9 Aralık 1917´de İngiliz General Allenbay komutasındaki askerler Kudüs´ü işgal ediyor.
Yaklaşık 400 yıldır Osmanlı´nın himayesinde kalan Kudüs 1. Cihan Harbi nedeniyle İngilizler tarafından işgal ediliyor. O tarihte Kudüs´te Yahudi sayısı neredeyse bir elin parmakları kadardır. Nüfusun ağırlıklı bölümü Müslüman Araplardan oluşmaktadır. Bir miktar Türk ve az sayıda da Yahudi vardır Kudüs sokaklarında. Yahudilerin ağırlıklı bölümü de şehir merkezinden ziyade çevre köylerde yaşamaktadır.
Ulu Hakan Abdülhamid?Han döneminde Yahudiler, Teodar Herzl denen adamın liderliğinde Filistin´de (Kudüs´te) bugünkü İsrail Devletini kurabilmek için çok uğraş verdiler. Filistin´den toprak almak için başvurmadıkları yol kalmadı. Osmanlı´nın Duyun-u Umumi´ye odaklı tüm borçlarını üstlenmekte dahil, akıllarınca Ulu Hakan´a teklif etmedikleri rüşvet kalmamıştı.
Abdülhamid Han, bugün olduğu gibi o gün de adeta düveli muazzama ile savaştaydı. Fermanla Filistin topraklarını kendi malı ilan etti. Ama, Abdülhamid?Han´ı içerdeki işbirlikçileri ile ?hürrüyet musavvat´ safsataları ile tahttan indiren emperyal güçler Sultan Reşat ve Vahdettin döneminde de Kudüs başta son Osmanlı toprakları ile ilgili emellerine ulaştılar. Maalesef o gün İngilizlerin başını çektiği bu küresel güçlerin en büyük destekçisi Osmanlı´ya ihanet eden bazı Arap kabileleri ve reisleriydi.
Abdalhamid Han, ?Mekke Allah´ın (c.c.) haremidir. Medine Hz. Peygamberin (s.a.v) haremidir. Kudüs de müminlerin haremidir. Biz var olduğumuz sürece Kudüs düşmeyecektir? demişti.
O tahtta iken ne Kudüs´ü, ne Mekke ve Medine´yi düşüremediler. Abdülhamid yaşarken emellerine ulaşamayacaklarını anlayanlar önce O´nu alaşağı ettiler sonra hesaplarını gerçekleştirmeye başladılar...
Yarın İngilizlerin?Kudüs´ü işgalinin 100. yılı...
Yüz yıldır bu coğrafyada hesaplarını tamamlayamayanlar müflis tüccar misali eski oyunlarını ısıtıp ısıtıp yeniden sahneye koymaya çalışıyorlar...
Bugün Kudüs odaklı yapılmak istenen budur.
Suriye´de, Irak´ta yapmak istedikleri de 100 yıl önce yarım kalan hesaplarını tamamlama çabasından başka bir şey değil.
Maalesef bölgede bulunan Müslümanları etnisite-milliyetçilik veya bir başka tuzaklarla birbirine düşürerek zayıflatıyor, sonrada parçalayıp yönetme hesabı yapıyorlar.
Dünün İngiltere´si bugünün ABD-AB?ve İngiltere´sidir.
Al birini vur ötekine...
100 yıl önce Osmanlı´yı yıkanlar Balkanları paramparça ettiler. ?Demokrasi getireceğiz? diye Afrika´nın kuzeyindeki devletleri bataklığa gömdüler. Şimdi sıra enerji yatakları üzerinde bulunan ve 90 yıldır sömürdükleri Orta Doğu coğrafyasında... Buraları yakıp yıktılar. Irak, Suriye kaç yılda yeniden yapılaşır zannediyorsunuz? Üzerinde hangi devlet veya devletçikler olursa olsun, önce yakıp yıktılar, sonra ?imar edeceğiz? diyerek bu toprakların kaynaklarına bir elli yıl daha ipotek koyacaklar.
