşmaya, çaba sarfetmeye zorladı...

Kayseri’nin yetiştirdiği değerli bir evladı olan Abdullah Gül’ün Ağustos 2007’de 11. Cumhurbaşkanı olması ile birlikte kurulacak 2. üniversitenin O’ nun adını taşıması fikrini ilk dillendirenlerden biri yine bu fakirdir.

Kayseri bugün 4 üniversitesi ile Türkiye’nin önemli merkezlerinden biri oldu. Eminim tarihten gelen Makar-rı Ulema   adına yakışan önemli merkez olur...

Marifet iltifata tabi olmakla birlikte, bu satırları yazarken nefsi hassasiyet noktasında da mahçup olduğumu belirtmek isterim, ama hemen belirteyimki Melikşah  ve NNY Üniversiteleri ile ilgili Kayseri basınında teşvik edici, müsbet manada ilk  yazı ve yorumları yazan bu fakirdir. Gazete arşivleri ve bu üniversitelerin mütevellileri bunun şahididir.

Abdullah Gül Üniversitesi’nin kuruluşunda emeği geçen herkesi kutluyorum. Bu noktada doğrudan üzerine düşen bir görev olmamasına rağmen bu konuyu sürekli gündemde tutan, plan tadilatı ile yer tahsisi yapan Başkan Özhaseki’nin özel gayretleri olduğuna şahidim. Özel sohbetlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu üniversiteye kendi adının verilmesini istemidiğini, nezaketli olmasada bir  ortak arzuya bağlı bir emrivaki ile karşı karşıya kaldığını biliyorum.

Abdullah Gül Üniversitesi kamu mantığı ile kurulsa ve yönetilseydi eminim son yılların çok sayıdaki “Tabela üniversitelerinden” biri olmaktan öteye gidemezdi...

Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız AGÜ’nün “Vasat bir kamu üniversitesi” olmakla bir yere varamayacağını bildikleri için Vakfı kurdular. Hayırsever hemşehrilerimiz o vakfa milyonlarca lira bağışlayarak  yine örnek oldular...

Elbette AGÜ’nün Rektörü, tüm akademik ve idari pernsoneli ile gelecekteki öğrencilerdinin de, başta üniversiteye ismini veren Beyfendi olmak üzere, Vakfı kurarak önemli hedefler koyan değerli isimlerin ufuklarını görmeleri ve ona göre adım atmaları gerekir...

Süreç ne zaman başlar bilemiyorum; ama bu yıl içinde başlayacağı kesin. Bilkent’ten Prof.Dr.İhsan Sabuncuoğlu rektör adayı tesbitinin ilk ayağında seçimlere katılır ve kısa süredede Köşk’ten atanır... Bunun böyle olacağını kısa süre sonra görürüz. Her ne kadar Rektör Vekili Prof.İrfan Alan  ve AGÜ basın bürosu basınla diyaloğu resmi yazışmayla götürerek “şimdilik kaydıyla” böyle birşeyin olmadığını belirtselerde olacak bu...

Bu arada Rektör Vekili İrfan Alan Hoca’nın Basın Bürosu’nda çalışan ve “sorumluluk” verilen  bir başka ilden gelmiş arkadaşımıza “Kardeşim siz  Kayseri’deki gazetecilerle tanıştınız mı,onları ziyaret ederek böyle bir göreve  getirildiğinizi seylediniz mi?” diye sorması da gerek.

Büyük hedefler çizen üniversitede de büyük düşünen, statükoya karşı çıkan, 657’yi elinin tersiyle itebilen, yerinde oturmayan, gelişime, değişime, beşeri ilişkiye açık insanlar olması gerek... AGÜ öğretim üyelerinin, YÖK’ün ve Sayın Cumhurbaşkanının kararını elbette saygıyla karşılarız; muhtemel Rektör İhsan Sabuncuoğlu’nun göreve başlaması ile birlikte akademik ve idari personele de bu hedefi iyi anlatması şart... Arzu etmem, ama  aksi takdirde Prof.Asyalı’nın yaşadıklarını O da yaşar.

AGÜ’nün önümüzdeki sezonda öğrenci almasına yönelik bir hesap yapılıyor. İnşallah hesap tutar. Sümer içindeki eski fabrika binalarından en azından birinin aliminyum çalışması bitirilecek ve öğrenci alınacak. Zaten ilk yıl bütün fakülte ve yüksek okullara alınacak öğrenciler dil tedrisatı görecek... Malum okulda  tedrisat da yabancı dille gerçekleştirilecek...

Biz 4 üniversitemize de gözbebeğimiz gibi bakıyoruz... Bakmalıyız... Ama bu üniversiteleri yönetenlerin de kendi içlerinde, şehirle bütenleşmede, basınla ve tüm kamu kuruluşları ve STK’larla ilişkide aynı hassasiyeti ve titizliği göstermesi gerekir...

Mış… Miş… Muş…

00- AK Parti İl Danışma  Meclisi’nde  muhalefete yüklenilmiş.

00- TOBB’a bağlı meslek kuruluşlarında seçimler şubattaymış.

00- Öğretmenler günlerini buruk kutlamış.

00- Kayseri’nin eski valilerinden biri adli bir göreve getirilecekmiş.

00- Vali Yılmaz’ın yetkisinde olan ve yıllardır polislere gerektiği zaman verilen “taltifin” kaldırıldığı söyleniyormuş.

00- Basın İlan Kurumu  Genel Müdürü Mehmet Atalay kurmayları ile bugün Kayseri’deymiş.

00-ERÜ’de sıkıntılı-şaibeli geçtiği için iptal edilen öğrenci konseyi seçiminin demokratik ve şefaf bir zemin de yapılması isteniyormuş.

    MEHMET ATALAY 

VE BASIN İLAN KURUMU

Mehmet Atalay’ı Gençlik ve Spor Genel Müdürü iken tanıdım. Atalay bu görevinden muhtemelen büyüklerimizle tam istişare etmeden istifa ederek İBB başkanlığına aday adayı oldu. Yeniden eski gö-revine dönmesi bekleniyordu... Zira o görevi oldukca başarılı yapmıştı... İyiki dönmemiş. Yıllardır bir türlü statükoyu kıramayan Basın İlan Kurumu’nun başına getirildi Mehmet Atalay... Görevde bulunduğu sürede Kurum’ un  şube sayısını neredeyse üçe katladı. Gazetecilere faizsiz verilen kredi de aynı oranda arttı... Meslek örgütleri tarihlerinde (kamu yararındakiler hariç)ilk kez ciddi manada BİK’ten maddi katkı gördü... Gazetelerin daha vasıflı yayımlanması adına önemli çabalar sarfetti Atalay... BİK Genel Müdürü bugün Kayseri’ye  üç kurmayı ile bu çerçevede bir ziyaret gerçekleştirecek. Meslektaşlarımız Sayın Atalay ve ekibinin iyi niyetinden emin olabilirler...