VELİ ALTINKAYA


996 LİRA 71 KURUŞLUK DAVA BÜYÜYOR

996 LİRA 71 KURUŞLUK DAVA BÜYÜYOR


Halen Kütahya Valiliği yapan Şerif Yılmaz’ın Kayseri Valiliği döneminde, yine halen Nevşehir’de Vali Yardımcısı olarak görev yapan, dönemin Kayseri İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mustafa Atsız’la ilgili bir dizi müfettiş trafiği ve yargılamalar yapılmıştı..

  Konu günlerce Kayseri gündemini meşgul etti. Devlet görevlilerinin bu şekilde “hesaplaşması” bazı çevrelerden tepki görmesine rağmen, “siyasi irade” de maalesef birçok noktada olup bitenleri seyretmekle yetindi...

İşte o günlerde müfettiş raporu ve yargılamaya konu olan şikayetlerden biri de Özel İdare’ye ait Kaytur adlı şirketin kiraladığı bir aracın, kiralama ve yakıt ücreti olan 996 lira 75 kuruşun, dönemin Genel Sekreteri Atsız tarafından mevzuata aykırı olarak ödendiği iddia edilmişti...

Konu Yargı’ya intikal etmiş ve Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi Savcı’dan gelen iddianame çerçevesinde olayı “zimmet” olarak değerlendirerek, Atsız’ı mahkum etmiş ve kararı da  “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” şeklinde icra etmişti...

Bin lirayı bile bulmayan o dosyaya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu el koydu...

“Topu topu 996 liralık bir kiralama ve araç akaryakıt kullanıldığı iddia edilen bir konunun ‘Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlarla’ ne ilgisi var” diyebilirsiniz.

Bizim o gün için bazı bürokratların “taht kavgası” olarak gördüğümüz olayın meğer arkasında neler varmış. “Gözlüklü, peruklu, takma sakallı” biri Emniyete ihbar mektubu göndermiş. Kişinin bu ihbar mektubunu hangi postaneden verdiği görüntülerle sabit...

Atsız, bu görüntülere ulaşarak kişinin kimliğinin tespiti ve yakalanmasını istemiş. Mahkeme, polise 8 yıl süreyle bu kişinin aranması-yakalanması için karar ve talimat vermiş...

Yakalanan kimse yok...

“Peruklu, takma sakallı ve gözlüklü” meçhul şahsın ihbar mektubu üzerine şimdilerde “paralel yapı iddiasıyla yargı süreci yaşayan emniyet görevlileri O.A.D ve C.Y. harekete geçmiş, o dönemde Kayseri Adliyesi’nde görev yapan bazı savcılar da polislerden gelen çalışmayı iddianame olarak mahkemeye sunmuş...

Yargılama süreci ile ilgili de sıkıntı var... Orta yerde bir yargı kararı olduğu için detaya girmemiz doğru olmaz, Mahkeme Heyeti’nin “teknik bir suç kabul edilen” zimmetle ilgili bilirkişi raporuna rağmen “kanaat” ishar etmesi de ayrıca tartışmalı gözüküyor...

   Yine bu olayla ilgili soruşturma ve yargılama sürecinde Maliye de devreye girmek zorunda kalmış. Zira dosyada 15 ay sonra “fatura üretildiği” veya “sahte evrak üretildiği” iddiası var. Bu iddia kapsamına da bir milletvekilinin muhasebe bürosunun dahil edilmesi olayı farklı boyuta taşımış...

Gelinen bu noktada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Serdar Çoşkun, 06.11.2014 tarih ve 2014/ 131507 sayılı yazı ile Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden  dava dosyasını istemiş...

Mahkeme bir gün sonra, yani 07.11.2014 tarihinde 2013/237 esasla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermiş...

Dosya hala Ankara’da...

Bunu nereden biliyorsunuz derseniz,  Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı 12 Ocak 2015 tarih ve 2015/426 sayılı yazısı ile bu dosyayı, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istemiş. Mahkeme Kayseri Başsavcılığına 13.01.2013 sayı ile gönderdiği yazıda  “Dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca henüz iade edilmediği”ni söylüyor...

Peki, Ankara Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu bu dosyayı ne yaptı?.

Bendeki duyumlara göre,  Mustafa Atsız, yaklaşık 6.5 saat süreyle Savcı’ya ifade vermiş. Sonrasında Dosya’nın üçe ayrıldığı ve yargı mensuplarını ilgilendiren bir bölümünün HSYK’ya gönderildiği söyleniyor. Muhtemelen bu etki ile olsa gerek, HSYK’nın 900 kişilik son kararnamesinde dosyada adı geçen bazı yargı mensupları “tenzili rütbe” ile farklı görevlere verildiler. Dosyanın bir ayağı ise “dokunulmazlık” gerekçesi ile ayrılarak TBMM Başkanlığına gönderildi veya gönderilecek....

Dosyanın iskeleti, yani ana dosya ile ilgili inceleme süreci ise devam ediyor... O dosyada adı geçen polislerden ikisi zaten şu anda bir başka soruşturma çerçevesinde tutuklu...

   Sizin anlayacağınız, 996 lira 75 kuruşluk dava, bir süre sonra, “PDY” diye ifade edilen bir organizasyonun, Kayseri’ ye, daha doğrusu bir kamu arazisine yaptırılmak istenen ve sonradan engellenen yurtla ilgili, bir “tertip” olarak karşımıza çıkarsa şaşırmam.

Anlayacağınız Kayseri önümüzdeki günlerde renkli gelişmelere sahne olabilir.

   Bu sürecin Ankara’da hem emniyet, hem de adli görevliler tarafından  yakından takip edildiğini de hatırlatarak yazımızı bitirelim...