İslam coğrafyası yöneticileri itibariyle (halkların ciddi manada bir sıkıntı yok) emperyal güçlerin karşısında ortak hareket etmediği sürece 100 yıllık hesap bitmez. Balkanları paramparça edenler, şimdi Orta Doğu´da aynı şeyi yapacaklar. Sıra Kafkasya´ya geliyor. Rusya, Çin bunu görerek hareket etmeli; aksi takdirde Kafkasya´da bir süre sonra yapılacaklar?Rusya ve Çin´i çevreleme operasyonları olarak karşımıza çıkacak.
Biz 80 milyon olarak siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakıp günü geldiği zaman istediğimiz partiye oy vermek şartıyla bu küresel oyun karşısında dik durmalıyız. Bu oyun dünyayı ekonomik olarak kontrol eden emperyal sermayenin oyunudur. Bu oyun silah tüccarlarının, enerji baronlarının oyunudur. Yoksa bunların hiçbiri Ermeni´nin, Kürt´ün, Süryani´nin bağımsız olması, devlet kurması gayreti gütmüyor. Onları kullanarak hasım gördükleri devletleri zayıflatma, parçalayarak kontrol etme, hatta yutma projesidir yapılmak istenen.
Bu arada muhtemel ki bugün cuma namazı sonrasında başlayarak ABD-İsrail´e yönelik protestolar yapılacaktır.
Demokratik protesto haktır. Kimse demokratik tepkisini ortaya koyduğu için ayıplanamaz. Ancak toplu organizasyon yapanlar, mutlaka buralarda atılacak sloganlardan, taşınacak dövizlere kadar tamamını kontrol etmelidir. Aksi takdirde provokasyon dahil, istenmeyen olaylarla karşı karşıya kalabiliriz.
Marjinaller bu gibi zamanı kullanabilirler. Demokratik tepkisini ortaya koyanlar, marjinalleri içine almama noktasında azami dikkat göstermeli. Aşırıya kaçan tepki ve eylem telkininde bulunanlar mutlaka süzgeçten geçirilmelidir. STK yöneticileri bu noktaya özen göstermeli.
BÜYÜK YÜREKLİ KÜÇÜK KIZ
Gazetemizin dünkü manşeti etkileyiciydi. İHA´nın yaptığı bir haber. 8 yaşında ilkokul öğrencisi Serap Topal muhtemel ki ailesinin de telkiniyle Hakkari Emniyet?Müdürlüğü´ne bir mektup yazıyor. Serap, mektubunda, ?Oralar çok soğuktur. Babam maaşını alınca size kazak göndereceğiz. Siz de Kayseri´ye geldiğinizde beni polis arabanızla gezdirir misiniz?? şeklinde bir cümlede kullanıyor. Serap´ın dedesi polismiş. Babası bir süre önce muhtemel ki hem Serap´ı dedesinin mezarına, hem de polis şehitliğine götürmüş. Küçük çocuk belli ki bu ziyaretlerden etkilendiği için böyle bir mektup kaleme almış. Hakkari Emniyeti, o mektubu Kayseri Emniyeti´ne göndermiş. Emniyet Müdürü İbrahim?Kulular´ın talimatıyla, Toplu Destekli Polislerimiz Serap´ın evini hediyeleriyle ziyaret edip, kocaman yürekli kızımızı bağırlarına basıp polis arabasıyla da gezdirmişler. Alkış Serap´a, alkış TDP´ye?
Mış? Miş? Muş?
00- Kayseri Kudüs´ün ortak sesi olmuş.
00-Başsavcı Akın, Gazeteciler?Cemiyeti´ni ziyarette, Kayseri Emniyetinin uyuşturucu ile mücadelede Türkiye´ye örnek olduğunu söylemiş.
00- Bütçenin Genel?Kurul´da görüşülecek olması nedeniyle, iki hafta süreyle vekillere ?Ankara dışına çıkmayın´ denmiş.
00-İYİ?Parti´nin üç merkez ilçe başkanından ikisi, aynı bölge ve meslektenmiş.
00-İYİ?Parti Genel?Başkanı Akşener´in hafta sonu planlanan Kayseri ziyareti ertelenmiş.
00-Talas Belediye Başkanı Palancıoğlu babasını gözyaşları ile toprağa vermiş.
00- Kayseri´deki Suriyeli sayısı son bir yılda 9 bin 917 kişi artmış.
