VELİ ALTINKAYA


17 NİSAN SONRASI...

Gündem - Veli Altınkaya


Neredeyse iki  aydır; ülke geneli ile ilgili olarak referandum tahminimi % 53-54 ?Evet´ olarak ifade ediyorum.Yukardaki tahmini uzun süredir Tv ekranlarında ve ikili sohbetlerde dillendirmeme rağmen, belli bir kesimin renksizliği nedeniyle ?Evet´in % 57 çıkması da, Hayır çıkması da bana sürpriz olmaz´ diyenlerdenim.

Özellikle bazı AB ülkelerinde yaşanan olaylar, sonrasında Kılıçdaroğlu´nun radyo konuşması ve nihayet malum bir vekilin ?Denize dökme´ sözlerinden sonra ?Evet´ oylarının, Kayseri tabiriyle ?gıdım gıdım´ yükseldiğini görüyorum.

16 Nisan akşamı ne olacağını yaşayanlar görecek. Hangi tarafta olursak olalım, milletin iradesine saygı duymaktan başka yapacağımız bir şey yok.

Peki ?Evet´ veya ?Hayır´ çıkarsa 17 Nisan sabahından itibaren ne olur? Elbette tüm taraflar aynı gün akşamdan başlayarak ?sandık iradesine´ saygı mesajları verirler. Bunlar tahmin edeceğimiz türden, malum balkon konuşmaları olur.

Elbette mutat veçhile hayat devam eder. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer siyasilerimiz, herkes görevine, herkes işine-gücüne yoğunlaşır.

Önce ?Hayır´ çıkması halinde ne olacağı tahminimi söyleyeyim.

?Hayır´ çıkarsa Türkiye´nin kesinlikle sonbaharda bir??Erken genel seçime´ gideceği kanaatindeyim. Kılıçdaroğlu her ne kadar mealen, ?Hayır çıkarsa  bunu bir güvensizlik gibi yorumlamayacağız´ dese de; Tv ekranlarında, hatta sokakta yapılan yorumlarda  çıkan sonuç?Cumhurbaşkanı ve hükümet açısından kesinlikle bir??güvensizlik´ olarak yorumlanacaktır.

Türkiye´nin içinde bulunduğu ekonomik gösterge, coğrafyamızda yaşadıklarımız hesaba katılırsa Türkiye´nin 2019´da yapılacak seçimlere kadar bu durumu taşıyabilmesi çok zor olur.

Hayır çıkması halinde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ekibiyle istişare ederek gerekirse 2017´yi kaybetme pahasına, küresel güçler ve uzantılarının, 2019 seçimlerine iki yıllık bir sürenin olduğu zamanda  ?yeni oluşumları´ devreye sokma girişimlerine karşı, sonbaharda bir erken seçim görüyorum.

Yılın sonbaharında yapılacak bir erken seçimde Meclis´te 2.5 parti olur. AK?Parti, CHP ve bağımsız Meclis´e giren HDP´liler.

Böyle bir seçim kararı halinde vatandaş her ne kadar, ?Seçimden bıktık, ekonomi, terör ve dış politikaya bakın´ dese de siyasi şartlar bir erken seçimi kaçınılmaz kılar. Referandumu takip eden 6 ay içinde yapılacak bir seçimde MHP?ve HDP´nin toparlanarak barajı geçebilmesi bana göre çok zor. HDP´liler bağımsız girecekleri seçimlerde 30-40 kadar vekil çıkartabilirler. Yaklaşık 500 milletvekili de AK?Parti ve CHP arasında pay edilir.

AK?Parti bu yolla, hiç olmazsa 2021´in sonbaharına kadar meclis çoğunluğunu ve hükümeti elinde tutar. Ve Mart 2019´daki yerel seçimlerle Ağustos 2019´daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine hükümet sorunu olmadan gider.

Tabi ?Hayır´ çıkması halinde döviz kurları dahil, ekonomik göstergelerin, genel ekonomik ve terörle mücadele psikolojisinin ne kadar olumsuz etkileneceğini de söylemeye gerek yok.

