Abdullah Gül Üniversitesi Kayseri´nin de, ülkemizin de gözde devlet üniversitelerinden biri. En genç üniversitelerimizden olmasına rağmen AGÜ ?az zamanda çok işler başardı.?
AGÜ, devlet üniversitesi ağırlığını taşımakla birlikte, vakıf üniversitelerinin seri hareket kabiliyetini de AGÜV dolayısıyla, uhdesinde bulundurmuş olup, bu haliyle öğretim kadrosu ve öğrencilerine fevkalade imkanlar sağlamıştır.
AGÜ´nün devlet üniversitelerinde alışık olmadığımız bin mantıkla, az sayıdaki öğrencilerinin neredeyse tamamına yakını ülkemizde dereceye girmiş, ağırlıklı bölümü ilk bin-3 bin arasında sıralanmış gençlerden oluşuyor.
Başakpınar sınırlarındaki AGÜ?kampüsünde inşaat çalışmaları ağır gitsede, Sümer´deki kampüs örnek alınacak güzellikle restore, dönüşüm ve inşa edildi.
AGÜ´nün kurucu rektörü sıkıntılıydı. Kısa süre görev yaptı ve henüz FETÖ?hassasiyeti bu noktalara ulaşmamışken, görülen bazı yanlışlar nedeniyle görevden alındı.
Sonrasında Bilkent´ten Prof. Dr. İhsan?Sabuncuoğlu AGÜ´ye rektör atandı. İhsan Hoca, kelimenin tam anlamıyla, ?üç-beş dosya, bir kaç akademisyen ve memur masayla? devraldığı AGÜ´yü seçkin, takdirle takip edilen bir üniversite halin getirdi.
AGÜ henüz genç bir üniversite. Bu sürede daha çok Sümer kampüsünün dönüşümü ve Başakpınar kampüsünün de planlaması ve kısmi inşaatıyla geçti. Önümüzdeki yıllarda AGÜ´nün akademisyenlerinin ve öğrencilerinin başarılı çalışmalarına daha fazla tanık olacağız.
AGÜ´nün başarı trendinde rektör ve çalışma ekibi ile, önceki Cumhurbaşkanımızın hamiliğini ilk sıraya koymamız lazım. Sayın 11. Cumhurbaşkanımız, Rektör Hoca ile birlikte üniversitenin her gelişimini adeta adım adım takip etti. Mevzuatın gelişimi tıkadığı noktada AGÜV´ün devreye girmesi talimatını verdi.
Üniversite´nin katettiği mesafede önceki belediye başkanı, şimdiki Çevre ve Şehircilik?Bakanı Mehmet Özhaseki ile, uzun süre AGÜV?yönetiminde bulunan Büyükşehir?Belediye Başkanı Mustafa Çelik´in emeklerinin de altını çizmek gerekir.
Evet bu uzunca girişten sonra gelelim yazının ana konusuna.
OHAL? kapsamında çıkartılan KHK ile rektör atama prosedürü değiştirildi. Rektör atamasında eski usule yeniden dönüldü.
YÖK, 21 Kasım 2016´da yaptığı duyuru ile aralarında AGÜ´nün de bulunduğu 19 üniversitenin rektörlüğüne talip olan prof´lara çağrı yaptı.
Yine YÖK, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada hangi üniversiteye kaç rektör adayının başvurduğunu da duyurdu. 19 üniversite için 358 rektör adayı başvurmuş. En az 4 adayla Siirt, en çok da 43 adayla İzmir´de yeni kurulan Demokrasi Üniversitesi´ne hocalarımız rektör olmak istemişler.
Diğerlerinden çok bizi AGÜ?ilgilendiriyor. Sanırım AGÜ?rektörlüğü için yapılan başvuru sayısı 5... Elbette şartları tutan her hocamızın böyle bir hakkı var. Başvuran isimlerin başında mevcut rektör Prof.Dr.İhsan Sabuncuoğlu geliyor. Sabuncuoğlu´nun görevi galiba bu ay doluyor. Ama, yeni atama süreci tamamlanıncaya kadar görevini sürdürecek.
