VELİ ALTINKAYA


?KERME SİZDEN, ODUN BİZDEN...´

Gündem - Veli Altınkaya


Yeni neslin adını bile duymadığı, bu yazı içinde sıkça yer alacak, üç kelimenin anlamını TDK sözlüğü veya bizim kullandığımız haliyle vererek yazıya başlayalım.

Kerme:

Kurumuş hayvan gübresi, tezek.

Baş tutmuş yaranın kabuğu...

Basılmış, sıkıştırılmış koyun gübresi...

Gecgere:

Taş, toprak, kum vs. taşımaya yarayan sedye şeklinde, 4 kollu iki kişinin kullandığı çoğunlukla ahşaptan yapılan yük nakil aracı.

Loğ:

Toprak damın, yolun, harman yerinin gevşeyen zeminini bastırmak-sıkıştırmak-pekiştirmek için kullanılan sert kayanın ovalleştirilmesi ile kullanılan silindir. Yuvak...

Her gün siyaset veya gündeme dair bir şeyler yazıyoruz. Bu kez de dün´e dair yazalım. Bizim geleneklerimize, yaşadıklarımıza dair bir not düşelim tarihe ve bizden sonraki nesillere...

Geçtiğimiz hafta ajans, Anadolu insanının hala kışlık yakacak olarak kullandığı ?tezek´le ilgili bir haber yapmış. Haberi okuyunca çocukluk, gençlik yıllarımın en sıkıntılı imalatlarından biri olan ?kerme´ yapımı aklıma geldi.

Biz tezeğe genellikle ?kerme´ derdik. Şehir görmüşlerimiz nadiren ?tezek´ derdi. Kışın odunla tutuşturduğumuz soba ve aşganadaki ocağın en önemli yakacağı idi kerme... Odun konusuna da ayrıca geleyim; ama önce şu kerme imalatını bir anlatalım.

Hayvancılık yapmıyorsanız kerme yapmanız mümkün değil. Kermenin iyisi koyun gübresinden olur. Aylarca gece veya belli dönemlerde gündüz ahırda veya avluda beslenen küçük-büyükbaş hayvanların gübrelerinin kalınlığı 5-10 cm´ye ulaştığı zaman, hayvanların olmadığı bir zaman bel´le (küreğin sivri olanı) hayvanların sürekli tepeleyerek sıkıştırdığı gübre yığını kalıplar halinde kesilir ve gecgere ile güneş görecek bir yere kuruması için sıra sıra dizilir...

Kermenin, kalıbı hayvan tarafından sıkıştırılarak oluşturulmuş hali böyledir.

Bir de insanoğlunun yaptığı kalıpla oluşan kerme var. Yuvarlak kasnak şeklinde ya da tahtadan kare-dikdörtgen kalıplar hazırlanır. Hayvanların ahır veya avluda altları süpürülerek (veya kürekle) ıslak olan gübreleri yine gecgere ile bu kalıplara dökülür ve kuruması beklenir...

Kuruduktan sonrada kermeyi ıslanmayacak bir yere istif edersiniz kar düşmeden...

Ha unuttum...

Bu arada loğ´un fonksiyonunu unuttuk. Eğer kerme ahırdan sökülmeden önce yeterince sıkışmamışsa veya güneşli bir yere serildikten sonra yine tam olarak kurumamışsa loğ ile belli dönemlerde sıkıştırma işlemini yaparsanız, kerme daha iyi yanar.

 Bu işleri yapıyorsanız kokusuna katlanacaksınız...

Kömür vardı da, kerme ile keyif aldığımız için mi uğraşıyorduk sanıyorsunuz.

Kışın köyümüzün (Sarız-Yalak) en kıymetli yakacağı olan kermeyi odunla tutuşturmanız lazım.

12 Eylülcülerin ?Yeşilkent´ diye adını değiştirdiği köyde herkes yakacak odunu Binboğa´dan temin ederdi. Mayıs sonu gibi Binboğa´ya yaylaya göçüşümüzün iki temel faktöründen biri de kışlık odun ihtiyacının karşılanmasıydı. En önemlisi şüphesiz hayvanların yayılımı, peynir, yoğurt, tereyağ vs. yapımıydı. Ama bu vesile ile kışlık odunumuzu da o güzelim asırlık ardıçları keserek temin ederdik...

