Soma faciasının yankıları sürüyor... Facia gerçekten çok büyük... Dayanılacak gibi değil. Hayatını kaybeden her bir canın ayrı bir öyküsü var...
Kiminin cebinde kızının düğün davetiyesi var... Kimi evlenme hazırlığı yapıyor, kimi Zonguldak’tan kalkıp buraya ekmek için gelmiş...
Bu dakikada sayısı 282 idi... (Sayının 350’yi geçmesinden korkuyorum) İnşallah artmaz. Şimdi olay sıcak... Geçen günler kaybettiğimiz her canının öyküsünün ayrı bir dram olduğunu ortaya koyacak...
Bilinen bir tabir “ateş düştüğü yeri yakıyor”... Yaraları sarma adına attığımız her adım aslında iyi niyetimizin bir göstergesi olmasına rağmen acıları da tazeliyor... Ama gidenler gittti.. Onlar için dua etmekten başka yapacak birşeyimiz yok... Geride kalanları asla ihmal etmememiz gerek.Öyle zannediyorum ki hayatını kaybeden insanların önemli bir bölümü 35 yaşın altında... Kısa süre sonra bunun istatistikleri çıkar... Bu da herbirinin bir kaç çocuğu olsa bebek ve genç diyeceğimiz yaş oranlarında bin yavrumuz yetim kalıyor... Bu yavrularımızın eğitiminden gelecek endişelerine kadar ne yapılması gerekiyorsa devlet ve millet olarak sahip çıkmamız lazım...
Bu olay nedeniyle bazı çevrelerin siyaset yaptığını da üzülerek görüyorum. Elbette “yürütme” yetkisini kullanan Hükümet bu olayda ihmali olanların üzerine sonuna kadar gidecektir, gitmelidir... İdari soruşturma bir yana, adli süreci ilgili Başsavcılıklar başlattı... Bu noktada hukuk adamlarının ihmali olanlardan her türlü hesabı soracağına olan inancım tam...
Başbakan’ın olay günü yaptığı basın toplantısındaki bazı sözlerini tasvip etmiyorum. Keşke o cümlelerin bir bölümünü kullanmamış olsaydı. Ama bazı provakatörlerin de ülkenin Başbakanının acıya ortak olma çabası içerisinde iken yuhalaması hatta bir markete sığınmak zorunda kalmasını nasıl makul görebilirsiniz. Keza Ana muhalefet Liderine yönelik de benzeri bir tepki olmuş... Kılıçdaroğlu’nun bu işte ne günahı var...
Canlı yayınları takip ediyorum, muhalefete mensup bazı isimler ile bir kısım meslektaşımızın bu elim olayı bir “siyasi hesaplaşma”ya döndürme çabasını üzüntüyle takip ettiğimiz kanaatindeyim...
Elbette bu olayın bir siyasi hesabı varsa o hesap da sorulmalıdır... Ama, orta yerde 282 kişi hayatını kaybetmişken, bu sayının 350’leri bulması kaçınılmaz gibi gözükürken, daha 100’e yakın işçiye (muhtemel ki gerçek aleme göçtüler) ulaşılamamışken ekranlarda siyaset yapmanın ne alamı var?
Gün siyaset günü değil.
Önce yaraları sarmamız gerek. Ulaşılamayan kayıplarımıza ulaşarak, önce onları toprakla buluşturup, ailelerin acılarını mümkün olduğunca yüksek oranda paylaşıp, siyaseti, hesap sormayı, sorgulamayı sonra yapmamız gerekir.
Dayanılmaz bir facia ile karşı karşıyayız. Ama, Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi mutlaka bu acılardan ders çıkartıp, bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirleri almamız gerekir...
Milletimizin başı sağolsun..
00-Soma faciasında hayatını kaybedenlerin sayısının artmasından endişe ediliyormuş.
00- Kayseri’de hemen her kurum ve kuruluş büyük felaket nedeniyle birçok etkinliği iptal etmiş.
00- Başkan Özhaseki Soma faciası nedeniyle iki ilçeye yapacağı ziyareti ertelemiş.
00- Kayseri’nin eski ve köklü özel okullarından birinde 53 öğrenci gıda zehirlenmesi yaşamış.
00-Yeni Emniyet Müdürü İbrahim Kulular bugün göreve başlıyormuş.
00- Şehitlikteki anma programında Garnizon Komutanı gözyaşlarını tutamamış.
00-Adliye mensuplarına yeni bir lojman arayışı varmış.
YENİ EMNİYET
MÜDÜRÜ
Kayseri’de görev yaptığı 20 aylık süre zarfında kanun dışına çıkmadan, devlet ve milletle barışık bir yönetim anlayışıyla, Kayseri’nin gerçekten bir “huzur şehri” olması adına gayretli bir çalışma ortaya koyan Mustafa Aydın görevi bugün devrediyor. Yeni emniyet müdürü İbrahim Kulular son kararnamelerde alışık olduğumuz gibi hızlı bir şekilde görevine başlıyor. Yeni müdürümüzü tanımıyorum. Ankaralıymış. Demirel’in cumhurbaşkanlığı ve hemşerimiz Şükrü Çukurlu’nun Koruma Müdürlüğü döneminde uzun süre Köşk’te görev yapmış. İnanıyorum ki O da Aydın’dan aldığı hizmet bayrağını daha yükseklere taşıyacaktır.