YÖK?süreci ağır götürüyor. Aslında YÖK´de çok haksız sayılmaz, zira 358 prof hakkında tek tek inceleme yapacak. Bunları çağırarak tek tek sigaya çekecek ve sonuçta bu isimleri üçe indirip Cumhurbaşkanına sunacak.
Bu 19 üniversite arasında görev süresi iki-üç ay kadar önce dolan rektörler de var. Muhtemelki öncelik bunlara verilecektir. Bu cihetle AGÜ´de yeni rektör atama süreci kim bilir belki de iki ay daha sürebilir. Doğrusu ben şubat sonuna kadar AGÜ´nün rektörünün belli olacağını tahmin ediyorum. Bilemediniz gündem yoğunluğu çerçevesinde marta kalabilir.
Peki bizim rektör, yani AGÜ´nün rektörü kim olur?
Elbette takdir Sayın Cumhurbaşkanının; ancak neredeyse sıfırdan bir üniversite kuran mevcut?Rektör Prof.Dr.İhsan?Sabuncuoğlu´nun yeniden atanma ihtimalini ben çok yüksek görüyorum.
Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır kader birliği ettiği, ?kardeşim? dediği, bir ismin adını taşıyan üniversiteye rektör atayacaksa, mutlaka selefiyle bir istişare yapar. Gül, görevde iken, Rize Recep?Tayyip Erdoğan Üniversitesi´ne rektör atama sürecinde muhtemel ki böyle davranmıştır.
Öğretim elamanı veya öğrenci sayısı ile değil, bilimsel başarısı ile AGÜ´nün, Cumhuriyetin 100. yılında, ülkemizin parmakla gösterilen üniversitelerinin başında geleceğine inanıyorum. Bu noktada emeği geçen herkese, başta önceki Cumhurbaşkanımız Sayın Gül olmak üzere takdirlerimi sunmak isterim.
NOT: Bu yazıyı geçtiğimiz hafta yazmıştım. Yayını bugüne nasipmiş. Yazıdan sonra, Rektör Sabuncuoğlu ile talebim üzerine dün makamında çay içip sohbet ettik. İnşallah Hoca AGÜ´ye yeniden atanır.
10 OCAK
Bugün Çalışan Gazeteciler Günü. Aynı zamanda İdareciler Günü de... Bizim ?Günümüzü? kutlayan ?İdarecilerimizin? günlerini de biz kutlayalım. 27 Mayıs ihtilalinden sonra çıkartılan 212 sayılı Basın İş?Kanunu nedeniyle biz uzun süredir bu tarihi ?Çalışan Gazeteciler Günü? olarak kutluyoruz(!). O kanunun bazı maddeleri yürürlükte. Ama, 27 Mayıs ihtilalcilerinin basın özgürlüğü ve demokrasi adına çıkarttıkları o kanun ilk tırpanı 71 Muhtırası ile birlikte yine ihtilalcilerden yedi. Bu günse kanunun bir çok maddesi uygulanamaz durumda. Basının özgür olmasını isteyenler; önce medya sektörünün ekonomik olarak kendisine yetip yetmediğine bakmalıdır. Bugün ekonomik olarak özgür olmayanların, gerçek manada özgürlüğünden dem vurulamaz. 10 Ocak açıklaması yapanlar, günde kaç gazete alıyor veya medyaya ne kadar ilan-reklam veriyor, bunu da sorgulamalılar.
Mış? Miş? Muş?
00- Yeniden başlayan FETÖ davasında, şüphelilerin bir bölümü havanda su dövüyormuş.
00- FETÖ?davası şüphelileri mahkeme heyetinin sorularını geçiştirerek kurtulacaklarını sanıyormuş.
00- HSYK, Kayseri Adliyesi´nde de on kadar hakim ve savcı hakkında inceleme yapıyormuş.
00-Kayseri´de görev yaparken FETÖ´den tutuklanan bir savcının, cezaevinden bir hakime yazdığı mektup, ortalığı karıştıracak gibiymiş.
00-Anayasa değişikliği nedeniyle vekillerin?Ankara dışına çıkışı yasaklanmış.
00-Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile partisinin yolları yakında tamamen ayrılacakmış.
00-MHP ilçe kongrelerinde hiçbir muhalif isim delege seçilmemiş.