Yalak, ?orman köyü´ değildi. Ama yaylalarımızda ardıç ve bizim ?mezda´ dediğimiz köknar ağaçları vardı. Hepimiz vahşice o ağaçları, ormanı talan ettik. Ben ve benden önceki büyüklerime ormanı yok edişlerinden dolayı kızıyorum. Ama peki ya hükümetlerin bu işte hiç mi kabahati yoktu...

Kışın dam boyu kar yağardı. Kış bizim oralarda neredeyse 6 ay karla geçerdi. Ne yakacaktınız sobada, aşganada, ocakta? Kestiğimiz ağaçları, demir çivilerle bir metre kadar uzunlukta parçalar ve eşek-at sırtında, sabah ezanı ile birlikte, 3-4 saat süren bir yolculuktan sonra, ormancı korkusu yaşaya yaşaya kaçak olarak evlerimize getirirdik.

İyi de bunu bilen devletimiz, hükümetimiz, ormancılarımız, ?Ahali, gelin bu ağaçları kesmeyin. Biz her eve kışlık ihtiyacınızı karşılayacak kadar bir-iki ton kuru odun verelim. Bu ağaçlar, bu dağlar, yaylalar zaten sizin; koruyun bunu´ dese olmaz mıydı?

O asırlık ardıçları devirmek, parçalamak için çoğu zaman haftalarca uğraşırdık. Yaş yaş kesilen bu ardıçlar, yayladaki çadırın yanında bir süre istif edilir, kısmen kuruduktan sonra da yukarıda arz ettiğim gibi eşek-at sırtında 3/4 saat süren yolculuktan sonra köye getirilirdi.

Devlet, ?Kerme sizden, odun bizden´ deseydi o ağaçlar bugün de yaşıyor olacaktı.

 

Mış? Miş? Muş?

00- Kapuzbaşı´nda kaya düşmesi sonucunda bir gencin hayatını kaybetmesi üzmüş.

00- KTO?AB Bilgi Merkezi´nin de katkı verdiği Adige Kültür Festivali´nde konuşan KTO?Başkanı Gülsoy ?birlikte güçlüyüz´ mesajı vermiş.

00- Cumhur İttifakı, Büyükşehir Meclisi´nde ?ortak grup´ yapıyormuş.

00- Serbest?Bölge´ye yeni gümrük müdürlüğü kurulacağı haberi sevindirmiş.

00- OSB?Başkanı Nursaçan, Etiopya´dan sonra Endonezya´ nın da fahri konsolosu olmuş.

00- CHP´de muhalifler Ümit?Özer´in karşısına tek isim çıkartmak için ?şimdilik´ mutabık kalmış.

00-Başkan Yalçın,?Ali Dağı´nı ağaçlandırmakta kararlıymış.

 

 

KULİS BULVARI

ORTAK GRUP TOPLANTISI

Cumhur?İttifakı, isabetli bir karar almış. İlçelerde uygulanıyor mu bilmiyorum. Büyükşehir´de Başkan?Büyükkılıç´ın talimatı ile ittifak ruhuna uygun bir uygulama başlatılmış. Dün Büyükşehir?Belediye Meclisi´nin toplantısı vardı. Saat 14: 00´de AK?Parti grubu toplanmış. 15: 00´de grup toplantısına MHP´li üyeler de katılmış ve tüm kararlar masaya yatırılmış. Saat 16: 00´da da meclis toplandı ve gündemdeki maddeler müzakere edildi. Malum komisyonlarda da tüm muhalefet partilerinden üyeler var. Hal böyle olunca mecliste kararların neredeyse hepsi oy birliği ile çıkıyor. Nadiren bazı kararlara muhalefet olumsuz oy veriyor. Bu uygulama şehrin ortak, yani hep birlikte yönetilmesi anlamına gelir. Büyükşehir´deki bu uygulamanın ilçe belediyelerinde de yapılmasında yarar var. Özellikle taşradaki ilçelerimizde bu ortak toplantılar eminim ki çok daha yararlı olacaktır.