H. Ali YILDIRIM


21. Yüzyıl Kamu Mimarisi

Yeni Dünya - H. Ali YILDIRIM


Devlet, kurumlarıyla vardır ve vatandaşa kurumlarla dokunur. Kurum ne kadar kişisellikten uzak olursa Devlet o kadar çok hissedilir olacak, o kadar ön plana çıkacaktır. Öyleyse devletin simgesel aynası olan kurumların iyi bir kimliği olmalıdır. Binaları vücut, mimarisini elbise, makamları uzuv ve çalışanlarını da hücreler gibi düşünebiliriz. Devletle işi olan vatandaşın ilk teması görsel olduğundan, Devletin elbisesi, yani mimarisi ve etiketi yani markası ona bir şey ifade etmeli, saygı uyandırmalıdır, bu konuda yapılacak yatırımlar asla israf olarak adlandırılamaz?

İmar, medeniyetin görünen boyutunu oluşturmak, kolektif hafızayı ayakta tutmak ve bunu gelecek kuşaklara taşımak gibi bir göreve sahiptir. Büyük medeniyetler kendilerini anlatan mimari yapılar bırakarak hem o dönemi anlatmakta hem de hafızaları canlı tutmaktadırlar. Bu tür ifadesi olan yapılara ?kimlikli yapılar? diyebiliriz. Örneğin, eski Kayseri Lisesi ve Sivas Kongre Binaları küçük te olsalar birer örnek sayılabilir. Biri eğitim seferberliğini, diğeri milli mücadeleyi ifade ediyor. Ancak Dolmabahçe Sarayı çok güzel ve görkemli olsa da bizi yansıtmıyor, mimarisinde başka bir mesaj gizli?

Oysa 1970-1980´lerde diktiğimiz binalar tam bir garabet. On binlerce kibrit kutusunu bina zannettik ve milli serveti heba ettik. Ne mimariden, ne tarihten, ne de estetikten nasibini almış, hiçbir kültürün izini taşımıyor, ucuzluk ve sıradanlık hissi veriyor. Devletin simgesel uzantısı olan kamu binaları ise, bütçe vb. sorunlardan dolayı ucube halde olabildiler. Polis Karakolları ve Sağlık Ocakları geçmişte gecekondu ve apartman giriş katlarına girdi, bu şekilde ?Devlet İmgesi? zarar gördü, inkâr edemeyiz...

Kurum levhalarımız Orhun Kitabeleri gibi uzun: 90´lı yıllarda misafir bir Alman teknisyen yol üstündeki bir levhayı sormuştu. Levhada ?Falanca Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü, Falanca İlçe Emniyet Amirliği, Falanca Trafik Denetleme İstasyon Amirliği? gibi uzunca bir şey yazılıydı. Tercüme edince: ?Niye kısaca ?Polis´ yazmamışlar? deyip gülümsemişti. Yine, ?MSB, ASAL Dairesi, Falanca ASAL Bölge Başkanlığı, Falanca Askerlik Şube Başkanlığı? şeklindeki bir levha, kurumu gölgeleyip makamı ön plana çıkarır ya da kuruluş-bağlantı şeması olur. Gelişmiş ülkelerde kamu levhaları kısa ve makamsızdır: ?Politzei? (Polis), ?Post? (Postahane), ?City Hall? (Hükumet Konağı), ?State Railways? (Devlet Demiryolları). Bizde de ?Hükumet Konağı?, ?Polis Evi?, ?Askerlik Şubesi? ve ?Kayseri Lisesi? doğru yazılmış etiketlerdir çünkü yalnızca kurumu ifade etmekte, kimin idare ettiği ve kime bağlı olduğu levha konusu değildir?

Kurum dış levhaları kurumun vatandaşa yönelik etiketidir ve yöneticisinin başkan, müdür, amir veya şef olması dış levhanın konusu olamaz. Bunlar iç levhalarda gösterilir ve yön levhaları ile oda / makam girişlerinde belirtilir. Kurumsal aidiyet vurgusu için dış levhalarda yalnızca amblem, kurum ve yer ismi olmalıdır: ?Ziraat Bankası? altında ?Talas? örneğindeki gibi ?Hükumet Konağı? altında ?Talas? ya da ?Polis? altında ?Talas? şeklinde kısa ve sade olmalıdır, çünkü bu sadelik kurumsal bakış açısının ve markalaşmanın önünü açacaktır?

Ekim 2019 ayı içerisinde inşaatı halen devam etmekte olan Sinop-Boyabat Hükumet Binasını gördüm. Binanın ön girişi üç kat yüksekliğinde boş bırakılmış ve yaklaşık 10´ar metrelik iki sütun eklenmiş, aralarına birkaç basamak merdiven konarak bina girişi yükseltilmiş, genel olarak ta eski Safranbolu konağı havası verilmiş ve harika olmuş. Yüksek tavanlı bir giriş ?yücelik duygusu? uyandırmaktadır. Ucuz kooperatif binasını andıran hükumet binalarına ?yeter artık? diyen Boyabat Hükumet Konağı Projesini yapanları ve onay verenleri kutlamak gerekiyor. Umarız diğer il ve ilçelere de ilham verir. Hükumet Binası eski bir yurt binasını andıran Talas´a da böyle bir bina yakışır mı yakışır?

Özetle: Bu kapsamda yapılacak bir ?21. YY. Kamu Mimari Projesi? yarışması zihinlerde bir reform uyandıracağı gibi Türkiye imajını da olumlu yönde değiştirecektir. Böyle bir projenin uygulanması ile kurumlar markalaşıp devletin imgesel gücü arttığında ise aidiyet duygusu da yeni bir boyut kazanacaktır. Dahası bu mimari eğilim kendiliğinden özel sektöre de yansıyacaktır?