17 Nisan´a bir de ?Evet´ açısından bakalım.

Evet çıkarsa, (ki benim tahminim öyle) yukarda izaha çalıştığım ekonomik, siyasi ve terörle mücadele psikolojisi objektif olarak etkilenir.

Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın dön sinyalini verdiği ?Partiye dönüş´ uygulaması yıl sonuna kadar tamamlanır. TBMM, yeni değişikliğe uygun olarak tempolu bir çalışma ile bir yandan 100´e yakın kanun ve diğer mevzuatta değişiklik için hummalı bir çalışma yürütürken, diğer yandan AK?Parti, CHP ve MHP ciddi bir kongre süreci ile karşı karşıya kalır.

MHP´li muhalifler tamamen tahliye olur. 18 Mart 2018´e kadar ?Beyhude´ arayışla vakit geçirir ve sonra başka sulara yelken açmak zorunda kalırlar.

CHP kesinlikle ?Genel Başkan´ tartışması yaşar. Ve yeniden yılda bir-iki kez şahit olduğumuz kurultaylar süreci başlar.

Peki ya AK?Parti...

AK?Parti referandum olmasaydı kongre takvimini başlatıyordu. Mayıs ayında kongre takvimi hayata geçer ve ekime kadar ilçe ve il kongreleri tamamlanır. Kasım ayında yapılacak olağan genel kurulda partinin genel başkanlığına Cumhurbaşkanı Erdoğan gelir. Tabi bu kongre ile birlikte parti yönetimlerinde ve kabinede kısmi değişikliklere gidilir.

Yeni sistem 3 Kasım 2019´da hayata geçeceği için o tarihe kadar Binali Yıldırım ?Cumhurbaşkanı Yardımcısı gibi´ başbakanlığını sürdürür. Erdoğan´da iki yıl süreyle ?Partili cumhurbaşkanlığının´ öcü olmadığını uygulamaları ile millete göstermiş olur.

Karar da, söz de milletindir. Varın bu pazar için kararınızı verin... Benim kararım belli.

 

O PROGRAM

MÜSİAD´INDI

2 Nisan´da Başbakan Kayseri´deydi. İkindi vakti miting yaptı, akşamda bir otelde konuştu. Başbakan Yıldırım, ?Kanaat Önderleri ve Sivil?Toplum?Kuruluşları Temsilcileri´ başlıklı Valiliğin logosunun da bulunduğu bir kürsüde konuştu. Bu konuyu daha önce aktaracaktım, geçen hafta 2 gün yazamamıştım; nasip bugüneymiş. O toplantının Kayseri valiliği ile hiç bir alakası yok. Toplantı tamamen MÜSİAD?Kayseri Şubesi tarafından organize edildi. Davetlileri belirleyen de  MÜSİAD... Muhtemel ki Valilik logosu da oraya, Başbakanlığın isteği üzerine konuldu. Bu konuda farklı çevrelerin, ?Kim bu kanaat önderleri ve STK´lar? şeklinde yorumları oldu. Bir daha ifade edelim; davetlilerin?Valilikle hiçbir ilgisi yok; organizasyon MÜSİAD´a ait. Salonun yetersizliğinden olabilir; keşke MÜSİAD daha geniş yelpazede bir davetli listesi hazırlasaydı.

 

 

Mış? Miş? Muş?

00-Kayseri´nin referandumun son haftasını da sükunetle geçirmesi adına, herkesin üzerine düşen görevi yapması bekleniyormuş.

00-Bakan Özhaseki son haftayı Kayseri´de geçirecekmiş.

00-MHP?Teşkilatları Bahçeli´nin mitingi sonrası ?Evet´ için hareketlenmiş.

00-Çetin?Arık ve Feyzullah?Keskin neredeyse iki aydır kapı kapı ?Hayır´ için çalışırken, sık sık da Ankara´dan destek alıyorlarmış.

00-FETÖ davasının 4 ay sonraya ertelenmesi şaşırtırken, Boydakların banka hesaplarındaki tedbirin kısmi olarak kaldırılmasına Savcı´nın itiraz ettiği konuşuluyormuş.

00-ERÜ?Hastanelerinin 100 milyonluk borcundan bahsedilirken, idare katındaki yeni tefrişat düzenlemesi dillere düşmüş.